1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Lefkoşa’lı bir dosta mektup...
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Lefkoşa’lı bir dosta mektup...

A+A-


Sevgili dost,
Bugün seninle yaşadığın kentin geleceğiyle ilgili dostça bir sohbet etmek istedim.
Haziran 2010’da CTP-BG belediye başkan adayı Semavi Aşık’ın “bu belediye batmıştır, böyle devam ederse en fazla 2 yıl sonra maaş bile ödeyemeyecek, hiçbir hizmet veremiyecek” uyarılarına kulak asmadın. Gidip oyunu yine popülist Cemal Bulutoğulları’na verdin. Senin gibi Lefkoşalıların %65’i de gidip oyunu Cemal’a verdi.
Ama Semavi Aşık’ın bütün söyledikleri teker teker doğrulandı. Sonuçta belediyenin battığı herkes tarafından kabul ve ilan edildi.
2006’da seçimi DP adayı olarak kazanan Cemal başkan, 2010’da UBP adayı olarak seçime girdi, ama DP yine aday göstermeyerek Cemal başkanı destekledi.
Böylece %55 gibi çok yüksek bir oyla yeniden seçilen Cemal aynı yönetim anlayışıyla devam edince 2 yıl içinde belediyenin iflasını ilan etmek durumunda kaldı.
Bu nedenle görev süresini tamamlamadan istifa etmek zorunda kaldı.
Böylece yeni bir başkan seçilmesi için Lefkoşa seçmeni 7 Nisan’da yeniden sandık başına gidecek.
Haziran 2010’da sonucu bile bile Cemal Bulutoğullarını aday gösteren UBP ve kendi adayını çıkarmayarak Cemal beyi destekleyen DP bugün bütün sorumluluğu Cemal başkana yıkarak, hiçbirşey olmamış gibi yeni aday göstererek sizden oy istiyorlar.
Bu iki partinin adayından birine yeniden oy vermeyi düşünüyorsan bu yolun çıkmaz yol olduğunu unutma. Çünkü Lefkoşa belediyesinin bu hale gelmesinin tek sorumlusu Cemal değil. Onun bütün yaptıklarına onay veren ve onu destekleyen bu iki parti de en az onun kadar sorumludur.
Bu nedenle 7 Nisan’da oyunu kullanırken bunu asla unutma.
Bir Lefkoşa’lı olarak senin de en az Mağusa, Girne, Gönyeli, Değirmenlik, Dikmen halkı kadar hizmet alma hakkın vardır. Bu ülkenin vergilerini düzenli ödeyen, yükümlülüklerini düzenli biçimde yerine getiren dürüst bir yurttaşı olarak sen de en az bu beldelerde yaşayan insanlar kadar beledi hizmet alma hakkına sahipsin.
Yukarıda sıraladığım beldelerin ortak özelliği tümünün belediye başkanlarının CTP-BG’li olmalarıdır. Ülkemizde toplam 28 belediye var. Bunlardan 8 tanesini CTP-BG’li başkanlar yönetiyor. Bu belediyelerin tümünde de işler yolunda gidiyor. Personel günü gününe ödeniyor, sosyal yatırımları düzenli yatırılıyor, hizmetler hiç aksamadan yapılıyor, sosyal kültürel ve sportif etkinlikler aksatılmadan sürdürülüyor.
Ama geriye kalan çoğunu UBP’li başkanların yönettiği 20 belediyenin çoğunda bırakınız hizmetlerin aksamadan yürütülmesini personel maaşları bile aksıyor, çoğunda sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımları yapılamıyor, çalışanlar bu nedenle perişanları oynuyor.
Bu nedenle 7 Nisan’da oyunu kullanırken hem Lefkoşa’nın içinde bulunduğu durumu, hem de öteki belediyelerin hizmet kalitesini dikkate almanda fayda var.
Bile bile lades olmak istemezsin diye düşünüyorum. Bu nedenle seni şimdiden uyarmak istedim. Hele “UBP’li adayın arkasında büyükelçi var, ona maddi manevi her türlü desteği verecek” gibi safsatalara hiç kulak asma. Büyükelçi madem maddi destek verecekti neden Cemal’a vermedi de 1.5 yıl daha idare etsin?
Bu ve buna benzer şehir efsanelerine hiç ama hiç kulak asma. Önümüzdeki günlerde bu gibi şehir efsanelerinden daha çok duyacaksın. Bir kulağından girsin, ötekinden çıksın.
Bir de “kim seçilse aynı, bu ülkede birşey olmaz, her gelen cebini doldurmaya bakar” toptancı anlayışına prim verme.
Sen tecrübelerine, komşu Gönyeli halkının aldığı hizmetlere, Mağusa ve Girne’de yaşayan akrabalarına, eşine, dostuna kulak ver. Onların ödediği belediye vergileri kadar sen de ödüyorsun ama karşılığında onların aldığı hizmetlerin onda birini bile alamıyorsun.
Bu gidişi tersine çevirmek senin elindedir. Haziran 2010’da söylenenlere kulak asmadın, gidip oyunu popülizme verdin. Bu kez aynı hatayı tekrarlama. Oyunu başkent Lefkoşa’yı bu bataktan kurtaracak ve yeniden hizmet verecek duruma getirecek adaya oy ver.
Ve sen sen ol sevgili dostum “CTP-BG adayı Kadri Fellahoğlu da seçilse birşey değişmez, onları da gördük, ötekilerden bir farkı yok” diyen çok bilmiş tiplere hiç ama hiç kulak verme. Sözde solcu geçinen bu tipler statükonun bekçilerinden başkası değildir.
Sen değişime oy ver. Sen geleceğe oy ver. Sen ülkene, kentine ve halkına sahip çıkacak olan adaya oy ver.
Sen 7 Nisan’da vereceğin oyla Kıbrıs’ın kuzeyinde değişim rüzgarını yeniden başlat.

Bu yazı toplam 2534 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar