Küstüm Oynamıyorum
Oyun her çocuğun en çok gerçekleştirmek istediği faaliyetlerin başındadır. Bu oyunun içinde hem kazanmak hem kaybetmek vardır.
Hayat gibi…
Son günlerde küsüp oyunu yarım bırakanların haberlerini sık sık gazetelerde okur olduk. Oysa ki her inişin bir çıkışı vardır. Canı yansa da her insan düştüğü yerden kalkar ve zamanla o acı geçer…
Yaşamına son verme girişimleri ve bu girişimlerin başarıyla sonuçlanması oranlarına baktığımız zaman yükseliş gösteren bir tabloyla karşılaşmaktayız.
Yaşamını sonlandırma girişiminde bulunan ve hayatını kaybeden bireylerin yaptığı bu davranış biçimini tek bir nedene bağlamak mümkün değildir.
Peki güçsüz insanlar mı yaşamına son verir? Elbette ki hayır.
Bu tür vakalarda önemli olan kişinin yardıma ihtiyacı olduğunun bilincinde olmamız, yakın çevresi olarak hareketlerindeki değişikliği farketmemiz, nasihat vermek, sorununu küçümsemek yerine geç kalmadan kişiye profesyonel yardım alma konusunda yardımcı olmamız gerekmektedir.
Yardım, sadece sorun yaşayan birey için olmamalıdır. Bireyin kendini gerek sözcüklerle, gerek resimlerle ifade etmeye başladığı çocukluk yaşlarından, bireyin kendini ifade etmeye devam edebildiği yaşlılık sürecinin sonuna kadar devam etmelidir. Bu insana verilen değerin en büyük göstergesidir. İlgi, kendini değerli hissetme, çaresizlik hissinden kurtulup çözüm yolu bulmak için adım atma kişinin hayatına son verme isteğinin önüne geçecek en önemli faktörlerdir.
Bu düzen sistematik olmalı ve her birey bu yardımdan yararlanabilmelidir.
Bu sistem devlet tarafından oluşturulmalı ve toplum tarafından kösteklenmek (deli misin kelimesini kullanmak, yardım aldığı için ayıplamak, abartılı merak yüzünden kişinin neden yardım aldığını sormak…) yerine desteklenmelidir.
Her bireyin yardıma ihtiyacı olduğu ve her bireyin kendine has özellikleri olduğu unutulmamalıdır. Bu yüzden de kendi fikirlerimizle kişiyi yönlendirmek yerine profesyonel bir kişiden yardım almasını sağlamalıyız.
2 yaşına gelmiş çocuklardan tutun da 90 yaşını aşmış bireylerin profesyonel biri tarafından anlaşılmaya, sabırla ve bilimsel bir şekilde anlattıklarının dinlenmesine, kişiye ne yapacağını söylemek yerine kişiyi bireyin istekleri doğrultusunda yönlendirebilecek bir yardım alması, kişinin yaşamını olumlu yönde etkileyebilecek faktörlerin başında gelecektir. Devlet düzeni içerisinde kurulması gereken bu sistemin her kitleye erişebilmesi büyük önem taşımaktadır. Profesyonel yardım alamayanlara devlet imkanları ile ulaşılması, gebelik anından itibaren ebeveynlerin çocuklara davranış biçimleri ( özgüven sahibi olma, sorunlarla başa çıkma becerisi kazanma ), ergenlik çağında yaşanılan sorunların çözümü ile ilgili aile ve çocuğa yönelik bilgilendirme, yaşlılık çağındaki büyüklerimize ve özürlü bireylerimize nasıl davranmamız konusunda bireyleri bilinçlendirme ve devletin yapacağı düzenlemeler sayesinde bu bireylerin yardıma kolay ulaşmalarını sağlama, telefon aracılığıyla sekretere değil profesyonel bir kişiye ulaşılmasını sağlamak elzem durumlardandır.
Gelişmiş ülkelerde şirketlerde dahi mecburi görüşülmesi gereken bir profesyonel varken, yaşadığımız bu sistemsizlik içinde kişinin yardıma ulaşması çok güçtür. Bu durum kişinin çaresizliğinin artmasına, kendini güvende hissetmemesine, çıkmaz bir durumda olduğunu düşünmesine ve yaşamına son verme düşüncelerinin artmasına sebep olmaktadır.
Bu yüzdendir ki bu üzücü olaylara maruz kalmayı azaltmak için insanlara bilinçli bir şekilde el uzatacak sistemin en kısa sürede oluşturulması gerekmektedir.