LABORATUVAR YANDI- ATIL DURUYOR
DAÜ Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Aybike Yektaoğlu, Devlet Kimya Laboratuvarı’nda meydana gelen yangın ile ilgili YENİDÜZEN’e önemli açıklamalarda bulundu
DAÜ Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Aybike Yektaoğlu, Devlet Kimya Laboratuvarı’nda meydana gelen yangın ile ilgili YENİDÜZEN’e önemli açıklamalarda bulundu: “Çevre ve insan sağlığı korkunç bir tehlike altında”
Didem MENTEŞ
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Aybike Yektaoğlu, Devlet Kimya Laboratuvarı’nda meydana gelen yangın ile ortaya çıkan çevre felaketinin ‘korkunç’ boyutta olduğunu belirterek, insan sağlığının da yadsınamayacak derecede tehlike altında bulunduğunu dile getirdi.
“İnsanlar yanında sokak hayvanları, evlerde beslenen hayvanlar, bitkiler, ağaçlar hepsi zamanla maruz kaldıkları kimyasal maddeler sonucu zarara uğrayacaktır”
Yanan kimyasalların birbirleriye tepkimeye girdikleri zaman birebir tehlikeli olmasalar dahi reaksiyon sonucu tehlikeli maddelerin ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğuna değinen Kimyager Yektaoğlu, “Yağan yağmurun gaz halinde olan kimyasal maddeleri toprağa indirmiş ve böylelikle o akşam gerçekleşen yangın ve yağmurla birlikte birçok kimyasal toprağa yani yeraltı sularına karışmıştır. Eğer ki çevre halkı bahçesinde sebze, meyve yetiştiriyorsa onların da kontamine olması kaçınılmazdır. Çevrede yaşayan birçok canlı da bunun beraberinde büyük zarara uğrayacaktır. Ama bunun etkileri şimdi değil daha sonra ortaya çıkabilir ve çıkacaktır” dedi.
“Uzman ekip söz konusu değil”
Yektaoğlu, yangının gerçekleştiği gün veya hafta içerisinde acil bir şekilde çevre, sağlık, güvenlik, kimya ve birçok alanda uzman veya bu alanlarda çalışmış kişilerin bir araya getirilip durum tespitini en kısa sürede gerçekleştirmesi gerektiğini ancak böyle bir ekibin söz konusu olmadığını söyledi.
Yektaoğlu,” Adamızda bu gibi alanlarda çalışan insan sayısı yüksektir. Direk uzmanlık alanı bu olmasa dahi acil durumlarda ne gibi önlemlerin alınacağına dair yeterli eğitime sahip kişiler bir araya getirebilir ve şu anda halen bölgede oturan halka ve topluma bu konuda bilgi verilebilir, önceden acil önlem alabilir veya bu durumu dahi engelleyebilirdi” dedi.
“Toprağa yağmurla karışan kimyasallar da yeraltı sularına karıştığı için de bu tehlikenin boyutu bir laboratuvarın yanmasına indirgenemeyecek kadar büyük bir hadisedir. Daha sonra gelişecek olan hastalıkları bile belki bu olaya bağlayamayacak noktada olmamız bile mümkündür”
“Büyük bir hadisedir”
Yrd. Doç. Dr. Aybike Yektaoğlu, “bölgede yaşayan halk için sonradan çıkacak sağlık problemleri, bahçelerinde yetiştirdikleri ve belki de uyarılmadıkları için yedikleri sebze, meyveler veya bitkiler dolayısı ile uzun vadede etkisini gösterecektir. İnsanlar yanında sokak hayvanları, evlerde beslenen hayvanlar, bitkiler, ağaçlar hepsi zamanla maruz kaldıkları kimyasal maddeler sonucu zarara uğrayacaktır. Toprağa yağmurla karışan kimyasallar da yeraltı sularına karıştığı için de bu tehlikenin boyutu bir laboratuvarın yanmasına indirgenemeyecek kadar büyük bir hadisedir. Daha sonra gelişecek olan hastalıkları bile belki bu olaya bağlayamayacak noktada olmamız bile mümkündü” şeklinde konuştu.
“Yangın sonrası ortaya çıkan çevre kirliliği korkunçtur!”
- YENİDÜZEN: Devlet Kimya Laboratuvarı'nda çıkan yangın sonrası temizlik çalışmaları devam ediyor. Bölgede oturan vatandaşlar çevreye yayılan kokunun az da olsa etkisini gösterdiğini söylüyor. Bu durumda çevre ne gibi bir zarar ile karşı karşıyadır?
- YEKTAOĞLU: “Büyük oranda kimyasalın muhafaza edildiği bir deponun yanması sonucu ortaya çıkan çevre kirliliği elbette ki korkunçtur. Yangının gerçekleştiği gün veya hafta içerisinde acil bir şekilde çevre, sağlık, güvenlik, kimya ve birçok alanda uzman veya bu alanlarda çalışmış kişilerin bir araya getirilip durum tespitini en kısa sürede gerçekleştirmesi gerekiyordu. Bu alanlarda uzman kişilerin bir araya gelmesinin yanında bu ekibin bu gibi durumlarda kısa-acil önlem alınması bakımından daha önceden oluşturulması alınması gereken önlemlerden biriydi. Ama maalesef böyle bir ekip söz konusu değil. Adamızda bu gibi alanlarda çalışan insan sayısı yüksek… Direk uzmanlık alanı bu olmasa dahi acil durumlarda ne gibi önlemlerin alınacağına dair yeterli eğitime sahip kişiler bir araya getirebilir ve şu anda halen bölgede oturan halka ve topluma bu konuda bilgi verilebilir, önceden acil önlem alabilir veya bu durumu dahi engelleyebilirdi.
Yayılan koku etkisini uzun bir süre sürdürecektir. Hatta bina içinde bu koku uzun bir süre kalıcı olacaktır ve laboratuvarda çalışan insanlara uzun vadede zarar verme ihtimali de var. Bunun da çözümü kesinlikle boyamak, binanın zarar gören yerlerini tamir ettirmek değildir. Böyle bir bina yandığı zaman, eğer ki içinde büyük oranda kimyasal da beraberinde yanmışsa, olayın gerçekleştiği andan itibaren bölge halkının anında oradan tahliye edilmesi gerekirdi. Evlere kapatılarak ve sokağa çıkmama çağrısı yapılaması kesinlikle bir çare değildir. Kimyasal envanteri anında ortaya çıkarılıp, yanan maddelerin yangın, hava ve su ile teması sonucu ne gibi tehlike arz edecek maddeleri oluşturdukları da kısa sürede tespit edilmeliydi. Kaldı ki yanan kimyasallar birbirleri ile de tepkimeye girdikleri zaman birebir tehlikeli olmasalar dahi reaksiyon sonucu tehlikeli maddelerin ortaya çıkması kaçınılmazdır.
“Bölgede yaşayan halk için sonradan çıkacak sağlık problemleri, bahçelerinde yetiştirdikleri ve belki de uyarılmadıkları için yedikleri sebze, meyveler veya bitkiler dolayısı ile uzun vadede etkisini gösterecektir.
“İleride büyük zararlar ortaya çıkacaktır”
Yağan yağmurun gaz halinde olan kimyasal maddeleri toprağa indirmiş ve böylelikle o akşam gerçekleşen yangın ve yağmurla birlikte birçok kimyasal toprağa karışmıştır. Yani yeraltı sularına... Eğer ki çevre halkı bahçesinde sebze, meyve yetiştiriyorsa onların da kontamine olması kaçınılmazdır. Çevrede yaşayan birçok canlı da bunun beraberinde büyük zarara uğrayacaktır. Ama bunun etkileri şimdi değil daha sonra ortaya çıkabilir ve çıkacaktır. Buna ise en büyük örnek Lefke-CMC dir. Bu maden bir bakır madeniydi ve değerli madeni ortaya çıkarmak için elbette ki kimyasallar kullanılıyordu. Yani çevreye verebileceği zarar da insan sağlığına da verdiği zarar ortadadır. Ama bir aydır henüz çıkmayan raporlama, bizleri neyin beklediği konusunda muallakta bırakmaktadır. Ama şimdi, ama yarın etkisini gösterecektir ve bizler bunu başka şeylere de bağlayabiliriz. Yani kimyasalların verebileceği zarar doğrultusunda oluşacak sağlık sorunları, mutasyonlar vb uzun zaman geçtiği ve unutulacağı için başka olgularla bağdaştırılabilir.
