1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Lefkara ve Ağros’tan Melburn’a uzanan hayatlar...
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Lefkara ve Ağros’tan Melburn’a uzanan hayatlar...

A+A-

Avustralya’dan çok değerli arkadaşımız Konstantinos Emmanuelle, “Tales of Cyprus” yani “Kıbrıs’tan Hikayeler” sayfasında Petros (Peter) Ağrodis’in öyküsünü kaleme aldı. Biz de Ağros köyünden başlayıp Avustralya’da devam eden bu hayat hikayesini, Konstantinos Emmanuelle’in yazdıklarını özetle derleyip Türkçeleştirerek okurlarımıza sunuyoruz. Konstantinos Emmannuelle şöyle yazıyor:

***  Petros (Peter) Ağrodis, 4 Nisan 1915 tarihinde Leymosun’a bağlı Ağros köyünde dünyaya gelmişti. Dokuz çocuğun en küçüğüydü ailede... Üç oğlan ve altı kız çocuğuydu bunlar... Petros, genç biri olarak Ağros’taki mannav dükkanında çalışmaktaydı... Bu mannav dükkanı ailesinin ya da bir akrabasının mıydı, orasını öğrenemedik tam olarak. Bir mannav dükkanında çalışırken öğrendikleri ve edindiği yetenekler onu gelecekteki hayatında aşçılık ve gıda dağıtım sanayindeki işine hazırlayacaktı...

***  1937 yılında ortaya bir dünya savaşı olasılığı çıkar çıkmaz, 22 yaşındaki Petros yurtdışında daha iyi bir hayat kurma olasılığını görmüştü... Avustralya’ya göç etmesi için arkadaşı Hristos Violaris ona davet göndermişti ve Petros da “Jervis Bay” adlı buharlı gemiyle 11 Haziran 1937 tairhinde Kıbrıs’tan ayrılacaktı...  Tek kişilik bilet için 31 lira ödemiş ve 6 Temmuz 1937’de Freemantle’a varmıştı. Nihai destinasyonu Melburn’du, burada Hristos Violaris’in yanına yerleşecekti. Hemen Epstein Kardeşler’e ait kafede aşçı olarak iş bulacak ve burada ikibuçuk yıl kadar kalacaktı...

***  İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesinden sonra, 1941 yılının Eylül ayında Petros, Avustralya Ordusu’na katılma kararı almıştı. Çok şükür savaşın korkunç yüzüyle tanışmayacak ve Avustralya’da kalarak tüm gönderildiği yerlerde aşçılık yaparak orduya katkıda bulunacaktı. Kayıtlara göre 16ncı Avustralya Piyade Birliği’ne 1612 gün hizmette bulunmuştu – ta ki bu birlik dağıtılıncaya kadar ki bu da Şubat 1946’da olacaktı...

***  Avustralya Ordusu’nda aşçı olarak çalışırken Petros, Pavlos Pavlu adlı bir Kıbrıslı’yla tanışıp onunla ahbap olacaktı. Panos, Yukarı Lefkara’dandı ve 1938 yılında Avustralya’nın Adelaide kentine göç etmişti. Tesadüf bu ya, günlerden bir gün Pavlos, Petros’u küçük kızkardeşi Anna ile tanıştıracaktı. Anna Stilyanu Pavlu, 21 Kasım 1915 tarihinde Yukarı Lefkara’da dünyaya gelmişti. Altı çocuğun en küçüğüydü... Kardeşleri Panayi, Pavlos, Hristoforos, Hariton ve Hristalla idi... Anna ve kızkardeşi Hristalla, hiçbir zaman babalarını tanımamışlardı. Babaları genç yaşta vefat ederek annelerinin henüz 30 yaşındayken dul kalmasına yol açmıştı. Anna’nın en büyük abisi Panayi henüz 15 yaşındaydı ve kardeşlerinin büyümesine yardımcı olmak üzere, evin ekmeğini kazanan kişi olmak zorunda kalacaktı.

***  Lefkara köyü gümüş işçiliği, dantelleri ve Lefkara işiyle ünlüdür. Kadınlar aylar boyunca iğne iplikle meşhur Lefkara işini işlerken, oğlan çocukları da adayı ve hatta yurtdışını dolaşarak bunları satmaya çalışmaktaydı. Henüz küçük bir kızken Anna, köyün yaşlı kadınlarından Lefkara işi işlemeyi öğrenmişti.

***  1938 yılında Avustralya’ya göç ettikten sonra da Lefkara işini işlemeye devam edecekti. Avustralya’ya göç ederken ona Teyzesi Eleni Boyacı ve yeğeni Nik Boyacı eşlik etmişti. Eleni’nin eşi Mihalis ve Anna’nın dayısı Hristos zaten Avustralya’nın güneyindeki Adelaide kentinde yaşamaktaydı, birkaç sene önce göç etmişlerdi Avustralya’ya. Anna da bir süre, Boyacı ailesiyle yaşayacaktı.

