1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. Kuzey Kıbrıs, hellim üretiminde, AB standartlarından geri kalmamalıdır
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

Kuzey Kıbrıs, hellim üretiminde, AB standartlarından geri kalmamalıdır

A+A-

Geçtiğimiz hafta, Güney basınına yansıyan haberlere göre, Güney Kıbrıs’ın Menşe İsmi Korumalı Ürün olarak, hellim üretim standartlarına uyum için, Avrupa Konseyi’nden 5 yıl daha süre aldığı bildirildi.

Güney Kıbrıs, üretim standardına uyum için, Avrupa konseyi tarafından tanınan 10 yıllık sürenin 9 Temmuz’da bitecek olması nedeniyle, Avrupa Konseyi’ne uzatma talebinde bulunmuştu. Konsey de, bu süreyi 5 yıl daha uzattığını açıkladı.

Bu bağlamda, Rum Tarım Bakanlığı, 10 Temmuz itibarıyla geçerli olacak, hellim üretiminde kullanılacak inek ve küçükbaş hayvan sütü oranıyla ilgili genelge yayınladı.

Rum Tarım Bakanlığı, hellimi Menşe İsmi Korumalı Ürün olarak korumayı  ve ana tarımsal gıda ihraç ürünü olarak devam ettirmeyi temel hedefleri olarak  açıkladı.

Ayrıca, hellim üretim sektöründeki bütün paydaşların sürdürülebilirliğini ve  ortaya konan hedefleri başarmak için,kendilerine tanınan ek 5 yıllık süreyi verimli kullanacaklarını da  belirtti.

Bu çerçevede, 2029’da Menşe İsmi Korumalı Ürün standardını tam olarak hayata geçirmek için bir yol haritası belirleyeceklerini de kaydetti.

Rum Tarım Bakanlığı, hellim denetimleri konusunda da titiz davranıyor. 2024’te, Bakanlık tarafından hellim üretilen 25 imalathanede denetim yapıldığı ve 6’sında standarda uyulmadığının saptandığı açıklandı.

Özellikle, detaylı  denetimlerin yapılabilmesi ve  hellim üretiminde kullanılan süt tozu oranının tespiti için de, çok teferruatlı  çalışmalar yapılıyor.

Güney Kıbrıs’ ta, Hellim konusunda böylesine önemli gelişmeler yaşanırken, Kuzey’ de hellim konusundaki durum ne aşamadadır? KKTC Hükümeti, hellim konusuna gereken önemi göstermelidir.

Yaklaşık 1 yıl önce, Kıbrıslı Türk hellim üreticileri,  AB kalite programı kapsamında Menşe İsmi Korumalı Ürün (PDO) Sertifikası almayı başlamışlardı.Bu gelişmenin çok değerli olduğunu hepimiz vurgulamıştık.  

Hellimin coğrafi tescili, bu ürünün sadece Kıbrıs adasında üretilmesini  zorunlu kılacak ve  Kıbrıslı Türk üreticilere de büyük imkanlar sunacaktır. Bu çerçevede Hellimin tescili ve Menşe İsmi Korumalı Ürün (PDO) Sertifikası alma süreci, Kıbrıslı Türk hellim üreticisinin en önemli vizyon ve hedefi olmalıdır.  PDO ürün sertifikasını alan tüm süt ürünleri üreticileri, AB topraklarında ”Hellim” adı ile  satış yapabileceklerdir.

Hellimin, Avrupa Birliği Hijyen ve Gıda Güvenliği Standartlarına tamamen uyumlu bir şekilde imal edilmesi halinde, Güney Kıbrıs’a geçişi de mümkün olacak, Avrupa Pazarı’nda da satılmasını sağlayacaktır.

Bu bağlamda, PDO sertifikalı ürünlerinin, Yeşil Hat üzerinden ticaretini gerçekleştirerek, AB kalite programından tam olarak yararlanabilmesi için, yerine getirilmesi gereken AB hayvan ve halk sağlığı gerekliliklerine ilişkin önlemlerin Kuzey’ de mutlaka uygulanması gerekmektedir.

Önemli bir nokta da, PDO’lu hellim belgesinde, küçükbaş süt oranının sütün az olduğu dönemlerde yüzde 10, çok olduğu dönemlerde yüzde 25 ve zaman içinde  bu oranın yüzde 51’e çıkarılması öngörülmektedir.

Bu bağlamda, Hellim üretiminde küçük baş hayvan sütü oranını ve küçük baş hayvan sayısını artırmamız şarttır.Gerçi, geçiş döneminde, belli bir süreye kadar, daha düşük oranlara izin verilecektir. Nitekim, Güney’de şu an bu konuda esneklik  devam etmektedir. Ancak, yine de  rehavet içine girmemeliyiz..

Hellim konusunda önemli hususlardan biri de, hayvan işletmelerinde hastalık oranını  sıfıra indirmek olmalıdır. Hayvan işletmeleri hastalıklardan ari duruma gelmeden, Avrupa Birliği ülkelerine hellim ihracatında engeller çıkabilir.

Ayrıca, hayvanlara yedirilen yem, yatırıldığı yer ve verilen ilaçlar gibi koşullar  da incelenmektedir.Bazı hayvan üreticilerimiz bu koşulları yerine getirmiştir.Bu konuya,  sektördeki diğer üreticiler de hassasiyet göstermelidir.

KKTC’nin dış satımı içinde, hellim çok önemli bir yer tutuyor. Hellim  ve narenciye ihracatımız, toplam ihracatımız içinde başlıca iki üründür.

 Hellim tescili ve Menşe İsmi Korumalı Ürün (PDO) Sertifikası, şüphesiz bu rakamları daha da artıracaktır.Zira, PDO sertifikalı ürünleri, yurt dışında daha yüksek fiyatlarda satma imkanı vardır.

Bu çerçevede, Tarım Bakanlığı, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve hellim koordinasyon kurulu, eşgüdüm içinde hareket edip, yol haritasına göre yapılması gereken iş ve eylem planınını uygulanması için, hızlı hareket etmelidir.

Ayrıca, Başta Ticaret Odası ve Sanayi odası olmak üzere , üreticilerle birlikte, paydaş sivil toplum örgütleri, hellim tescil sürecinin hızlanması için yoğun çaba göstermelidir.

Hükümetin ve Cumhurbaşkanlığının, odaklanması gereken konuların başında hellim konusu gelmektedir.Zamanlarını  ve emeklerini, kurultay hesapları ve popülist işler yerine, hellim standartlarına uyum gibi, önemli konulara harcamalıdırlar. Yoksa, atı alan, üsküdarı geçecektir..

Bu yazı toplam 1557 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar