1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Kurum ve kuruluşlar, ‘müjdelerden’ bihaber, devre dışı!”
“Kurum ve kuruluşlar, ‘müjdelerden’ bihaber, devre dışı!”

“Kurum ve kuruluşlar, ‘müjdelerden’ bihaber, devre dışı!”

CTP lideri Erhürman, Üstel’in Ankara’dan müjdelerle döndüğünü ancak Kıbrıs’taki kurum ve kuruluşların bu “müjdelerden” bihaber ve devre dışı olduğunu ifade etti.

A+A-

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, KKTC’ye Başbakan olarak görevlendirilen Ünal Üstel’in Ankara’dan “müjdelerle” döndüğünü ancak bu “müjdeler” ile ilgili Kıbrıs’taki muhataplarının neden bahsedildiğinden bile haberdar olmadığını vurguladı.

Erhürman,  ÜstEl Hükümeti’ne seslenerek, “Kendi kurumlarınız, insanlarınız, mevzuatınız tamamen devre dışında kalsın mı? Bu tamam mı? Bu, kendi kendini yöneten, kendi ayakları üzerinde duran Kıbrıs Türk halkı iddiasına uygun mu?” diye sordu.

Erhürman, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Ankara'dan "müjde"lerle dönüyor Sn. Üstel. Her birini ayrı ayrı değerlendirmek lazım.

Sosyal konut projesi mesela! Geçmişte tamamen kendi kaynaklarıyla pek çok sosyal konut projesini gerçekleştirmiş bu ülkede hiç kimsenin tam olarak neden bahsedildiğinden haberi yok!

Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, Müteahhitler Birliği vd. açıklamalar yapıyor. "Müjde" açıklanıyor ama sizin bu alandaki kurum ve kuruluşlarınız olan bitenden bihaber, tamamen devre dışı!

Sonra dönüyorsunuz ve bu ülkedeki insanları, kurumları, Türkiye'den gelecek bir şeye (ya da doğrudan doğruya Türkiye'ye) karşı çıkanlar, sempatiyle bakanlar olarak ikiye ayırarak "siyaset yapmaya" çalışıyorsunuz.

Yetmezmiş gibi, tamamen devre dışı olmanızı, hem kendinizi, hem Kıbrıs Türk halkını, hem de kurumlarını basiretsiz, beceriksiz, kısır yapılar olarak göstermek pahasına, "yapamazsak yaparlar" sloganı altında meşrulaştırmaya çalışıyorsunuz.

Sosyal konut bu ülkede ihtiyaç mı? İhtiyaç! Türkiye bu konuda destek olsun mu? Olabiliyorsa elbette olsun! Peki ta 40 yıl öncesinden deneyiminiz olan bu alanda bile kendi kurumlarınız, insanlarınız, mevzuatınız tamamen devre dışında kalsın mı? Bu tamam mı? Bu, kendi kendini yöneten, kendi ayakları üzerinde duran Kıbrıs Türk halkı iddiasına uygun mu?

Nereye evirip çevirmeye çalışırsanız çalışın soru bu ve bu soru bu toplumun var oluş meselesiyle ilgili! Cevap?!


“Kabloyla elektrikte alım garantisi koşulları neler?”

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, kabloyla elektrik konusunda verilen “müjde” ile ilgili ÜstEl Hükümeti’ne bir dizi soru yöneltti.

“Bu, üzerinde ayrıntılı olarak çalışılmış bir proje mi, bir niyet beyanı mı?” diye Ehürman, “Bir niyet beyanıdır diyorsanız yanıtlar için bekleyelim. Ayrıntılı biçimde çalışılmış bir projedir diyorsanız bu soruları yanıtlayın ki bu ülkenin kurumları, uzmanları, siyaseti tavrını doğru veriler üzerinden belirlesin” dedi.

“Altı boş açıklamalarla insanları karşıyız-tarafız ikileminin içine hapsetmeyin!” diyen Erhürman, “Hiç olmazsa bu ülkenin geleceği açısından son derece önemli olduğu herkesçe kabul edilen enerji meselesini olsun, Türkiye'den bir şey gelmesini isteyenler-istemeyenler gibi abuk sabuk bir tartışma gibi algılatıp bunun üzerinden siyaset yapmaya kalkmayın” ifadelerini kullandı.

Erhürman’ın, hükümete sorular yönelttiği açıklaması şöyle:

Ankara'dan dönülürken yine "müjdeler"!

Kabloyla elektrik, enterkonnekte... Bu, üzerinde ayrıntılı olarak çalışılmış bir proje mi, bir niyet beyanı mı? Niyet beyanının ötesinde ise, kaç yılda tamamlanması planlanıyor? Tamamlanana kadar halihazırda doğan açıklarla ilgili sorunların giderilmesi için proje ne?

Alım garantisi koşulları neler? Yatırım ve işletme maliyeti çerçevesinde faturalarda ucuzlama olacak mı?

Türkiye'de bir santralden mi yoksa sistemin tamamından mı sağlanacak bağlantı? Hangi koşulda yenilenebilir enerji kullanımımız nasıl etkilenecek?

KIB-TEK, kurulu gücünü, eksiklerini tamamlayarak koruyacak değil mi? Yoksa?!

Bir niyet beyanıdır diyorsanız yanıtlar için bekleyelim. Ayrıntılı biçimde çalışılmış bir projedir diyorsanız bu soruları yanıtlayın ki bu ülkenin kurumları, uzmanları, siyaseti tavrını doğru veriler üzerinden belirlesin. Bir sözleşme yapılacaksa, doğru dürüst bir sözleşmenin yapılabilmesi için sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturulsun.

Altı boş açıklamalarla insanları karşıyız-tarafız ikileminin içine hapsetmeyin! Hiç olmazsa bu ülkenin geleceği açısından son derece önemli olduğu herkesçe kabul edilen enerji meselesini olsun, Türkiye'den bir şey gelmesini isteyenler-istemeyenler gibi abuk sabuk bir tartışma gibi algılatıp bunun üzerinden "siyaset yapmaya" kalkmayın!

Yok, "bu ülkenin kurumlarının, uzmanlarının, insanlarının bunları bilmesine gerek yok, bilseler ne olacak" falan diyorsanız, onu da söyleyin ki yönettiğinizi iddia ettiğiniz bu ülkeyle, bu halkla ilgili kanaatinizi de açık biçimde, bir kez de ağzınızdan duyalım!

Bu haber toplam 2242 defa okunmuştur