KUZEY KIBRIS’TA KORANAVİRUS VE ALINAN ÖNLEMLERİN DURUMU (*)
Corona konusunda nerdeyse her gün 'hurafelere, dedikodulara, duyumlara, abartılara' kulak asılmaması, uzmanlar ve yetkililer dışında hiçbir veriye inanılmaması gereği üzerinde durmaya çalışıyorum.
İşte tam da bu gergin, karmaşık, belirsiz günlerde çok değerli bir metin ulaştı bana...
YDÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özen Aşut hocamın Kuzey Kıbrıs'ta Korona ile mücadeleyi, sağlık sistemimizin genel halini, sosyal psikolojiye dair gözlemlerini ve önerilerini sıraladığı bu önemli yazıyı paylaşmakta büyük yarar görüyorum.
* * *
"Dünya ülkeleri bir küresel salgınla savaşıyor. İnsanlık, uzun yıllardır görülmemiş bir salgınla karşı karşıyadır. Bu nedenle, öncelikle herkesin içinde bulunduğumuz koşulların olağan olmadığını, tüm ülkelerin beklenmedik çok ciddi bir durumla karşı karşıya olduğunu kavraması gerekir. Kuşkusuz ülkelerin böyle bir duruma neden hazırlıklı olmadığı, büyük ya da gelişmiş ülkelerin bile sağlık sistemlerinin niçin çökme noktasına geldiği, sorunun kökenleri ve nedenleri tartışılabilir, tartışılmalıdır. Örneğin en ileri teknolojiler için sürekli büyük fonlar ayıran sermaye, niçin insanlığın sağlığı, refahı ve mutluluğu için daha çok kaynak ayırmamış; büyük kapitalist devletler niçin halkın sağlığına yeterli önemi vermemiş, bilimi yeterince desteklememiştir? Özellikle 1980’den sonra tüm ülkelerde sosyal devlet ilkelerinden vazgeçilmesi, sağlığın ticarileşmesi ve metalaşması, bugün karşı karşıya olduğumuz yetersiz koşulların altyapısını oluşturmaktadır. Öte yandan, tüm ülkelerin sağlık otoritelerinin içinde yer aldığı Dünya Sağlık Örgütü’nün de aşı ve tedavi geliştirme konusundaki yetersizliği düş kırıklığı yaratmaktadır. Kısacası eğer insanlığın eşitlik içinde sağlık ve refahı öncelikli hedef olsaydı, bu dünya salgını çok daha az hasarla atlatılabilirdi. Zaten Çin, Güney Kore ve Almanya gibi ülkeler, görece sağlam altyapılarıyla, en azından şu aşamada salgınla daha iyi baş etmeyi başarmışlardır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, küçük nüfusa sahip bir ülkedir. Sağlık hizmetleri dağınık olup bu alanda özel sektörün de önemli bir ağırlığı vardır. Birinci basamakta toplam 15 sağlık merkezi, 80’e yakın daha küçük kırsal birim hizmet vermektedir. İkinci basamakta yatak kapasitesi 513 olan 5 devlet hastanesi, toplam 150 yatağı olan 11 özel hastane ve 250 yataklı YDÜ hastanesi bulunmaktadır. KKTC’de, 63’ü geçici kayıtlı olmak üzere, 637 hekim ve 160 diş hekimi bulunmaktadır. Hemşire/hekim oranı 2.5’tur. Ancak 1000 kişiye düşen hemşire oranı (2.3), OECD ortalamasına göre (9.6) düşüktür. Kuzey Kıbrıs’ta çalışan 152 eczacı vardır. Ayrıca muayenehane hekimliği yapan çok sayıda hekim bulunmaktadır.
KKTC sağlık sistemi böylesi sınırlı olanaklarla hizmet verirken, koronavirus (Covid-19) salgını baş göstermiştir. Ada’da ilk olgu 9 Mart 2020’de Güney Kıbrıs’ta görülmüş, ertesi gün ise Kuzey Kıbrıs’ta bir Alman turist kafilesinde Covid-19 saptanarak 31 kişi karantina altına alınmıştır. Aynı tarihte dünyada Covid-19’lu hasta sayısı yaklaşık 100 bin, ülke sayısı yaklaşık 100’dür; 9 Mart tarihinde ölüm sayısı, büyük çoğunluğu Çin’de olmak üzere 3281’dir.
Ada’nın iki tarafında da diğer ülkelere göre daha hızlı önlemler alınmış, kısa sürede ulaşım sınırlamasına gidilmiştir. Ayrıca iki taraf arasında kapılar kapatılmıştır. Kuzey Kıbrıs’ta ilk olgunun çıktığı 10 Mart günü öğleden sonra, üniversiteler de içinde olmak üzere tüm okullar kapatılmış; zorunlu işkolları dışında kamu çalışanları izin kapsamına alınmıştır. Daha sonraki kısmi sokağa çıkma yasağı ile özel sektöre de sınırlama getirilmiştir. Kuşkusuz bu denli ivedi alınan köklü kararların getirdiği aksaklıklar olmuştur. Ama bunlar yeni kararlarla düzeltilmeye çalışılmıştır.
Halen Kuzey Kıbrıs, eldeki verilere göre henüz hastalıktan ölüm olmadan sokağa çıkma yasağı ilan eden ilk ülkedir. Tüm önlemler, pek çok başka ülkeye göre daha hızlı alınmıştır.
Test uygulanan nüfusta pozitif olgu oranının çok yüksek olmadığı görülmektedir. Salgının 18. gününde ülkenin bazı köylerinde saptanan olgular nedeniyle tam sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Böylece nüfusun testle taranması sağlanmıştır.
Alınan sıkı önlemler Kuzey Kıbrıs halkının geleneksel alışkanlıklarını zorladığından, uygulamalar çeşitli eleştirilerle karşılaşmıştır. Özellikle olağanüstü koşulların getirdiği kısıtlılıklara karşı birçok yakınma medyada ve sosyal medyada sürekli yer almakta, eksik / yanlış bilgilerle yorumlar yapılmaktadır.
Kuzey Kıbrıs’taki koronavirus mücadelesi, Sağlık Bakanlığı ve Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Koordinasyon Kurulu tarafından yürütülmektedir. Zaten doğru olan, salgınlar ve sağlığı ilgilendiren diğer olağanüstü koşullarda uygun stratejilerin, sağlık otoritesi tarafından yürütülmesidir. Toplum sağlığı için bugün her düzeyde sağlık çalışanlarını desteklemek ve ko onların işlerini kolaylaştırmak gerekiyor. Onlar herkese 'evde kalın' derken, kendileri yaşamsal risklerle çalışmak durumundadırlar. O nedenle, evlerinde sıkıldıklarını söyleyenlerin, salgınla mücadele eden hekimlerin ve sağlık çalışanlarının koşullarını anımsamaları gerekir.
Sağlık otoritesinin koyduğu kurallara uyulması, herkesin sağlığı için yaşamsal önem taşıyor."
Doç. Dr. Özen Aşut
YDÜ Tıp Fak.
Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı