1. YAZARLAR

  2. Eren Şişik

  3. Kurultaydan kurultaya spor salonuna gitmek…
Eren Şişik

Eren Şişik

Kurultaydan kurultaya spor salonuna gitmek…

A+A-

ALAN SAVUNMASI

Lefkoşa’da; basketbol, hentbol ve voleybol maçlarının birçoğuna ev sahipliği yapan Atatürk Spor Salonu’nun parkesi içler acısı.

Yıllardır parkenin değişmesi gerekirken değişmemesi ve ihalelere çıkılmasına rağmen bunların bir sonuca ulaşmaması bu salonlarda maç yapan federasyonları bıktırdı. Geçtiğimiz hafta oynanan Yıldız Kızlar Hentbol Ligi maçı öncesi kale alanı içindeki demir çıkıntı görenleri hayrete düşürdü.


Bunun yanında salon parkesinin çeşitli yerlerinde demir ve çıkıntıların olması sporcu sağlığı açısından negatif bir etki. Atatürk’te soyunma odalarındaki duş kabinlerinin kilitli olması ve sporcuların bunlardan faydalanamıyor olması da farklı bir sıkıntı.  Bunun yanında duş kabinleri kilitli olmasa bile, salonda duş almak için sıcak suyun olmadığı da biliniyor.  Özellikle dünyada salon sporları için ayrı ayrı salonlar kullanılmasına rağmen ülkemizde maddi yetersizlikten mi, spora olan ilgisizlikten midir bilinmez ısrarla bir spor salonunda tüm branşlara yer veriliyor. Avrupa’nın önemli ülkeleri; basketbol, voleybol ve hentbolu ayırmış.
Özellikle hentbolun wax ile oynanmasından dolayı, parke zeminin yapışmaması için önlem alınmış ve bu sebeple içerisinde sadece hentbol oynanacak spor salonları yapılmış.
Basketbol ve voleybol aynı salonlarda oynanabilir bunda bir sıkıntı yok.
Ancak siz üç branş için de aynı salondan faydalanmayı umarsanız bunda yanılırsınız.
Ha diyelim ki “Maddi yetersizlikten böyle bir lüksümüz yok” dersiniz.
İşte o zaman o salona gözünüz gibi bakacaksınız. Hentbol maçlarından sonra hemen parkeyi sileceksiniz.
Basketbol potalarını sabitlemek için parke zeminde kocaman delikler açıp demirler yerleştirmeyecek, voleybol filesinin direklerini koymak için açtığınız delikleri kapatmak için de sporcu sağlığına uygun kapaklar kullanacaksınız.
Artık dünyada herkes hem daha pratik hem de daha sağlıklı olduğu için yukarıdan inen basketbol potaları kullanıyor. Bunda en güzel örnek YDÜ’nün NEU RA Spor Salonu’dur.
NEU RA 25 veya CIU Arena gibi bir spor salonu yapmak çok mu zor?
Bir ülkenin sporcusuna, gençliğine bunları sunmak çok mu külfetli?
Ülkede 100’lerce futbol sahası var, kimse beni yanlış anlamasın ama içinden 3-4 tanesi dışında hiç biri ‘5’ para etmez. Ülkede CIU Arena ve NEU RA 25 dışında hiçbir spor salonu şartlara uygun değil.
Girne Ertuğrul Apakan Spor Salonu dökülüyor, skorbord çalışmıyor.
14-15 yaşında kız çocukları koridorlarda soyunuyor. Peki neden? Çünkü soyunma odasının ışığı yanmıyor. Ülkemizde sayılı olan kadın hakemlerimiz soyunma odası olmadığı için basın odasında soyunuyor. Bu mu adalet? Bu mu ülke gençliğine ve sporcusuna verilen değer?
Güzelyurt’taki spor salonundan bahsetmiyorum bile. Hiçbir maça ev sahipliği yapmıyor. En üst liglerde ne bir basketbol, ne bir hentbol, ne de voleybol takımları var. Neden? Çünkü bu insanları spor yapmaya teşvik edecek ortamı kimse hazırlamıyor. Gazimağusa Arena’yı burada ayrı bir yere koyabiliriz. Belediyenin katkıları ile salona iyi bakılıyor. Görevliler ellerinden geldiğince görevini yapıyor. Yine Lala Mustafa Paşa Spor Salonu da aynı. En azından günümüz şartlarına göre ideal.


E peki bu salonların varlığı Mağusa’ya ne getiriyor?
Ülkede voleybolun nabzını tutmasını sağlıyor. Ülkede hentbolda her zaman istikrarlı olmasını sağlıyor. Basketbolda var olmasını sağlıyor.


Burada niyetim ne mevcut Spor Dairesi Müdürü’nü ne de şu anki hükümeti eleştirmektir. Bu durumdan geçmişten günümüze görev yapan tüm siyasiler ve müdürler sorumludur.
Kurultaylardan kurultaylara spor salonlarına girmeyi bırakıp, arada bir bu müsabakaları da takip etsinler ve ülkedeki gençlerin ne zor şartlarda ayakta durmaya, spor yapmaya çalıştığını gözleriyle görsünler.
Artık “ülke gençliğine değer veriyoruz” sözleriyle de kimsenin karşısına çıkmasınlar. Benden söylemesi…

Bu yazı toplam 2307 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar