Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

KURULTAY

A+A-

CUMHURİYETÇİ Türk Partisi, ülkenin en eski, köklü siyasi hareketi.
Kimi dönem UMUT…
Kimi dönem HAYAL KIRIKLIĞI.
İlla ki ‘güvence’ özgürlükler adına...

***

Kamudan medyaya, sermayeden sivil topluma ‘ortak’ sıkıntılarımız var.
CTP de alıyor bundan payını...
KURUMSALLAŞMA yok!..
Bu nedenle de KİŞİLERE odaklı yürüyor işler.
‘TARAF’  ya da ‘KARŞIT’ olmak üzerinden bir ‘DİDİŞME’ hali, sürekli.
‘ÇÖZÜM’ odaklı siyaset yerine, ‘SORUN’ odaklı bir telaş...
‘TAKIM’ çalışması ‘özleniyor’.
Ve hep özleniyor, nedense...

***

Öylesine kemikleşiyor ki ‘kutuplar’, taraf olma psikolojisi önüne geçiyor tüm tartışmaların...
Ve ‘en ilerici’ bildiğimiz hareket içinde dahi kimi zaman ‘ideoloji’ silikleşiyor ne yazık.
KAMUSAL alandaki yüzler, mimikler, sözler çoğu zaman SAMİMİ olmuyor…
“Perde gerisi” niyetler ve konuşmalar, tekzip ediyor, göz önündeki nice “şirinliği…”
“Tavşana kaç, tazıya tut” halleri düşündürüyor insanı...

***

CTP’nin KURULTAY süreci başlarken, öyle görünüyor ki şu anki GENEL BAŞKAN ve Başbakan Özkan Yorgancıoğlu dışında adaylar da olacak.
Genel Sekreter Asım Akansoy ‘zemin’ yokluyor, Güzelyurt Milletvekili Mehmet Çağlar ‘nabız’ ölçüyor.
‘TEK ADAY OLMALI’ yaklaşımlarını sevmedim oldum olası...
‘Tek aday’ dediğin, ‘göstermelik’ uzlaşı!..

***

Şimdi merak ettiğim şu ki, CTP’yi “yönetmeye” aday olanların bir “yol haritası” var mı acaba?
44 senelik partinin örgütleri ‘proje’ mi üretecek, yoksa ‘seçim kulisleri’ mi yapacak sadece?
Bir ‘hukuk bürosu’, bir ‘iletişim atölyesi’, bir ‘dış ilişkiler masası’ olacak mı örneğin?
Sahi, bir “insan kaynakları haritası” hazırlanacak mı artık!..
Bunun için ‘kriterler’ saptanacak mı?
Başkanlık, belediye başkanlığı, vekillik gibi ‘görevler’e ‘süre sınırlaması’ gelecek mi ?
CTP’nin “kişilere” özgü olmayan bir “kurumsal” işleyişi kavuşması gerekmiyor mu artık, 44 senenin hatırına…
Uzmanlaşma hareketi, önce partinin içinden başlayacak mı?
Yoksa hepsi hepsi “taraf”ların hesaplaşması mı beklenti…
‘Falan’cılar ‘Filan’cıları döver mi?
Eğer öyle olacaksa…
Dövse ne, sövse ne Allah aşkına!..

Bu yazı toplam 2916 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar