Kıbrıs’ın kuzeyinden “devlet görevi” ile yurtdışına gidecek herkese, ilk şu laf söylenir:
“Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu ile olmaz.”
- Niye?
- Olmaz...

*  *  *

‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ pasaportunu ceplerinde taşıyanlar, iş “resmi” göreve geldi mi “miş” gibi yapar,
güya “KKTC”yi yüceltmiş olurlar...

*  *  *

İllaki “kamu görevlisi” olmanız gerekmez...
Gazeteci ya da sivil toplum örgütü yetkililerine de aynı kural uygulanır...
Eziyeti kalır geriye...
“TC Pasaportu” çıkartacak, “vize”yle uğraşacaksınız!
Oysa ne ilginçtir, birinde “ortaklık” hakkınız vardır, ötekinde yok!

*  *  *

“KKTC” yöneticileri “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni resmen tanımaz.
Bu nedenle de “Kıbrıs Cumhuriyeti” üzerinden protokol uygulamamız olmaz...
Hiçbir “devlet” işi Kıbrıs’ın güneyi hesaplanarak yürütülmez.

*  *  *

23 Nisan Çocuk Şenliği için adaya Larnaka’dan gelen bir kafileye izin verilmedi.
Kıbrıslı Rum makamlarının ayıbı...
‘İbadet’ engeliyle ego tatmin eden Dışişleri makamlarımız kına yakar artık...
Böylesi “kısasa kısas” ortamlar yarattıkları için!
Kıbrıslı Rum makamlarının bu ayıbı örtülemez elbette…

*  *  *

Ancak “belleklerde” yer eden soru şu!
Yurt dışından gelen 23 Nisan kafilesini, Larnaka Havaalanı’na kim yönlenirdi?
‘Resmi’ bir programdan söz ediyoruz...
Bu çocuklar, bizim misafirimiz...
Sorumluluk bize ait...
Kıbrıs Cumhuriyeti’ne değil...
“KKTC”ye!
Hangi Bakanlık, Daire, Müdürlük, hangi organizasyon “Larnaka’dan geliniz” dediler...
Diyelim ki, bunu söylediler, peki, Kıbrıslı Rum makamları ile önceden teması denediler mi?
Diyelim ki, söylemediler...
Bu işler bu kadar rastgele mi?
Onca “gürültü” arasında, umarım, bunun izahını da yapacaktır birileri...
Yol mu şaştı, yolcu mu?
Suskunluk sarmalında merağımız bu!