1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Lefke-Ksero’da CMC bölgesine yumuşak toprakların bulunduğu yere bazı Kıbrıslırumlar gömülmüş olabilir…”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Lefke-Ksero’da CMC bölgesine yumuşak toprakların bulunduğu yere bazı Kıbrıslırumlar gömülmüş olabilir…”

A+A-

OKURLARIMIZ BİLDİKLERİNİ PAYLAŞMAYA DEVAM EDİYOR…

 

 

s1-052.jpg

Bir okurumuz Lefke-Ksero’da CMC bölgesine yumuşak toprakların bulunduğu yere bazı Kıbrıslırumlar’ın gömülmüş olabileceği bilgisini edindiğini ve bunu bizimle paylaşmak istediğini söyledi. Burasının aslında Lefke toprağı olduğunu da öğrenmiş bulunuyoruz.

Okurumuz bize göndermiş olduğu yazıda şöyle dedi:

“Lefke'de bir kahvehane sohbetinde işittiğim bir şeyi size aktarmak istiyorum ki bu konu araştırılabilsin. Kahvehanedekiler kendi aralarında sohbet ederken, Lefke-Ksero’da CMC bölgesine yumuşak toprakların bulunduğu yere bazı Kıbrıslırumlar’ın gömülmüş olabileceğinden söz etmekteydiler. Tarif ettikleri yer, CMC içinde bir küçük tepeciğin altıymış. Lefke yöresinde bazı köylerde savaştan kaçamayan bazı ihtiyar Kıbrıslırumlar’ı öldürdükten sonra bu bölgeye gömülmüş olabileceklerinden söz etmekteydiler. Onlara göre, gömü yapıldığı dönem bu topraklar CMC toprağı değilmiş – sonradan telleme yapılmış, 2000’li yıllarda yani… İhtiyarlardan birisi “Orası yumuşak toprak olduğu için buraya gömerlerdi. Kolay kazılır ve hemen üzeri örtülürdü. Kimsecikler de görmezdi, yer olarak. Öylesine bir yerdi. Zaten bu bölge özel bölge olduktan sonra kimse içeri girip dolaşamadı” diye konuşuyordu.

Kahvedeki bir kişi orasının adını bize çamlık ağaçların olduğu yer olarak anlattı. Tek yol varmış zaten tel boyunda, CMC’nin oradaymış.  Olası gömü yeri, hemen telin iç tarafında kalıyormuş ve önünden geçen bir toprak yol varmış…”

Konuyla ilgili olarak yaptığımız araştırmada, okurumuzun sözünü ettiği bölgede eski bir Kıbrıslırum mezarlığı olduğunu ve 1958 sonrasında oraya Kıbrıslırumlar’ın herhangi bir gömü yapmamış olduğunu da öğrendik.

Lefke bölgesinden Kıbrıslırum “kayıp” bulunup bulunmadığına baktığımızda da Lefke hapishanesinden “kayıp” edildiği ileri sürülen iki Kıbrıslırum’dan söz edildiğini öğrendik. Bunlar Potamos tu Kambu’dan (Yedidalga) Avraam Mihail Arestis Avramis ile Galini’den (Ömerli) Yorgos Hrisantos Kalaycis imiş. Bazıları bu iki “kayıp” şahsın köylerinden “kayıp” edildiğini söylerken, bazıları da Lefke hapishanesinden “kayıp” edildiklerini ileri sürüyor.

Konuyla ilgili olarak bölgeyi çok iyi tanıyan ve Lefke yöresinde yaşananları iyi bilen bir okurumuzla da konuştuk ve kendisi sözü edilen CMC bölgesine herhangi bir gömü yapıldığına ilişkin herhangi bir söylenti duymamış olduğunu belirterek, bu konuda araştırma yapmaya söz verdi.

Öte yandan bu konuyu araştırırken, “Teşkilat”ın öldürmüş olduğu söylenen bazı Kıbrıslıtürkler’in Lefke’de futbol sahasından sonra madene yakın yumuşak topraklara gömülmüş olabileceği yönünde bir diğer bilgiye ulaştık.

Bu konularla ilgili olarak bilgi sahibi olan okurlarımı, bildiklerini isimli veya isimsiz olarak beni arayarak paylaşmaya davet ediyorum. Telefon numaram 0542 853 8436’dır. Okurumuzun duydukları acaba doğru mudur? Bu konuda bir şey biliyorsanız, lütfen bizimle paylaşınız…

Bu konuda Kayıplar Komitesi’ni de isimli veya isimsiz olarak 181 ihbar hattından arayabilirsiniz.

