Kuzey Kıbrıs piyasası pahalılık cehennemine dönüştü
Asgari ücret artışı ve diğer maaş artışları, uygulamaya girmeden, elektriğe, akaryakıta, tüp gaza, ilaca, ete,süte ve birçok mal ve hizmete gelen okkalı zamlarla birlikte anlamını, değerini yitirdi.
Geldiğimiz konakta, 6 ayda bir asgari ücrete, maaşlara ve emekli maaşlarına yapılan maaş artışlarının değeri düşmektedir. Maaş artışları, 2-3 aylık periyotlara çekilerek vatandaşın satın alma gücünün korunmalıdır.
Yapılması gereken ana uygulamalardan biri de, zaten tüm mal ve hizmet piyasasında olduğu gibi, maaşları da istikrarlı para birimi euro’ya endeksleme olmalıdır. Ancak, Hükümet’in bu konuda adım atmaya niyeti yok gibi görünüyor.
Özellikle, temel gıdada, ilaçta ve temizlik malzemelerinde bütün vergilerin aşağıya çekilmesi gerekmektedir. Hükümet bunu sadece birkaç maddede yaptı ama bunun genele yayılması lazım ki, bir nebze olsun pahalılık önlenebilsin.
Öte yandan, Döviz kurlarının yükseldiği bu dönemlerde, ithalatta sabit kur uygulamasına geçilmelidir. Hükümet, bunu yapmadığı sürece pahalılığı önleyemeyecektir. Gerek kur sabitlemesi, gerekse de KDV ve fon indirimlerinin mutlaka gündeme alınması gerekiyor.
İlk başta akaryakıt zamlarının kur artışından kaynaklı olduğunu söylediler şimdi de petrol fiyatlarından dolayı diyorlar. Aslında, akaryakıt zamlarının bir kısmı, fiyat istikrar fonu kullanarak pompa fiyatına yansıtılmayabilir. 1,5 ayda toplam 7 defa artış yapılan akaryakıta, sadece temmuz ayında toplam 4 defa zam yapıldı.
Elektrikte, konut tarifelerinde, her Kws için 0,25 ile 0,74 kuruş arasında zam oldu.Maktu ücretler de arttı. Elektrik faturalarında geçen aya göre 2-3 kat artış oldu.Ağustos ayında da zam geleceği söyleniyor.Ev tipi tüp gaza 40 TL zam yapıldı.İlaç çeşitlerine de, döviz artışıyla birlikte, yüzde 30 zam geldi.
Öte yandan, Türkiye’de yeni başlayan faiz artırımları da, kurları aşağıya çekememiştir.Politika faizi, Yüzde 8,5’dan yüzde 17,5’a arttı ama piyasalar bunu çok fazla yeterli bulmadı. Önümüzdeki dönemlerde, bu faiz artırımlarında daha da yüksek artışlar sağlanabilirse, belki bir nebze olsun döviz kurlarında aşağıya iniş görebiliriz.
Elektrik zamları vatandaşa yansıdığı takdirde, klimaların da devrede olduğu bu dönemde, faturalar ödenemeyecek duruma gelecek.Nitekim,bu ay gelen elektrik faturalarında, zammın etkisini gördük.
Elektrikte zam yapılacaksa, bunun vatandaşa yansıtmadan yapmaları lazım ki,hem vatandaşa hemde iş dünyasına daha büyük maliyetleri olmasın. Aksi halde, Maliyetler artacağı için iş dünyası da fiyatlara zam yapacak ve bir pahalılık da oradan gelecek. O yüzden elektrik zamlarının bir kısmını mutlaka Maliye Bakanlığı üstlenmelidir.
Özellikle dizeldeki fiyat artışların minimize olması gerekmektedir.Zira, mazota yapılan zamlar, direk üreticileri ve ekonomik sektörleri etkilemekte ve bu pahalılık cenderesi içinde vatandaşı sıkıştırmaktadır.Ulaşım giderlerini ve ülkede pahalılığı artırmakta, enflasyon oranlarını yukarıya çekmekte ve dar gelirlilerin satın alma gücünü düşürmektedir.
Kuzey Kıbrıs piyasasında, dövizle fiyatlandırılmayan neredeyse mal ve hizmet yoktur. Bundan dolayı, kurlardaki yükseliş, doğrudan enflasyona yansımakta, pahalılığı tetiklemektedir.
Pahalılık, vatandaşlarımızın en önemli sorunu haline gelmiş durumda. Halk, ay sonunu getiremiyor..Asgari ücret, sadece gıda harcamalarına bile yetmemektedir. Kredi kartı borçları geçen yıla göre yüzde 85 artmıştır.
Kamu’daki maaşlara, emekli maaşlarına ve sosyal sigorta emekli maaşları ile asgari ücrete, yılda 2 kez zam yapılmasına rağmen, mal ve hizmetlere devamlı zam gelmesi ile, yapılan artışlar anlamını yitirmekte ve satın alma gücü kısa sürede yeniden düşmektedir.
Önemli olan, piyasayı ucuzlatabilmektir. Alınması gereken tedbirler alınmamış, denetimler yetersiz kalmış ve böylece piyasa ucuzlamamıştır.
Hayatı ucuzlatacak, yeni bir ekonomik destek paketine ihtiyaç vardır.Zira, mevcut paket yetersiz kalmıştır. Artan döviz kurları nedeniyle, pek çok üründe fiyatlar yeniden yükselmiştir. Halkın büyük bir bölümü, günden güne yoksullaşmakta ve borçları artmaktadır.
Sözün özü şudur.Döviz kurlarının artışıyla, Kıbrıslı Rumlar kuzey piyasasında büyük ucuzluk görüp akın etmektedirler.Adeta ucuzluk cennetine gelmektedirler. Kendi vatandaşımız ise, kurların ve enflasyonun yükselmesi ve zam bombardımanı altında, tabiri yerindeyse, pahalılık cehenneminde yaşamaya çalışıyor.
Bu fasit daire kırılmalı, halk, makus talihini yenmelidir.Bu bağlamda, halk, iradenin kendisinde olduğunu unutmamalıdır.