Kutlu Adalı ve “HASANBULLİLER ve KEL HAYRETTİN”
Gazetemiz yazarlarından, araştırmacı, şair, yazar, aydın insan Kutlu Adalı abimizin, 6 Temmuz 1996 tarihinde evinin önünde katledilmesinden ve “Faili Meçhul” olarak basın tarihimizde yer almasının üzerinden 26 yıl geçti. Suç Örgütü yöneticisi olarak hakkında soruşturma yürütülen Sedat Peker’in videolu açıklamalarında; “...Mesela öbür videolarda sayın derin devletimizin başı sayın Mehmet Ağar’la 1996’da Kıbrıs’ta Faili Meçhul bir şekilde öldürülen Kutlu Adalıyı konuşacağız” sözleri karşısında adeta irkilmiş, kanımız donmuştu.
Geçtiğimiz yıl meydana gelen bu gelişme neticesinde Kutlu Adalı cinayetinin yeniden soruşturulması için kamuoyundan baskı gelmesine rağmen, bir arpa boyu yol katedilemedi. Çünkü bu olayı, tıpkı bu adanın geçmişindeki “Faili Meçhuller” gibi araştırılmasını istemeyenlerin varlığı sürmektedir.
Kutlu Adalı’nın 3 Ocak 1935’te başlayan ve 6 Temmuz 1996 gecesi karanlık güçlerin silahlarından çıkan mermilerle sona eren 61 yıllık yaşamının her anı dolu dolu geçti.
İlk, orta ve lise öğrenimini Antalya’da tamamlayan Adalı, araştırmacı kişiliğinin bir özelliği olarak Türkiye’nin her yanını daha gençlik yıllarında adım adım dolaşmıştı. Adalı’nın “Kağnı Yolu” adlı romanı, bu dönemde elde ettiği birikimlerin sonucuydu.
Edebiyat’a genç yaştan itibaren ilgi duyan Kutlu Adalı, 1958-1961 yılları arasında “Gençlik”, “Beşparmak” ve “Uyarı” adlı dergileri çıkardı. Daha sonra Beşparmak Yayınevi’ni kuran Adalı, birçok genç şair ve yazarın eserlerini yayımladı.
Kutlu Adalı ilk şiir ve yazılarını 1955’te yayımladı. 1961, 1962, 1963 yıllarını kapsayam “Köy Raporları”nı hazırladı. 1963’te köylerdeki Kıbrıslı Türklerin adet, gelenek ve göreneklerini yansıtan “Dağarcık” adlı eserini hazırladı, ki bu yayının Kıbrıslı Türklerin ilk “folklor” kitabı özelliği taşıdığını da belirtmek gerekir.
1968’te “Söyleşi”, 1969’da “Çirkin Politikacı Pof”, 1970’te “Şago”, 1971’de “Nasreddin Hoca ve Kıbrıs” adlı eserlere imza atan Adalı’nın bazı oyunları da BRT’de yayınlandı.
Cumhurbaşkanlığı Özel Danışmanlığı ve Nüfus Kayıt Dairesi Müdürlüğü görevlerini de üstlenen Kutlu Adalı 1987 yılından itibaren Yenidüzen’de “Mavi Kıbrıs Notları” başlıklı köşesinde kendine özgü üslubu ile politik, sosyal, kültürel olayları yorumlamaktaydı. Kutlu Adalı, özellikle Kıbrıs tarihi ve coğrafyasıyla ilgili araştırma yazılarına da köşesinde yer veriyordu.
6 Temmuz ölüm yıl dönümüne denk gelen günde ise, Adalı’nın politik yazılarından öte, müthiş bir kültür birikiminin izdüşümleri niteliğindeki bir eseri, Kıbrıs Türk Yazarlar Birliği yayını olarak okura sunuldu. Bugüne kadar hiç yayınlanmamış olan 64 sayfalık 2 perdelik tiyatro eseri “HASANBULLİLER ve KEL HAYRETTİN” adını taşıyor.