 


“Lisili iki “kayıp” çoban, Mustafos’un kuyusuna değil, mandranın yanındaki kuyuya gömülmüş olabilir…”

s2-045.jpg

Bir okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:

“Sinde’de “kayıp” edilmiş olan Lisili iki Kıbrıslırum çoban olan Ksenaros ve Şafkos’un öykülerini geçtiğimiz günlerde sayfalarınızda okudum.

“Mustafos”un kuyusuna gömülmüş olabilecekleri yönündeki bilgi bence doğru olmayabilir. Bunun nedeni, bu konudaki bilginin geldiği kaynağın, bu olaylara karışmış bir şahıs olduğu için bana çok inandırıcı gelmemesidir ancak gene de o kuyu bence araştırılmalıdır.

Bölgeyi ve bu bölgede yaşanmış olanları çok iyi bilen birisi olarak size şunu söyleyebilirim: Lisili iki “kayıp” çoban, Mustafos’un kuyusuna değil, mandranın yanındaki kuyuya gömülmüş olabilir. Zaten mandranın yanındaki kuyuyu da Kayıplar Komitesi’ne göstermiş bulunuyorsunuz. Mandranın yanındaki kuyu da mutlaka araştırılmalıdır… Ben de bu konuda araştırmalarımı sürdüreceğim ve yeni bir bilgi edinirsem sizlerle paylaşacağım…

Bu çobanları öldürenler beş kişiydiler… Beş Kıbrıslırum çobandan ikisini öldürmüşlerdi, üçü ise bir şekilde kurtulmuş ve hayatta kalmıştı. Ancak bu beş Kıbrıslırum’a ait 900 civarındaki davara da bu beş Kıbrıslıtürk el koyarak kendi aralarında hayvanları taksim etmişlerdi…”

Bu okurumuza da paylaştığı bu bilgiler için çok teşekkür ederiz…

Bu konuda daha ayrıntılı bilgi sahibi okurlarımı, isimli veya isimsiz olarak 0542 853 8436 numaralı telefonumdan beni aramaya davet ediyorum.

 


 

“Ercan-Lurucina yolunda çiftliğin karşısına yakın bölgenin araştırılması gerekir…”

Bir okurumuz şu bilgileri aktarmak istediğini söyledi:

“Ercan’dan Lurucina’ya giderken yolun sağında bazı bayrak direkleri ve şehitlik gibi bir yer vardır. Eski yoldan giderken yani, yol kaldı mı şimdi, bilmem çünkü yeni yol yapıldı.

Orada bir çiftlik vardı, sanırım Yahudiler’in Margo çiftliği idi bu – o çiftliğin karşısına yakın olur, birkaç yüz metre gerisinde…

Belki o şehitlik oraya sembolik olarak falan yapıldıydı…

Şu anda hayatta olmayan eski bir teşkilatçı bana oraya bazı Kıbrıslırum “kayıplar”ı gömdüklerini anlattıydı ve ben de eski yoldan her geçtiğimde o bayrak direklerinin bulunduğu bölgeye bakar kalırdım…

Bu eski teşkilatçı – ki kendisi Lurucinalı’ydı – o bayrak direklerinin bulunduğu bölgenin yakınlarına Aşşa’dan (Paşaköy) “kayıp” edilmiş bazı Kıbrıslırumlar’ın gömüldüğünü iddia ederdi. Bu konuda lütfen araştırma yapınız…”

Konuyla ilgili olarak bir başka okurumuz ise bize şunları anlattı:

“Sözünü ettiğiniz yer, Kırklar’a gitmeden, yeni Ercan binasının yapılmakta olduğu bölgeye yakın bir yerdedir. Telli bir bölgedir, Ercan Havaalanı’na ait bir bölgedir sanırım… Zaten bu bayrak direkleri dikilirken, teli açarak burayı yaptılar ve sonra da kapattıydılar. Sanırım bir taş koyarak üzerine bazı şehitlerin isimlerini yazdılardı, herhalde o alayda şehit olanların ismini yazdıydılar, hatta fidancık da diktilerdi. O fidancıklar büyüdü ve ağaç oldu… Yani baktığınızda orasını ve o isimleri görmek zordur çünkü telli bölge içerisindedir ve fidanlar koca ağaç oldu…”

Konuyla ilgili olarak daha ayrıntılı bilgi sahibi olan okurlarımı, isimli veya isimsiz olarak 0542 853 8436 numaralı telefondan beni aramaya davet ediyorum.

Okurumuzun bir “teşkilatçı”dan duyduğu bu bilgiler doğru mudur? Yoksa sözkonusu “teşkilatçı”nın uydurmuş olduğu bir şey midir? Bu konuda bilgi sahibi okurlarımız varsa eğer, bizi isimli veya isimsiz olarak aramaya davet ediyorum.

Kayıplar Komitesi’ni aramak isteyenler de isimli veya isimsiz olarak 181 numaralı ihbar hattını kullanabilirler.

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 2293 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar