“Larnaka’dan “kayıp” kunduracı Süleyman dayı, Larnaka mezarlığının hemen dışında gömülüdür…”
Bir okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:
“Larnaka’da Kunduracı Süleyman Dayı’nın vurulmasını hatırlıyorum. Ben o zaman dokuz yaşındaydım ve Süleyman Dayı babamın çok samimi arkadaşıydı. Şu anda mezarı, Larnaka mezarlığının ön cepheden sağ dış kısmında mezarlıktan yaklaşık beş metre ileridedir.
1963’te TMT tarafından vuruldu ve ben o çocuk yaşta olayı gördüm… Oraya gömüldükten yaklaşık üç yıl sonra üzerine beton döküp mücahitlere koğuş yapmışlardı…
Olay ise çok farklı ve tamamı ile haksız bir durumdu… TMT içinde sırf kariyer, komutanlık vs. gibi işler için birbirlerine iftira atan, ihbar eden kişilerin sebep olduğu cinayetlerden biriydi…
1974 yılına kadar o koğuş oradaydı ama geçen yıl oraya gittiğimde orada koğuş falan yoktur, tamamıyla temizlenmiş. Gene da beton kalıntılardan bulunabilir…
Mezarlığın üst kısmında, tepenin üstünde, Artemis yoluna bakan tepelerde karşılıklı Rum ve Türk mevzileri vardı. Koğuş ise aşağıda, mezarlığın köşesindeydi.
Süleyman Dayı, bir oyuncakçı dükkanı ve hemen karşısında ayakkabı satış yeri olan Aylazaro kilisesinin yanında iki dükkanı olan bir adamdı. Aslı Leymosunlu’dur, sanırım Dohni doğumludur ama Leymosun’da ya da Zigi’de (Terazi) yaşardı. Kunturacı Süleyman diye bilinir…
Leymosun’da karısından ayrıldıydı ve sonra Larnaka’ya geldiydi ve yalnız bir kadın olan Fatma abla ile evlendiydi. Ondan hiç çocukları olmadı. Eski hanımının Omorfo’da bir oğlu vardı…
Süleyman Dayı bir tarihte yeraltı dünyası insanlarıyla tanışmıştı - sonra da kaçak silah tedarik etmeye başladığı anlatılıyordu. TMT’ye de silah temin ettiği söyleniyordu.
1963’te gece yarısı dükkanına gitti, arka kısımdan delik açarak oradaki silahları alıp Larnaka’da TMT’ye teslim etti. Genellikle tabanca türü şeylerdi.
Sanırım 28 Aralık’ta ateş-kes vardı.
Biz, Tuzhane yolu denen evimizin diğer tarafında, arka mezarlık yolunda kardeşimle oynuyorduk… Süleyman dayının Vauxhall arabasını gördük, yeşil, eski bir arabaydı ama süren farklı bir kişiydi… Süleyman Dayı arka koltukta, siyah-beyaz pijamaları ve elleri arkadan bağlı, yarı yüzüstü yatık, yanında silahlı biri vardı. Babama haber verdik, babam bisikletine bindi, peşlerine düştü… Maalesef ne yaptıysa ikna edemedi… Onu orada, mezarlığın dış kısmında, köşede vurdular… Daha sonra Rumlar’a silah sattığı söylendi… Şimdiki aklımla zaten adam o işleri Rum bağlantıları ile yapabilecek bir durumdu. Yani Rum ve Türk bağlantısı olmadan ya da polisle, gümrükçülerle işbirliği olmadan bu silah temin işini yapamazdı ki… TMT zaten bu durumu bilirdi…”
Bu okurumuzun Larnaka’dan “kayıp” bu Kıbrıslıtürk’le ilgili anlattıklarından ötürü çok teşekkür ederiz.
Bundan on yıl önce yani 2006’da bu sayfalarda “kayıp” Süleyman Aspiri’yle ilgili olarak geniş yayın yapmış ve kardeşi Yaşar Aspiri’yle röportajımıza yer vermiştik.
Süleyman Aspiri’nin kardeşi Yaşar Aspiri, kardeşinin öyküsünü anlatmış, onun Babutsalar’da öldürülüp gömülmüş olduğunu duyduğunu aktarmıştı.
Bir okurumuzla birlikte Kayıplar Komitesi yetkililerine 2009 yılında Larnaka mezarlığı dışındaki olası gömü yerlerini de göstermiştik…
Şimdi bu okurumuza “kayıp” Süleyman Aspiri’yle ilgili paylaştığı bu yeni bilgiler için teşekkür ediyoruz.
Daha ayrıntılı bilgi sahibi okurlarımı, isimli veya isimsiz olarak 0542 853 8436 numaralı telefondan beni aramaya davet ediyorum…