Kuzeyli - Güneyli
Güneyli bir Rum arkadaşla konuşuyoruz.
Alışılagelmiş ‘Ne var ne yok ?’, ‘Çoluk çocuk nasılllar ?’ sohbetinden sonra, ‘Çözüm çalışmalarına son durum’ konusu açılınca hemen suratı değişiyor. Aynı benim gibi.... Sıkıntılı olduğu her halinden belli. Aynı benim gibi... Endişeleleri çok. Aynı benim gibi...Kafasında yüzlerce soru var. Dokununca hemen sıralamaya gibi sanki. Aynı benim gibi... Ülkenin geleceği, konusunda kaygılı. Aynı benim gibi... Çocuklarımızın geleceği konusunda kafası sorularla dolu. Aynı benim gibi.
“Sence ne olacak ? Olumlu bir sonuç çıkacak mı ?” diye soruyor...
“Umarım çıkar” diyorum. Diyorum ama ardından ben de karşı ataktayım. Ona bir soru yöneltiyorum. “Sence halkların kaçta kaçı ‘Evet’çi ?”...
Cevap: “Doğrusunu istersen bizimkilerden kuşkularım var. ‘Hayır’cılar çoktan aktif durumda. Daha da azacaklarından da hiç kuşkum yok. Hayaller içinde yaşıyorlar hala. Hem kendi kendilerini kandırmaya devam ediyorlar hem de halkı. Başarırlar mı ? Bilmem.... Sizde durum ne ?”
“Hemen hemen aynı. ‘Hayır’cılar pusuda. Yapılan açıklamalarda üstüne gidecek, anlamlar çıkaracak sözcüklerle oynuyorlar. Bir sonraki aşamada daha da saldırgan olacakları kesin.”
“Ne istiyorlar ki ?”
Ne istediklerini ben de anlamadım henüz. ‘Çözümsüzlük’ de ne ? KKTC mi ? Taksim mi ? Türkiyeye ilhak mı ? Belli değil... Hiç kimseden net bir açıklama yok. Hatta birileri başka diğerleri başka şeyler söyledikleri bile oluyor.“
“Peki, gene ‘Hayır’ çıkarsa ne olacak ?”
“Hiç bilemiyorum... Herhalde KKTC böyle, yaşar gibi yapmaya, varmış gibi olmaya devam edecek... Herhalde, Kuzey’in nüfusu daha da artacak... Herhalde, sonunda adada Kıbrıslı Türk kalmayacak... Herhalde, KKTC’miz Türkiyeye avuç açmaya devam edecek... Herhalde, çocuklarımız, ya kaderlerine boyun eğecek ya da çekip başka ülkelere kaçacak... Herhalde, herhalde, herhalde....”O benim bıraktığım yerden devam ediyor.
“Bizde de, herhalde, Omorfolular Omorfoyu, Maraşlılar Maraşı, Girneliler Girneyi, Karpazlılar Karpazı unutacak... Herhalde, Megalo İdea’cılar, megalo idealar kurmaya devam edecek ve bundan beslenmeye devam edecek... Herhalde, ‘çözüm’ için iyi niyetli yabancılar da elini ayağını çekecek ‘Başınıza ne gelirse çekin’ diyecek... Herhalde kötü niyetli yabancılar da kıs kıs gülecek...”
***
Ayak üstü (her zaman olduğu gibi) tatlı başlayan ama ‘tatsız’ devam eden bir sohbetti bu. Ama manzarayı ortaya koyması bakımından da, biraraya gelen bir Kıbrıslı Türk ile bir Kıbrıslı Rum arasında hep geçen, çok olağan hale gelmiş bir sohbetti. Aslında da Kıbrısımızın acı gerçeğiydi.
--------------------
Sokak Ağzı
• Ne Akıncı’nın ne da Anastasiadis’in yerinde olmayı hiç ama hiç istemezdim. Aşağı tükürsen sakalın, yukarı tükürsen bıyığın...
• Vur patlasın çal oynasın... Gece, çık bir gez erafı... Meyhaneler dolu, barlar dolu, restorantlar dolu, kumarhaneler dolu, kerhaneler dolu... Acaba, herşeyden umudu kestik da bunlarda bulduk ‘unutmanın’ çaresini ?
• Karar verdim, dişimden tırnağımdan kesip bir makam arabası da ben alacağım kendime...
• Eskiden, ‘Kimi yer kimi bakar kıyamet ondan kopar’ derlerdi.. Şimdi durum farklı... Kimi yer kimi bakar, kimi bağırır, kimi susar, kimi de umursuz. Kıyamet da ertelendi galiba...
• Bıçaklama, cinayet, soygun, kundaklama, tecavüz... Aha anlı şanlı KKTC’mizin genel görüntüsü...
• Bir bu eksiğdi... Artık arabayla yolda giderken neresi çökebilir diye dört göz ediyoruz.
• Boşveeerrr... Bırak Akıncı’yı da Anastasidis’i da... Güzel şeyler gonuşalım. Mesela, televizyonlardaki evlendirme programlarından bahsedelim...Mesela kim kiminle evlendi, kim kiminle beraber, kim kimi aldatıyor, kimin bacakları güzel, kim altına yeni gıcır bir lüks araba çekti.. Bunlar konuşalım...