Devlet kimya laboratuvarı için çok uzun bir süre önce planlama yapılarak yerleşim yerlerinin çoğalmaya başladığı bölgeden daha farklı bir bölgeye taşınabilir ve gelişip büyümesi sonucu da daha güvenlikli ve daha profesyonel bir bina kurulabilirdi. Depolanan kimyasalların bugüne kadar bina içinde eski usul muhafaza edilmesi ise başka bir nokta. Bugün özel güvenlikli kimyasal bir depo sistemi kurulmuş olsaydı, şu anda çevreye verdiği zarar çok aza indirgenmiş olurdu. Yangın ayrıca gündüz gerçekleşmiş olsaydı bu da iş kazasına mahal verecek bir ortamı yaratabilirdi.
“Doğaya neler yayıldığının tespiti çok kolay yapamayız”
- YENİDÜZEN: Doğaya ne gibi maddeler yayıldı? Radyoaktif maddelerin yayılması söz konusu mu? Çevreye yayılan bu kimyasal maddeler ya da izotopların ömrü ne kadar sürer?
- YEKTAOĞLU: “Doğaya neler yayıldığının tespiti çok kolay yapamayız. Çünkü elimizde bir envanter yok. Envanter var mı? O da belli değil. Bu da yine kısa-acil önlem ekibinin önceden tespiti ve bu gibi durumlarda bu maddelerin envanterinin anında uzman kişilerle paylaşılması ile ne gibi zararlı ve tehlikeli maddelerin çevreye yayıldığının tespitini kolaylaştırabilirdi. Ama halogenli kimyasalların da bulunduğunu varsayabileceğimiz bir kimyasal depo yangını sonucu çok da masumane maddeler ile karşı karşıya olmadığımız aşikar. Bu da yalnızca zararlı olan bir kimyasal grubudur. Çevre Kimyası dersinde ilk olarak işlenen maddelerin başında halogenli maddeler vardır. Solvan yani çözücü olarak adlandırılan kimyasalların çoğu da masumane maddeler değiller. Yani kısacası doğaya ve çevreye yayılan birçok maddenin zararsız, çoğunun da zararlı olabileceğini iddia etmek traji komik olur.
Radyobiyoloji bölümü bulunan bir laboratuvarda radyoaktif maddeler de depoda muhafaza durumundaysa elbette ki yangın sonucu çevreye yayılması söz konusudur. Kullanılan radyoaktif maddenin ne olduğu ile ömrünün tespiti yapılabilir. Yanan bu maddelerin ne olduğunu bilmeden, yani ne gibi bir radyoaktif madde çeşidi olduklarını bilmeden, çevrede ne kadar kalacaklarını ve ne oranda zarar verebileceklerini tespit etmek mümkün değildir. Zararın sonucu ise ne kadar miktarda yandığına bağlıdır. Bunun için ise adamızda radyoaktif maddeleri tespit eden ölçüm cihazları mevcuttur. O yüzden bununla ilgili kesin bir cevap verilemez. Ama eğer ki bu maddeler yangın sonucu yeraltı sularına, çevre halkının bahçelerine vs yayılmışsa miktarına ve ne olduğuna bağlı yadsınamayacak zararları olacaktır.”
“Kimyasalların temizliği saniye ve yıllar arası değişebilir”
- YENİDÜZEN: Laboratuvardaki kimyasal maddeler nasıl ve ne kadar sürede temizlenip, etkisi azalır?
- YEKTAOĞLU: “Hem bina içinde hem de çevrede bu gibi kimyasalların temizliği saniye ve yıllar arası değişebilir. Kimyasalın ne olduğuna bağlı olarak bunun süresi tespit edilemez. Ama bir depo olduğu ve birçok kimyasalın muhafaza edildiği bir ortamda yangın sonucu etkisini uzun süre koruyacaktır. O yüzden kimyasalları bir ekip gelerek temizledi veya temizleyecek demek çözüm olmayacaktır. Bu bölgede yapılacak olan tespitler sonucu uzun süre rehabilite dahi gerekebilir. Yine örnek olarak burada CMC’yi vermek istiyorum.
Kısa sürede laboratuvarı işler hale getirmek palyatif bir çözümdür. Çalışanların sağlığı açısından da tehlikelidir. Kısa süreli çözüm, bu ülkede bulunan devlete bağlı olan veya olmayan birçok kurum ile acil toplantı yaparak, acil ve ihtiyaç duyulan analizler için yedek kurumların ve insan gücünün faaliyete geçmesi ve yeni, tam güvenlikli bina için çalışmalara hemen başlanması, acil ekip kurulması, çevre için acil olarak ne gibi önlemler alınabileceğidir. Uzman ekip oluşturacak insan gücü ve bilgisine sahip bir ülkede yaşıyoruz ve bunu nasıl kullanacağımızı dahi bilmiyoruz.
Çevreye etkisi ise kimyasalların tespiti ile bölgede ne gibi bir rehabilite çalışması yapılacağına bakar. Evet yanan kimyasallar toplanıp özel yöntemle toplanıp toprağa gömülebilir. Ama bölgedeki etkisi ve zararı bu yolla ölçülemez ve çözülemez.
“Bölge halkı için sağlık problemleri uzun vadede etkisini gösterecektir”
- YENİDÜZEN: İnsan sağlığı ne ölçüde tehlikededir?
- YEKTAOĞLU: 20 yıldır kimyasal muhafaza edilen bir deponun içinde ne gibi, nasıl ve ne yöntemlerle muhafaza edildiği bilinmeyen kimyasalların yangın sonucu yarattığı tehlikenin boyutunun korkunçluğu tam olarak tespit edilemez. Ama büyük olduğu kesin. Bölgede yaşayan halk için sonradan çıkacak sağlık problemleri, bahçelerinde yetiştirdikleri ve belki de uyarılmadıkları için yedikleri sebze, meyveler veya bitkiler dolayısı ile uzun vadede etkisini gösterecektir. İnsanlar yanında sokak hayvanları, evlerde beslenen hayvanlar, bitkiler, ağaçlar hepsi zamanla maruz kaldıkları kimyasal maddeler sonucu zarara uğrayacaktır. Toprağa yağmurla karışan kimyasallar da yeraltı sularına karıştığı için de bu tehlikenin boyutu bir laboratuvarın yanmasına indirgenemeyecek kadar büyük bir hadisedir. Daha sonra gelişecek olan hastalıkları bile belki bu olaya bağlayamayacak noktada olmamız bile mümkündür. İş sağlığı, halk sağlığı, çevre, güvenlik ve alınmayan önlemler insanların yani toplumun ne gibi tehlike altında olduğunu gösteren öğelerin bir araya gelişidir. Pestizit analizlerinin yapılamaması dahi daha önce saydıklarım bağlamında kolayca çözülebilecek bir konu olmasına rağmen, halen çözüm bulunamamıştır. Dilerim ki yakın zamanda yetkili merciler, sistemsizlik ve sorumsuzluk boyutuna gelen bu olaylar karşısında bir çözüme ulaşır. Çözülemeyecek sorun, önlenemeyecek tehlike yoktur. Sistemsizlik ve sorumsuzluk vardır.