***  1938 yılında Anna’nın kardeşleri Panayi ve Pavlos da Avustralya’ya gelecekti, Lefkara işi ve Lefkara’dan dantelleri satmaya devam edeceklerdi. 1944 ile 1946 yılları arasında kısa süreliğine Kıbrıs’a gideceklerdi, Panayi karısını ve iki kızkardeşini görmek istemişti. 1947 yılında Avustralya’ya geri dönecek ve onu eşi Zoe ile çocukları Marulla, Hrisulla ve Mihail izleyecekti dört sene sonra...

***  Pavlos ise Kalliopi’yle evlenmiş ve 1946 yılında Avustralya’ya dönmüştü, küçük kızları Hrisulla’yla birlikte. Ne yazık ki Avustralya’ya vardıklarında Avustralya Gümrüğü, bir kasa Lefkara işine el koyacak ve bunları geri satın almak için çok para harcayacaktı. Mahvolmuştu...

***  Anna’nın abisi Hariton ise (Harry) Fransa’ya gitmişti iki arkadaşıyla birlikte ve dört sene boyunca Lefkara işi satmıştı. Tüm diğer erkek kardeşleri gibi biraz para biriktirerek kızkardeşleri Anna ve Hristalla’nın evlenmesine yardım etmeyi hesaplıyordu. 1947 yılında Hariton, eşi Theano’yla birlikte Melburn’a giderek bir süreliğine Petros ve Anna’yla kaldı, sonra da kendi evini düzerek oraya geçti. Birkaç sene sonra ise oğlucukları Stanley ve kızları anna ile birlikte Adelaide’e taşınacaklardı. Erkek kardeşler, gerek yerel düzeyde, gerekse eyaletler arasında ithal etmiş oldukları şeyleri satmaktaydılar, müşterileri daha çok daha iyi durumdaki yerlerdendi ve düzenli bir müşteri ağı kurmayı başarmışlardı...

***  Kısa bir nişanlılık dönemi ardından Petros ve Anna, 16 Temmuz 1944’te Adelaide’teki Archangels Mihail Katedrali ve Franklin Sokağı’ndaki Gabriel Rum Ortodoks Kilsesi’nde evlendiler. Eylül 1946’da ilk evlatçıkları Stanley dünyaya gelecekti. 1947 başlarında Petros ve Anna, Adelaide’ten Melburn’a taşınacak ve 2 Hennessy Sokağı’nda, West Brunswick’te ilk evlerini satın alacaklardı. O yılın Kasım ayında ise ikinci evlatçıkları John dünyaya gelecekti.

***  1940’lı yılların sonları ile 1950’li yıllarda Petros ve Anna, pek çok genç, bekar aile bireylerinin Avustralya’ya göç etmelerine yardım ettiler. Gelenlerin hepsi de Petros ve Anna’nın West Brunswick’teki evinde kalıyorlardı, ta ki iş bulabilsinler ya da kendi kalacak yerlerini karşılayacak duruma gelsinler.  Çok sayıda insan gelip gidiyordu evlerine, gelip kalıyorlardı, bu yüzden Anna çoğunlukla evde yemekleri pişirirken, Petros da sufla (kebap) ve barbekü yapmayı üstleniyordu... Petros’un ablası Fotini Zavros da kocası Kiriakos ve yedi çocuklarıyla birlikte 1950’li yılların başlarında göç etmişti Avustralya’ya... Onlar ise Kuzey Queensland’taki Tully kentine yerleşecekti.

***  Melburn’da Petros aşçı olarak çalışmaya devam edecekti. Kısa süreliğine Moreland’taki Sydney Road’ta yeğeni Angelo Savvidis ve bacanağı Andreas Pavlu ile birlikte bir iş kuracaktı: Buzlaş üretmekteydiler... . Andreas, Anna’nın kızkardeşi Hristalla ile evlenmişti. Sonradan Kıbrıs’a geri dönecek ve papaz olacak, Lefkara’nın papazı olarak görev yapacaktı. Buzlaş fabrikasında çalıştıktan sonra uzun süre çalışacağı Brunswick Kulübü’nün mutfağını devralacak ve burayı idare edecekti. Kulübün yöneticisi Warwick Roach ve sekreteri Mercia Whelan ile uzun süreli bir dostluk kuracak ve bu dostluk da konaklama sanayiinde pek çok bağlantı kurmasına yarayacaktı...

***  1950’li yılların başlarında Petros kendi yemek şirketini kurma olanağı bulmuştu, “Kıtasal Yemek Servisi” (“Continental Catering Service”) adını verecekti buna. 1950’li ve 60’lı yıllarda onca çok sayıda Yunan ve Kıbrıslı bekar kadın ve erkeğin Melburn’a göç etmekte olduğunu görmüş ve bunların birbirleriyle tanıştırılması ve evlilikler için düzenlemeler yapılmasının yüksek oranda olduğuna tanık olmuştu. Böylece yemek servisi ilanlarını yerli Yunanca gazetelere vermeye başlamış ve çok geçmeden düğün resepsiyonları ve diğer etkinlikler için ilk gidilecek kişi haline gelmişti. Petros, bu etkinliklerde ve düğünlerde müzik hariç herşeyi düzenliyordu. Çoğu zaman aile de bu hazırlıklara yardım ediyordu ancak her zaman güvenebileceği bir grup sadık çalışanı vardı, onları ihtiyaç duyduğunda arayabiliyordu.

***  Zaman içerisinde düğünler Pazar günlerinden Cumartesi günlerine kaydı ve resepsiyonlar da çok daha büyük ve çok daha sofistike olmaya başladı – artık düğüne katılacak konukların sayısı 100’den 400’ün üstüne çıkmaktaydı. Petros da eşi Anna ile birlikte Melburn’da pek çok Yunan ve Kıbrıs ailelerinin düğünleri için yemek hazırlıyordu, buna kendi oğlucuklarının düğün resepsiyonları da dahildi. Stanley, Betty Panayotu’yula, John ise İrene Menelau’yla evlenecekti...

***  Düğünler ve diğer etkinlikler için haftasonları için yemek servisi hazırlamanın  dışında Petros aynı zamanda Moone Ponds’ta, Puckle Street’te George Yeorgiu’yla ortak olduğu  Pariziyen Kafesi ve Milkbar’ı çalıştırmaya devam ediyordu. Petros’un oğlu Stanley bana, “Tüm ailemiz babama yardım ediyordu” diye anlatıyor... “Okuldan sonra kafede çalışırdım, çoğunlukla haftasonları da, ya kasaya bakardım ya da milkshake’leri yapardım. Her hafta özel yiyeceklerimiz olurdu, örneğin günün çorbası, günün rostosu, günün tatlısı ve yanında da kahve veya çay... Üç çeşit yemek için dörtbuçuk şilin ödüyordu müşteriler...”

***  Avustralya’da neredeyse 30 sene yaşadıktan sonra Petros ve Anna, 1966 yılında Kıbrıs’ı ziyarete gittiler. 1930’lu yıllarda adadan ayrılmalarından bu yana Kıbrıs’ta çok şey değişmişti... Kıbrıs’a döndüklerinde ilk kez birbirlerinin aileleriyle ve akrabalarıyla da tanışma fırsatı elde edeceklerdi. 1979 yılında emekli olduktan sonra da Petros, Moonee Ponds pazarındaki Yunan şarküterisinde yardımcı olmaya devam edecekti. Çok iyi tanınıyor, ve saygı görüyordu ve gerek Yunan, gerekse Kıbrıslı toplumlar arasında popülerdi.

***  1987 yılında Petros, 72 yaşındayken aniden vefat etti. Gazete almaya gitmişti, düştü ve bir kalp krizi sonucu gazete bayiinde vefat etti. Anna, 2002 yılına kadar evde kalmaya devam etti, ta ki sağlığı bozulmaya başlayıncaya kadar... O zaman yardım alacağı bir sağlık merkezine götürüldü... 2005 yılında 89 yaşında vefat etti...

***  Anne-babalarının hayat öyküsünü kaleme almamda bana yardımcı olan Stan ve John Ağrodis’e çok teşekkür ediyorum. Stan’ın eşi Betty’ye de özel teşekkürler yardımları ve desteği için...

sayfa-17-petros-ve-annanin-avustralyada-yapilan-dugunlerinden-bir-fotograf.jpg
Petros ve Anna'nın Avustralya'da yapılan düğünlerinden bir fotoğraf...

sayfa-16-anna-lefkarada-bir-terzi-atolyesinde-henuz-16-yasindayken-ayakta-sagdan-ikinci.jpg
Anna, Lefkara'da bir terzi atölyesinde henüz 16 yaşındayken, ayakta, sağdan ikinci...

(Sayfadaki tüm fotoğraflar “Tales of Cyprus”tan alınmıştır. “TALES OF CYPRUS” yani “Kıbrıs’tan Hikayeler”de yer alan Konstantinos Emmanuelle’in yazısını özetle derleyip Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN.)

Bu yazı toplam 972 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar