1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Lapta ve Eksomedoş’ta kazılar…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Lapta ve Eksomedoş’ta kazılar…

A+A-

Kayıplar Komitesi’nin adamızın kuzeyinde ve güneyinde yürütmekte olduğu kazılar, kesintisiz biçimde sürüyor… İki toplumdan arkeologların birlikte aynı ekiplerde çalışmakta olduğu kazılarla ilgili olarak Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü Arkeolog Demet Karşılı’dan aldığımız bilgilere göre, Lapta ve Eksomedoş’ta kazılar devam ediyor…

Lapta’da iki “kayıp” şahıstan geride kalanların bulunduğu “Celebrity yanı” olarak bilinen bölgede iki ayrı kazı ekibi, iki makine ile bölgedeki toprakları kontrol etmeye devam ederken, İngiltere’den bir okurumuzun dört yıl önce verdiği bilgiler doğrultusunda, okurumuzun annesinin bize ve Kayıplar Komitesi’ne 24 Haziran 2015’te göstermiş olduğu Lapta’daki bir bölgede bulunan kuyuda yeni bir makine ile sistem denenerek “kayıp” şahsa ulaşıldı. “Kayıp” şahıstan geride kalanlar 21.4 metrede bulunurken, kuyunun dibi ise 28 metrede sonlandı. Kazı ekibi, kuyudan çıkan tüm toprağı sulu elekten geçiriyor.

Yine Lapta’da limon tarlası diye bilinen bir noktada geçtiğimiz günlerde bir “kayıp”tan geride kalanlara ulaşılmıştı. Burada da blok trençleme yapılırken, bir kişiye ait kalıntılara ulaşıldı ve kazı sürdürülüyor.

Eksomedoş’ta (Düzova) açık arazi içerisinde bulunan bir kuyunun içi, önceki yıllarda temizlenmiş ve içindeki topraklar dışarıya çıkarılmıştı. Bu kuyuda “kayıp” Kıbrıslırum olabileceği bilgisi olduğundan, söz konusu topraklar kazı ekibi tarafından kontrol edilmeye başlandı.

Edremit’te (Trimiti) kazı için belirlenmiş olan limitler içerisinde kazı yapılarak kazı sona erdi. Çayönü’nde (Galopsida) bir “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün gömü yerinin arandığı bölgede kazı ekibi yüzey araştırması yaptı ancak herhangi bir şeye rastlamadı.

Hamit Mandrez’de, hapishane arkasında başlatılmış olan kazıda trençleme devam edilirken, dere yatağının içine inilmiş bulunuyor. Burada da bir toplu gömü yeri aranıyor.

Değirmenlik’te (Kitrea-Cirga) başlatılan kazı devam ederken, Mennoya’da ise belirlenen limitler içerisinde kazılar yapılarak kazı çalışmaları sonlandırıldı ve herhangi bir ize rastlanmadı.

Kazı ekiplerinde bulunan tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara, “Çok kolay gelsin” diyoruz.


“Srebrenitsa Anneleri’nden Avrupa’ya çağrı…”

Kayhan KARACA
Srebrenitsa Anneleri 11 Temmuz’un Avrupa’da "Srebrenitsa Soykırımını Anma Günü" ilan edilmesi için Strasbourg’da Avrupa Konseyi’ne resmen başvuru yaptı. Talebe Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri'nden destek geldi.

Srebrenitsa katliamı sırasında yakınlarını kaybeden anneler adına Strasbourg’da Avrupa Konseyi’ni ziyaret eden Munira Subasiç ve Kada Hotiç, 11 Temmuz’un gelecek yıldan itibaren kurum olarak Avrupa Konseyi ve Avrupa ülkeleri tarafından "Srebrenitsa Soykırımını Anma Günü" ilan edilmesi çağrısında bulundu.

Daha sonra Lahey merkezli Uluslararası Adalet Divanı tarafından "soykırım" olarak tanımlanacak katliamlar, 11 Temmuz 1995 tarihinde başlamış ve 5 gün sürmüştü. Ratko Mladiç komutasındaki Sırplar bu süre içinde, aralarında çocuk ve kadınların da olduğu en az 8 bin 372 Müslüman Boşnağı katletmişti.

Srebrenitsa Anneleri 11 Temmuz'un anma günü ilan edilmesi talebini Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland'a iletti. Avrupa Konseyi'nin talebi nasıl değerlendireceği henüz bilinmiyor. Ancak Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic Srebrenitsa Anneleri’nin talebini desteklediğini bildirdi.

İnsan Hakları Komiseri’nden destek

Mijatovic, Avrupa Konseyi binasındaki "Srebrenitsa Anneleri’nin Adalet İçin Uzun Soluklu Mücadelesi" temalı fotoğraf sergisinin açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Avrupa ve dünyada birçok kişinin Srebrenitsa soykırımından bihaber olduğunu, hatta inkâr ettiğini" belirtip, bu durumun "soykırım kurbanlarına hakaret ve barış ve barışma için tehdit olduğunu" söyledi.

Mijatovic, "Anneler olarak 11 Temmuz’un Srebrenitsa Soykırımı’nı Resmen Anma Günü ilan edilmesi için Avrupa Konseyi’ne çağrıda bulunuyorsunuz. Bu çağrınızda sizlerin yanındayım. Uluslararası toplum yıllar boyu görmezden geldi. Saf tutma ve nefret tohumlarını adalet tohumlarıyla değiştirmek için sizlerle birlikte yürüme zamanıdır" şeklinde konuştu.

"Sorunu Avrupa yarattı"

Srebrenitsa Anneleri, Avrupa Konseyi’nden, "soykırımı" inkârın yasaklanmasına dair bir karar almasını da istedi. Srebrenitsa’da yaşananları inkâr edenleri cezalandıracak somut bir karar alınması için Avrupa Konseyi’ni göreve çağırdıklarını söyleyen Munira Subasiç, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, "Sorunun temelinde Avrupa var. Sorunu yaratan Avrupa’dır. Bu nedenle çözümünde bize yardım etmek de Avrupa’nın vicdani görevidir" ifadelerini kullandı.

Subasiç sergi açılışında yaptığı konuşmada, kendi hesaplamalarına göre, Srebrenitsa’daki katliamlar sırasında üç gün içinde 10 bin 700 kişinin öldürüldüğünü söyledi. Kendisinin 22 yakınını kaybettiğini, 5 binden fazla çocuğun da ya anne babasını birlikte ya da anne veya babasından birini yitirdiğini anlattı.

Bosna-Hersek’i oluşturan unsurlardan Sırp Cumhuriyeti, 1992-1995 yılları arasında yaşanan savaşta Srebrenitsa ve Saraybosna’da katledilen Müslaümanların sayısının azaltılması için geçtiğimiz aylarda girişim başlatmış, ancak bu girişim Avrupa’da yankı bulmamıştı.

Uluslararası Adalet Divanı 2007 yılında aldığı kararla Srebrenitsa’da yaşananları "soykırım" olarak tanımlamış, ancak yaşananların sorumlusunun Sırbistan olmadığı sonucuna varmıştı.

Srebrenitsa’da yaşananlar "İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da gerçekleşen en büyük katliam" olarak niteleniyor.

(DEUTSCHE WELLE - Kayhan Karaca / Strasbourg – 28.6.2019)

 

 

Bu yazı toplam 1356 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar