1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Kurultaya ‘Beşir’ce müdahale
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Kurultaya ‘Beşir’ce müdahale

A+A-

 

TC’li bakanlar Beşir Atalay ve Binali Yıldırım’ın ani KKTC ziyaretinin ilan edildiği gibi ‘açılışlar’ yapmak için planlanmadığını çocuklar bile biliyordu.
Herkes biliyordu ki Atalay ve Yıldırım’ın sebeb-i ziyareti 24 Şubat’ta yapılacak ikinci tur UBP kurultayında İrsen Küçük’e destek vermekti.
Nitekim dün basına açıkça konuştu Beşir Atalay: "İktidar partisinin genel başkanını değiştirmeye kalkarsanız kurultay gündemi işgal eder ekonomik istikrarı etkiler" dedi.
Bununla da yetinmedi, Maraş’ta kahvehaneyi ziyaret etti, orada toplanan insanlara İrsen Bey’e destek vermeleri yönünde mesaj iletti.
Bunun adına ne denir?
Düpedüz müdahale!..
**
Kıbrıs Türk demokrasi tarihinde Ankara kaynaklı müdahalelerin ‘tam listesi’ kimsede yoktur.
O kadar çok müdahale vardır ki, bunların tümünü sayıp dökmek kolay değildir.
En çok bilinenlerden biri 1973’te Cumhurbaşkanlığı Muavinliği seçimi öncesinde Dr. Fazıl Küçük’ün ‘ikna’ yoluyla ve ardından da CTP adayı Ahmet Midhat Berberoğlu’nun ‘tehdit ve ev hapsi’ ile adaylıktan çektirilmesidir.
1981’de KTFD Başkanlık yarışında TKP adayı Ziya Rızkı’nın ikinci tura kalmasına engel olan Karpaz’daki sandıklara müdahale edildiği iddiası yaygındır.
1990 seçimlerinde Ankara, dönemin çatı ittifakı Demokratik Mücadele Partisi’ne (DMP) ve Cumhurbaşkanı aadayı İsmail Bozkurt’a karşı Rauf Denktaş’ı ve Derviş Eroğlu başkanlığındaki UBP’yi alenen destekledi.
Bunlardan bazıları hakkında mecliste oluşturulan komisyonlar rapor hazırladı.
**
‘Müdahale’ konusunda bir diğer örnek 2000’deki Cumhurbaşkanlığı seçimidir.
İlk turu geçen Rauf Denktaş ile Derviş Eroğlu arasında yapılması beklenen ikinci tura saatler kala önce “Arkamda MİT ajanları dolaşıyor” diyen Eroğlu, hemen ardından adaylıktan çekilme kararı almıştı.
Eroğlu o gün bugündür çekilme gerekçelerini kamuoyuyla paylaşmıyor.
2009 seçimlerine girerken Türkiye medyasında çıkan bir demecinde “Şaka yaptım” demişti!
Oysa o işin şakası yoktu.
Ergenekon soruşturmaları içinde ortaya çıkan birçok veri, 2000 seçimlerine kimi güçlerin müdahale amacıyla buralara demir attığını gösteriyordu. Mahkemeye verilen ifadelerde öyle detaylar vardı ki, Serdar Denktaş “Bunlar uydurma olamaz” demek durumunda kalmıştı.
Ama Eroğlu hala 2000’in sırrını gizlemeye devam ediyor.
**
Şimdi 2013’teyiz ve bir kurultaya giderken yine ‘müdahale’ filmini izliyoruz.
Daha önce defalarca yazdım, söyledim: Ankara’nın hangi odağı yaparsa yapsın, Kıbrıs’ta siyasete parmak sokmak olsa olsa burada yaşayan insanların ve burada yaşayanlarla Anadolu’da yaşayanların arasını açmaktan başka işe yaramaz!
Geçmişte çoğu zaman ‘derin devlet’ marifetiyle yürütülen ‘müdahil olma’ işleri şimdi ‘daha sivil’ bir halde vizyona koyulmuş. AKP, Türkiye’de bariz üstünlük kurduğu ‘derin devlet’in Kıbrıs’ta uzantılarını mı görüyor nedir, buralarda aleni operasyonlar yapıyor.
Demokratik kamuoyu bu tür tavırlara gereken cevabı veriyor.
Ancak asıl sorun şu ki, müdahalenin hedef aldığı kişi ve kurumlar sesini çıkarmıyor!
Beşir Atalay’ın dünkü açıklamalarına CTP lideri Özkan Yorgancıoğlu anında sert bir demeçle tepki koydu. Muhtemelen diğer örgütler de koyacak.
Peki ama Ahmet Kaşif?
Peki ama Derviş Eroğlu?
Onlar muhtemelen yine susmaya devam edecek.
‘Beşir’ce müdahale’ye karşı sessiz kalmak, başkaca müdahalelere de çanak tutmaktır!
Tıpkı bundan öncekilerde olduğu gibi...

Bu yazı toplam 1705 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar