1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. ‘Kuru Otlar Üstüne’ filmi üzerine kişisel notlar
‘Kuru Otlar Üstüne’ filmi üzerine kişisel notlar

‘Kuru Otlar Üstüne’ filmi üzerine kişisel notlar

Düşündüren, izleyenle konuşma, tartışma ihtiyacı hissettiren bir film. Filmin bendeki izdüşümü, yakın coğrafyada yaşamanın getirdiği kültür benzerliği ile hikayenin içine girerek anlatılanları ezbere bildiğimizi anlamamızı sağlıyor.

A+A-

Sadiye Ada
[email protected]

Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kuru Otlar Üstüne’ filmini Mart’ın ilk haftasından itibaren abonesi olduğum teknoloji ve medya hizmeti sağlayıcısında gösterime girdiğinde izleyebildim. Öncesinde Nuri Bilge Ceylan’ın yine senaryosunu Ebru Ceylan ve Akın Aysu ile birlikte yazdığı, 2018’de gösterime giren ‘Ahlat Ağacı’ filmini şimdilerde kapanmış, tozun toprağın içinde Girne’de bir cep sinemasında arkadaşımla birlikte izlemiştik. Malum buralarda sinema salonları yetersiz, yanmış tiyatro salonları bile yıllardır tekrardan inşa edilmemiş vaziyette. Hal böyle iken, o veya bu sebeplerden 2023 Cannes Film Festivalinde Merve Dizdar’ın ödül aldığı yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kuru Otlar Üstüne’ filmini sinemada izleme fırsatı bulamamıştım. 

Nuri Bilge Ceylan’ın yönettiği, senaryosunu Ebru Ceylan ve Akın Aksu’nun birlikte yazdığı 3 saat 18 dakikalık filmi iki güne yayarak en nihayetinde izlerken, sürekli sahneleri izleyip izleyip başa aldım. Bazen görüntülerin estetiğini görmek için, bazense izlediklerimi düşünmek için… İzlerken Nuri Bilge Ceylan’ın daha önceki filmlerinde de olduğu gibi, kendi çekmiş olduğu, ‘Başka Bir Yerde’ isimli kişisel fotoğraf sergisinde yer alan, fotoğraf karelerini de yerleştirerek sanki film karakteri Samet’in (Deniz Celiloğlu) kendi basit fotoğraf makinesinden çekmiş gibi bir algı yaratması filmde beni rahatsız eden ve gerçekçi bulmadığım noktalardan biriydi. Gelelim filme dair belleğime yerleşmiş diğer konulara. 

Film ücra bir taşra kasabasında öğretmenlik yapan, tayinini bekleyen İstanbullu Samet (Deniz Celiloğlu) ekseninde dönüyor. Samet, meslektaşı sosyal bilgiler öğretmeni Kenan (Musab Ekinci) ile aynı evi paylaşan genç bir resim öğretmenidir. Resim öğretmenliği yaparken öğrencilerin yaratıcılık becerilerini geliştirmelerine önem vermeden, dersi gelişigüzel-hazırlıksız işlemesi mesleki anlamda da kendini gerçekleştirememiş olabileceği izlenimi bırakıyor. Samet’in öğretmenlik yaptığı kırsalda, insanları küçümseyen aslında apolitik tavırlarıyla ilişki içinde olduğu erki ve bu oluşturduğu konfor alanının dışına çıkmak istemeyen bir karakteri ortaya koyarken izleyiciye hikayenin bütününde narsist kişiliğini de sergileyerek gösteriyor. Hikayedeki Samet karakteri senaryo gereği kimseyle sorun yaşamak istemediği için ilişkilerini oportünist-pragmatist bir çizgide yürütmekte sakınca görmemektedir. Bireysel olarak Samet’in mücadeleden kopuk, sistemin dayattırdıklarına kayıtsız kalışı bende, acaba Kıbrıs’ın kuzeydeki sosyal yapıda da aynı şekilde kadrolu öğretmen olmanın verdiği hiyerarşik ilişkilerde yerini bilme, eğitimle şekillendirilmiş ezber davranışlarını bozamama, dayatılanı sorgulamadan alıp normalleştirerek, sindirilmiş, tepkisiz kalma halleri sergileyip sergilemediği sorusuna takılıyorum.

Samet'in öğrencileri arasında yakın olduğu, zeki bir kız öğrencisi olan 14 yaşındaki Sevim de(Ece Bağcı) vardır. Sevim'in defterinin arasında öğretmeni Samet'e hitaben yazılmış bir aşk mektubunu ve Samet’in İstanbul’dan sadece öğrencisi olan Sevim’e hediye olarak getirip verdiği aynayı, sınıfta öğrencilerin eşyalarını karıştıran okul idarecileri tarafından arama yaparak bulunur. Okul yöneticilerinin sınıfa aniden girip travmatik bir şekilde arama yapması eğitim ortamının demokratik olmadığını da gösterir niteliktedir. Daha sonra bir şekilde Samet’e verilen bu aşk mektubunu yok etme konusunda yalan söylediğini fark eden öğrencisi Sevim haklı olarak ona öfkelenir.  Hikayenin devamında Samet, Kenan'la birlikte bir cinsel istismar suçlamasının hedefi hâline gelir. Samet kişisel sorumluluğunu almayarak asıl hedefin Kenan olduğundan şüphelendiğinden arkadaşlıkları da giderek bozulur. Samet, suçlamadan adını temize çıkarmaya çalışırken içinde bulunduğu sosyal yapının ahlak kurallarına uyma zorluğuyla karşı karşıya kalsa da bu durumun ‘çocuk istismarı’ olduğunu kabul etmeden ucu kendine dokunduğu için özeleştiri yapmadan öğrencilerine sözel şiddet uygulama dozunu artırır. Bir kız öğrenci olarak Sevim karakteri filmde yaşına göre Samet’in öğrenci-öğretmen ilişki mesafesini aşarak yaklaştığını anlayıp taciz suçlamasını yapması Sevim’in çocuk yaşta olmasına rağmen güçlü karakterde ve özgüvende olduğunu göstermektedir. Benim dikkatimi çeken bir diğer nokta sınıfta tüm öğrencilerin bölge şivesiyle konuşmasına rağmen sadece Sevim düzgün bir İstanbul şivesiyle kendini ifade eden tek öğrencidir. Kuzey Kıbrıs’ta da artık sınıflarda öğrenci sayısı fazla olduğundan, kalabalık çok kültürlü sınıf ortamlarında öğrenciler kendilerini anadillerinde de ifade edebilme ve eğitim alma şansları maalesef ki söz konusu değildir.

‘Kuru Otlar Üstüne’ filmi, Samet’in öğretmen kimliği üzerinden ilişkileri ekseninde dönse de aslında Samet’in sonradan tanıştığı bölgeye yeni tayin almış İngilizce öğretmeni Nuray’ın (Merve Dizdar) sağlam karakter ve duruşu -ki aslında Ankara Garı Katliamında karıştığı siyasi bir olayda kaybettiği bacağını protez takarak hayatına mütevazi bir şekilde resim de yaparak devam etmeye çalışmaktadır- izleyiciyi etkiliyor. Bence esas Nuray karakteri filmde, yeniden inşa etmeye çalıştığı engelli kadın kimliğiyle, dürüstçe kendini ifade eden tavırlarıyla ortaya koyduğu müthiş bir performansla filme damgasını vuruyor. Zaten Cannes Film Festivalindeki ödül töreninde de, Merve Dizdar yaptığı konuşmasında filmdeki "Nuray" karakterine vurgu yapmış, karakteri tanımak için çok çalışmasına gerek kalmadığını belirterek, ‘’Filmde canlandırdığım Nuray karakteri, inandığı şeyler ve varoluşu için mücadele veren ve bu uğurda bedeller ödemek zorunda bırakılmış bir kadın. Yaşadığım coğrafyada bir kadın olmak, Nuray'ın ve Nurayların duygusunu doğduğum günden beri ezbere bilmeyi gerektiriyor" demiştir. Hatırlatsanız yaptığı konuşmada da şöyle demişti:

‘Bu ödülü, Nuray ve onun gibi kadınların mücadelesine güç verebilmek için; kendisine layık görülenlere boyun eğmeyip eyleme geçen, bu uğurda her şeyi göze alan ve ne olursa olsun umut etmekten vazgeçmeyen tüm kız kardeşlerim ve Türkiye'de hak ettiği güzel günleri yaşamayı bekleyen tüm mücadeleci ruhlara armağan ediyorum."

Öznel olarak filmi izlerken beni düşündüren bir başka konu ise film, Samet ekseni üzerinden gitse de öğretmenlik yaptığı okul ikliminde taşra bürokrasisinde başına gelenler aslında Kıbrıs’ın kuzeyindeki öğretmenlerin de bir şekilde tecrübe ettikleriyle eşdeğerdir diyebilirim. Okul müdürünün atamasından tutun da demokratik olmayan sınıf ortamlarında öğretmen-öğrenci arasındaki öğretmen merkezli hiyerarşik ilişki, okullardaki geliri düşük aile çocuklarına yapılan bağışların öğrencilere dağıtılırken rencide edilişleri, öğretmenler odasında öğretmenlerin yaptığı derinliksiz sohbetleri…

Aklıma gelmişken ekleyim, yönetmen Nuri Bilge Ceylan izleyiciyi bir sahnede şaşırtarak, Samet ve Nuray beraber olmadan önce Samet’i sahneden filmin çekildiği ortamdan çıkarıp sahne arkasındaki bir tuvalette ona ‘hap’ içirerek seyircinin algısı ile oynuyor. Burada filmdeki Samet karakteri ile oyuncu Deniz Celiloğlu arasında kimlik değişimi yapılarak içtiği hapla beraber olacağı kadın üzerinde erkekliği ile tahakküm kurma derdi olduğunu da düşünülebiliriz.

Filmin finalinde, artık Samet tayin çıkmıştır. Okulda düzenlenen yıl sonu etkinliği ile artık tayini çıktığı için okuldan ayrılacak olan ve film boyunca konuşan Samet’in öğretmenlik kimliği ve yaşadıklarını kişisel algılayışıyla anlattığı iç konuşmalarını dinliyoruz. Öğrencisi Sevim ile yaptığı karşılıklı konuşmada da yüzleşme gerçekleşememiş, öğrencisini nasıl gördüğünü ona söylemeden izleyiciye aktarır. Artık karlı, soğuk kış günleri sona ermiş yaz gelmiştir. Samet arkadaşları Nuray ve Kenan ile gezdiği ören yerlerinde çekilen fotoğraflarla hikaye döngüsü filmde tamamlanır. 

İzlemeyenlerin, ‘Kuru Otlar Üstüne’ filmini izlemeye değer bulduğumu belirterek izlemesini öneririm. Düşündüren, izleyenle konuşma, tartışma ihtiyacı hissettiren bir film. Filmin bendeki izdüşümü, yakın coğrafyada yaşamanın getirdiği kültür benzerliği ile hikayenin içine girerek anlatılanları ezbere bildiğimizi anlamamızı sağlıyor.

 

Kaynakça:

Kuru Otlar Üstüne: “Bir şeylere” İnanmak Üstüne - Altyazı Sinema Dergisi

Kuru Otlar Üstüne Netflix'te yayınlandı - Medyascope

“Kuru Otlar Üstüne”: Apolitik vs Politik - Mehmet Kazım | Birikim Yayınları

https://www.gazeteduvar.com.tr/nuri-bilge-ceylan-imzali-kuru-otlar-ustune-sinemalarda-izleyicilerden-gelen-ilk-tepkiler-galeri-1640170

https://www.gazeteduvar.com.tr/merve-dizdar-odul-konusmasini-acikladi-kadin-olmanin-ne-kadar-zor-oldugunu-biliyoruz-haber-1621142#google_vignette

Bu haber toplam 3084 defa okunmuştur
Gaile 508. Sayısı

Gaile 508. Sayısı