7 Nisan’a çok az bir süre kaldı…
Başkan adayları TV’lerdeki “çoklu” programlarda kendilerini anlatıyor, konuyu tartışıyor.
Bu programların en iyi yanı, adaylar arasındaki farkların rahatça ortaya çıkmasına olanak sağlaması…
UBP adayı Hasan Sertoğlu…
Konulara pek hakim değil…
Sık sık “Önümdeki raporda böyle yazıyor” diyerek kendisine başkaları (büyük ihtimal UBP propaganda ekibi) tarafından hazırlanan notlara dikkat çekiyor, yani belediyede olanları tam olarak bilmiyor.
Hitap yeteneği de neredeyse yok.
Konuşamıyor, uzun cümleler kuramıyor.
TV ekranında biraz eğreti duruyor.
Reklam afişlerindeki 'şaşalı' görüntüsü, ne yazık ki ekranda konuşunca yerle bir oluyor.
Sık sık “İkinci Cemal” denilerek tarzı Cemal Bulutoğluları’na benzetilse de, ben buna katılmıyorum.
Evet, Sertoğlu belki konuşma sitili ile Bulutoğluları’na yakın bir görüntü veriyor, ancak Cemal Başkan’ın sıcakkanlı tarzından bayağı uzak duruyor.
Üstelik her konuşmasında gaf yapıyor.
Son TV programında dile getirdiği “Ben politikacı değilim, UBP’liyim” cümlesi de ilginçti…
                                                                     ***
TDP adayı Suphi Hüdaoğlu…
TV ekranındaki agresif tavırları ile tanıdık kendisini…
Ne yazık, TDP lideri Mehmet Çakıcı’nın partideki ana çıkış noktası olan “CTP düşmanlığı” tezini benimsemişe benziyor.
Çok azılı bir CTP karşıtı.
Lefkoşa’daki bunca rezilliğe rağmen, televizyon programlarında Gönyeli Belediye Başkanı Ahmet Benli ile uğraşıyor.
CTP’li başkan Benli’ye karşı ciddi bir gıcığı var belli ki Suphi Bey’in…
Bunu TV’deki tavırlarından kolayca seçebiliyorsunuz.
Zaten TDP liderliğindeki en büyük hatalardan biri de bu…
Partideki ana politikalarını “CTP karşıtlığı” üzerine kurmaya çalışan Çakıcı ve ekibi zamanla TDP’nin daha da küçülmesine yol açtı.
Bunu, hem seçim sonuçlarından hem de kamuoyu yoklamalarından görebiliyoruz.
Suphi Hüdaoğlu’nun da aynı yolda yürümesi, hem belediye seçiminde, hem de politikadaki serüveninde yollarını tıkayacak, bunu hep birlikte yaşayacağız.
Politik deneyimsizliği de en büyük kaybı olarak göze çarpıyor.
Bu sebeple seçilme şansı yok.
Bu agresiflikle de, TDP içinde de ciddi bir sempati toplama ihtimali görünmüyor.                                                                           
                                                                    ***
DP adayı Mustafa Arabacıoğlu…
TV programlarında en çok canını yakan konu Cemal Bulutoğluları’nın ilk seçimde “DP adayı” olarak seçimi kazanması ve ardından da 2010’da DP tarafından desteklenmesi…
Sık sık izleyiciden gelen “Lefkoşa’nın batmasında DP’nin de sorumluluğu var” eleştirilerine kızan Arabacıoğlu, zaman zaman bu süreçte DP’nin de sorumluluğu olduğunu kabul ediyor.
Ufak cümlelerle bu konuyu geçiştirmeye çalışan Arabacıoğlu’na bazen de siyasete olan umursamaz tavrı soruyor.
Uzun bir dönem meclise gelmeyen, siyaseti bırakacağını söyleyen Arabacıoğlu’nun DP’nin “jokeri” gibi her yere aday olması da eleştiri konusu oluyor.
2005 Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olan Arabacıoğlu, Talat karşısında pek etkili olamamıştı.
2010’da hem Cemal Bulutoğluları’nı hem de Derviş Eroğlu’nu destekledi.
Bu iki destek de Arabacıoğlu’nun puanını kıran durumlardan sayılıyor.
                                                                    ***
Ve CTP adayı Kadri Fellahoğlu…
Eski bir siyasetçi…
Birçok kez genel seçimlere katılmış, ciddi oy oranları ile meclise girmeyi başarmış bir isim…
Mesleğinde de tanınmış bir yeri var.
Sosyal sorumluluk projelerine katılım gösteren, çok aktif bir milletvekili.
Mustafa Arabacıoğlu gibi bıkmış, usanmış, bitkin bir tarzı yok!
Çalışkanlığı ile biliniyor.
Suphi Hüdaoğlu gibi agresif değil, Sertoğlu gibi bilgisiz de değil…
Başkent belediyesine çok yakıştırıyorum ben Kadri Fellahoğlu’nu…
CTP’nin yerel yönetimlerdeki başarısı, diğer CTP’li başkanların “Fellahoğlu seçilmesi halinde tüm gücümüzle yanında olacağız, Lefkoşa’yı birlikte temizleyeceğiz” şeklindeki açıklamaları güç katıyor.
Her haliyle, Kadri Fellahoğlu’nu diğer adaylardan farklı görüyorum.
Adaylar arasında en iyisi olduğu kesin.
Ve bu yarışı önde bitireceğine inanıyorum.
Ne diyelim, Lefkoşa için “en iyisi” ne ise o olsun.
“İyi” olan kazansın…