1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Kutlu Adalı'yı anıyoruz
Kutlu Adalı'yı anıyoruz

Kutlu Adalı'yı anıyoruz

Uğradığı silahlı saldırı sonucu 6 Temmuz 1996'da katledilen YENİDÜZEN gazetesi yazarı- araştırmacı Kutlu Adalı, 25'inci ölüm yıl dönümünde kabri başında anıldı…

A+A-

Uğradığı silahlı saldırı sonucu 6 Temmuz 1996'da katledilen YENİDÜZEN gazetesi yazarı- araştırmacı Kutlu Adalı, 25'inci ölüm yıl dönümünde kabri başında anıldı…

Gazeteci ve yazar Kutlu Adalı anısına, Kutlu Adalı Vakfı ve YENİDÜZEN gazetesi tarafından düzenlenen anma töreni, bu sabah saat 9.30’da Adalı'nın Lefkoşa Mezarlığı'ndaki kabrinde yapıldı.

Adalı’nın anma törenine 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın, BKP Genel Başkanı İzzet İzcan, CTP Milletvekilleri Fikri Toros, Erkut Şahali, Biray Hamzaoğulları, Doğuş Derya, Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Genel Sekreteri Murat Kanatlı, KTÖS Başkanı Emel Tel, KTAMS Genel Sekreteri Serman Yiğit, DEV-İŞ Başkanı Koral Aşam, KTAMS Başkanı Güven Bengihan, CTP Gençlik Kolları, Demokrasi Şehitlerini Yaşatma Derneği Başkanı Burhan Eraslan, YENİDÜZEN ailesi temsilcileri ve bürokratların yanı sıra Adalı’nın ailesi ile sevenleri katıldı.

Saygı duruşu ile başlayan anma töreninde konuşmalar yapıldı, Adalı’nın mezarına karanfiller bırakıldı.

Törende YENİDÜZEN Gazetesi Genel Müdürü ve Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı, Bu Memleket Bizim Platformu adına BASIN-SEN Başkanı Ali Kişmir ve Kutlu Adalı Vakfı adına Adalı'nın eşi İlkay Adalı söz aldı.

Anmada, Kutlu Adalı Vakfı adına eşi İlkay Adalı her yıl olduğu gibi bu yıl da okuduğu şiirle Adalı’yı andı. İlkay Adalı, katılım gösterenlere teşekkürlerini sundu.

 Evinin önünde öldürülen Kutlu Adalı'nın katilleri bugüne dek bulunamadı, ‘faili meçhul’ olarak kayıtlara geçti…

Eylem günü…

Bu arada Bu Memleket Bizim Platformu bugün saat 11.30’da Polis Genel Müdürlüğü önünde bir basın açıklaması yaptı, polisi soruşturmanın ilerletilmesi için göreve davet etti.  

Platform, Polis Genel Müdürlüğü önüne “Susmayacağız” diye siyah çelenk bıraktı, platform sözcüleri ayrıca “Susmadık, Susmayacağız” yazılı pankartı açtı.

Bu Memleket Bizim Platformu adına Polis Genel Müdürlüğü önünde konuşma yapan gazeteci Cenk Mutluyakalı, “Bu polisin, bu dosya içinde adı geçenleri soruşturma yetkisi yoktur, çok daha acısı, bu polis, bu dosyada adı geçenlerin emrindedir” dedi.

Platform ayrıca bu akşam da bir eylem organize etti.  19.00’da LTB önünde toplanacak eylemciler, Adalı’nın öldürüldüğü noktaya yürüyecek.

 

YENİDÜZEN Gazetesi Genel Müdürü ve Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı:

“Öfkeye karşı aklımız, bilgimiz, dayanışmamız ve kararlılığımızla kazanacağız”

Kutlu Adalı’nın katledilmesine kimi zaman kişisel bir çerçeveden bakıldığını ifade eden YENİDÜZEN Gazetesi Genel Müdürü ve Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı, Kutlu Adalı'nın bedeninin hedef alındığı algısı yaratılmaya çalışıldığına işaret etti, “Adalı'nın düşünceleri katledilmek istendi” dedi.

“Şimdi yıllar sonra yeniden bir utancı getirdik bu mezarlığa” diyen Mutluyakalı, cinayetin faillerinin bilinmesine rağmen kayıtlara ‘faili meçhul’ olarak geçtiğini belirtti.

“Kutlu Adalı'yı anarken öfkeliyiz. Yine de öfkeye karşı aklımız, bilgimiz, dayanışmamız ve kararlılığımızla kazanacağız.” diyen Mutluyakalı, konuşmasında şunları ifade etti:

“Sevgili dostlar, adalılar;

Bir ülke karanlıktır, eğer iradesi kuşatılmış, demokrasisi hiçleştirilmiş, kimlik yitimine uğramış, geleceği ışıksız bırakılmışsa...
Bir ülke karanlıktır, eğer bir sokağında, bir aydın-araştırmacı-yazar katledilmişse ve katilleri yaşıyorsa...
Bir ülke karanlıktır, insanlar seçtikleri tarafından yönetildiklerine inanmıyor ya da bu seçime yapamıyorsa..

"Kutlu Adalı bir gece katledildi."
Kimi zaman mesele kişisel bir yerden okunuyor ve sanki Kutlu Adalı'nın bedeni hedef alınmış gibi bir algı yaratılmak isteniyor.
Adalı'nın düşünceleri katledilmek istendi.
Çünkü Kutlu Adalı, özgürlüğü, kardeşliği, dayanışmayı anlatıyordu.
Kıbrıs'ın kimliğini, kültürünü, sesini çoğaltıyordu Kutlu Adalı...

Ada yarısında ne kadar kir varsa üzerine bayrak çekildiğini, ne kadar hile varsa milliyetçilikle örtüldüğünü, umudun ve yarının çürütüldüğünü anlatıyordu.

Kıbrıs'ın bölünmüşlüğü üzerinden rantı anlatıyordu, talanı anlatıyordu, hukuksuzluğu anlatıyordu, bataklığı anlatıyordu.

Kutlu Adalı o meşhur “Sopa ve Sıpa” yazısını 4 Temmuz’da yazdı.
6 Temmuz'da katlettiler.
“Anavatan-Yavruvatan politikası, gelen Türk giden Türk, ölen Türk, öldüren Türk politikasını doğurmuştur" diyordu Kutlu Adalı.
"Bu politikanın altında ezilen halk sesini çıkaramaz, özgürlüğünü, bağımsızlığını, kimliğini, kişiliğini göremez.” diyordu.
Sevgili dostlar, ‘Bu Memleket Bizim’ diyenler, Adalılar;
Kutlu Adalı cinayetine rehberlik edenler ne acıdır ki bu ülke insanı "savunuyormuş" postunu giymiş kurumlardır.

O karanlık dünyadan birisi çıktı, aynı çirkefte yürüdüğü insanları bir bir deşifre etti.
Kutlu Adalı'yı katleden zihniyeti biliyorduk.
Yanılmadık.
Çok samimi olalım ve gerçekle yüzleşelim.
Şimdi biz polisten Kutlu Adalı dosyasını açmasını istiyoruz.
Haklı bir talep bu!
Son derece anlaşılır!
Ancak, bir hakikati de görmezden gelemeyiz; bu polisin, bu dosya içinde adı geçenleri soruşturma yetkisi yoktur.
Çok daha acısı, bu polis, bu dosyada adı geçenlerin emrindedir.

Kutlu Adalı'yı anarken öfkeliyiz.
Evimizi, yurdumuzu, irademizi ve adeta bütün varoluşumuzu altüst edenlere öfkemiz büyük!
Yine de öfkeye karşı aklımız, bilgimiz, dayanışmamız ve kararlılığımızla kazanacağız.

Biz sadece Adalı'nın katillerini istemiyoruz.
Biz ülkemizi de geri istiyoruz.
Yeniden, içtenlikle, samimiyetle, adanmışlıkla söylemek istiyoruz ki, 'bu memleket bizim biz yöneteceğiz.'

Yirmi beş sene önce o an, o ıssız sokağın ortasında Kutlu Adalı acaba kiminle göz göze geldi. İhtimal ki insanlığı olmayan birinin gözlerini aradı gözleri.

Katillerin kahraman ilan edildiğine elbette tanık olduk, devlet derinleştikçe katillerin elindeki kan da çoğaldı.

Katilden kahraman yaratan derin devlet, şiddetin ve cinayetin açık adresini yazdı bir sokağın orta yerine…
Lefkoşa’nın orta yerinde, tarihin tanıklığında yere yığılmış bir namus ve vicdan borcumuz değil midir Kutlu Adalı.

Şimdi yıllar sonra yeniden bir utancı getirdik bu mezarlığa.
Katili tanıyor olmamıza rağmen, adını biliyor olmamıza, hatta parmağımızla gösteriyor olmamıza rağmen bir faili meçhul yatıyor bu toprağın altında.