Aynı zamanda kitabın editörü olan, Kıbrıs Türk Yazarlar Birliği Başkanı Prof. Dr. Şevket Öznur kitabın ön sözünde okura şu açıklamada bulunuyor:
“Kıbrıs Türk Edebiyatı’nın en önemli yazarlarından birisi olan Kutlu Adalı, yazınımıza çok büyük yenilikler getiren bir insandı. Kalemi onun en büyük akıl silahıydı ama ne yazık ki bu kalemi kırmak isteyenler onu 6 Temmuz 1996 tarihinde evinin önünde öldürmüşlerdi. Üzerinden yirmi altı yıl geçmesine rağmen bu olay gün ışığına çıkamadı. Kıbrıs Türk Yazarlar Birliği olarak 26. Ölüm yılında onu sevgi ve saygıyla anarken bugüne kadar yayımlanmamış olan, “Hasanbulliler ve Kel Hayrettin” adlı tiyatro oyununu sizlerle buluşturmak istedik. Kutlu Adalı, Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğu zaman Kıbrıslı Türklerin sosyal ve kültürel durumunu görmek için hükümet tarafından görevlendirilerek, köy köy gezerek “Köy Raporları 1960-1963” adlı bir çalışma yapar. Bu çalışma daha sonra “Dağarcık” adıyla kitap olarak yayımlanır. Bu eser, Kıbrıslı Türklerin ilk folklor kitabı sayılmaktadır. Bu geziler sırasında Hasanbulliler olayını köylülerden dinler ve yıllar sonra Hasanbulliler ağıtını, tiyatro eseri olarak yazar ama kitap olarak yayımlamaz. Hasanbulliller olayı ile ilgili çok çeşitli romanlar yazılmış ve bir çok halkbilimsel araştırma yapılmıştır. “Hasanbulli ve Kel Hayrettin”’le ilgili, ilk tiyatro eserini yazan Kutlu Adalı’nın bu çalışmasını, Birlik olarak yayımlamaktan büyük bir mutluk duyarken eserin yayımlanmasına izin veren Sayın İlkay Adalı, hanımefendiye sonsuz teşekkür ederiz. Nice yeni eserlerini yayımlamak ümidiyle her zaman kalbimizdesin büyük üstad.”
Söz konusu tiyatro eserinin ‘80li yıllarda Mağusa’da bazı tiyatroyla ilgilenen arkadaşlar tarafından sahneye konulduğu bilgisini de burada kayda geçirelim.
Kitabın arka kapa yazısı, oyunun içeriği hakkında bilgi verir niteliktedir:
“İngiliz gelmeden önce memleketimizde, dirlik, düzenlik vardı. İngiliz geldi, ağalar kuvvet buldu. Halkı ezdikçe ezdiler, soydukça soydular.
Akan kan Kıbrıslıların kanıdır. Bundan sonra Mamonya köyü ikiye ayrılır. Dostluklar düşmanlığa dönüşecektir. İngiliz, Adada bölünmüşlüğü yaratmıştır.
... dağlar, tepeler, bir kez daha Hasanbulli türküleri ile yankınlanır. Olaydan sonra Hasanbulli dağlardaki eşkiyalara, halkı ezenlere karşı birlik çağrısında bulunur. Çağrıyı kabul edenleri bağrına basar, etmeyenlerin üzerine yürür. Artık dağlar Hasanbulli’nindir.”
Kıbrıs Türk Halk Bilimi-Folklorü üzerine uzun yıllardır çalışmalar yapan, bu alanda bir duayenimiz olan sevgili hocamız Mahmut İslâmoğlu, Kutlu Adalı’yı yakınen tanıyanlardan biriydi. Bu alanda yapılan ve yayımlanan eserler mutlaka kaleme alan kişleri bir vesileyle bir araya getirmektedir. Mahmut hocamız, Kutlu Adalı’nın 6 Temmuz 1996 tarihinde katledilmesinden sonra Ekim ayında Adalı ile ilgili duygularını günlüğüne not etmişti. Bu not edilmişler herhangi bir kitapta, gazete sayfalarında ya da dergide yer almadı. Fakat “Hasanbulli ve Kel Hayrettin” kitabında Mahmut hocamızın söz konusu şiirine de yer verilerek gelecek kuşaklara taşınmasına vesile olunmuştur.
“KUTLU ADALI’NIN ÖLDÜRÜLMESİ ÜZERİNE
Demokrasi dediğin kalemi susturmak mı
Doğruyu savunanı sıra ile vurmak mı
Cümle âlem biliyor Adalı olayını
Aynaya geçip de bak yüzün kara mı, ak mı
Ahâlinin gitse de gitmese de hoşuna
Adalı’yı vurdurup taş diktirdin başına
Yalan dolana gerek var mıdır cancağızım
Kısacası Kutlu’yu biz hallettik de şuna.
Vurmayın vurdurmayın yazıktır vatandaşı
Gün ola hesap sorar sizden elbet yoldaşı
Bu kaçıncı beyindir sâyenizde yok olan
Saatlerce yollarda kaldı Kutlu’nun naaşı”
(Mahmut İslâmoğlu Ekim 1996)