Ne kadar zor olabilir bir meclis araştırması, sonuçsuz kalmış kayıtları tekrar tekrar açmak ne kadar zor olabilir?
Gencecik gazeteci Metin Göktepe’yi öldüren katille aynı kişidir Kutla Adalı’nı katili; çok daha gerilere gidelim Fazıl Önder’i, Muzaffer Gürkan ve Ayhan Hikmet’i katledenlerle aynıdır!
Uğur Mumcu’yu onlar öldürmedi mi?
Katili ne zaman bulacaksınız, ne zaman yargılayacaksınız, hukuk bu cinayeti ne zaman çözecek, devlet elindeki kanı kanla yıkmaya devam edecek mi yoksa gözlerimize bakıp bizi tehdit eden ve yalan söyleyen katili ağırlamaya özen mi gösterecek?
Hırant Dink’i sokak orasında arkasından vuracak kadar çocuktan katil yaratan karanlık güçlerin ihtirası ve yalanlarıyla değil, Kutlu Adalı’nın idealleri ve dünyaya emanet ettiği onuruyla hayatı çoğaltmalı ve bir arada, özgür ve mutlu bir gelecek kurmalıyız.

Toprağa ve yağmura, güneşe ve denize ne kadar borcumuz varsa bizim adımıza hayatını tehlikeye atan ve kahpe kurşunlara hedef olan insanlara da borcumuz var.
Utanç biriktirmek zorunda bırakılan biz değiliz!
Katili tanıyoruz!

Barışı düşlemekten, kendi kimliğimiz ve irademizle dünyaya tutunma çabamızdan ve ADALI düşlerimizden vazgeçmeyeceğiz.”

 

k1-201.jpg

k2-180.jpg

a1-128.jpg

k3-092.jpg

a2-107.jpg

k4-041.jpg

Bu Memleket Bizim Platformu Sözcüsü ve Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir:

“Susmayacağız”

Bu Memleket Bizim Platformu adına konuşan Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir de, düşünce ve ifade özgürlüğünün kendileri açısından son derece önemli ve vazgeçilemez bir hak olduğunu ve bunu savunmaya devam edeceklerini belirtti.

25 yıl önce “susmayacağız” diye pankart açanların hala bu mücadelelerine devam ettiklerini söyleyen Kişmir, yaşanan tüm olumsuzlukların Kıbrıs’a da getirilmek istendiğini ve bunların yarattığı olumsuzlukları zaman zaman yaşayarak gördüklerini ifade etti.

Kişmir, bugün düzenlenecek bir dizi etkinlikle ülkenin içinde bulunduğu durumu anlatarak gazetecilere, iradeye ve adaya sahip çıkmak için mücadelelerine devam edeceklerini vurgulayacaklarını söyledi.

 

k5-013.jpg

k6-011.jpg

k7-004.jpg

k8-006.jpg

k9-003.jpg

k10-001.jpg

k11-004.jpg

k12-001.jpg

 

Cinayet yeniden gündemde…

Hatırlanacağı üzere; Türkiye’de “suç örgütü lideri” olarak hüküm giyen Sedat Peker, kamuoyu ile paylaştığı videolarda 6 Temmuz 1996 yılında, Lefkoşa’daki evinin önünde katledilen YENİDÜZEN yazarı Kutlu Adalı hakkında açıklamalar yapmış, söz konusu açıklamaların ardından ‘faili meçhul’ olarak kalan cinayet yeniden gündeme getirilmişti.

Kutlu Adalı cinayeti Türkiye kamuoyunda da büyük gündem olmuş, oradan peş peşe açıklamalar gelmişti.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında K.K.T.C. adli makamlarıyla ilgili yazışmalar da yapıldığı ifade edilmiş, bu yazışmaların detaylarında Kıbrıs'tan Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili dosyaya dair tüm evrakların onaylı örneğinin istendiği ifade edilmişti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, Kıbrıs’a yaptığı ziyarette, Adalı’nın kabrini ve ailesini ziyaret etmişti.

Söz konusu video açıklamalarının ardından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, önce “bir kasetten böyle bir haber yayıldı diye ortalığı olağanüstü bir gerginliğe yol açmaya gerek yok” demiş, ardından kamuoyu baskısıyla Polis Genel Müdürü Ahmet Soyalan'ı davet ederek, gazeteci Kutlu Adalı cinayetini görüşmüştü.

Fotoğraflar Fehime Alasya

yd-destek-gorseli-2-174.jpg

Bu haber toplam 2748 defa okunmuştur
Etiketler : ,
İlgili Haberler