1. YAZARLAR

  2. Onur Olguner

  3. LEFKOŞA’NIN BALKONU YOK
Onur Olguner

Onur Olguner

LEFKOŞA’NIN BALKONU YOK

A+A-

İkinci eve kapanma dönemini geride bıraktık.

Bu süreçte hepimiz apartmanda yaşıyorsak balkonların, müstakil evlerin ise bahçelerinin değerini öğrendik. Pandemi öncesi neredeyse hiç kullanmadığımız küçük balkonlarımızı bile sosyal yaşam alanı olarak kullanmaya başladık, dinlendirici ve huzur veren kişisel bir alan haline getirmeye çalıştık.

Önümüzdeki günlerde ülkenin dışına çok çıkamadan yaşayacağız. Evimizde tadını çıkarttığımız balkonların yerine Lefkoşa’nın balkonuna, bahçesine ihtiyaç duyacağız. Peki Lefkoşa’nın bize nefes aldıran, doğayla buluşturan, dinlendirici ve huzur veren balkonu var mı?

Güzel restoranlarımıza, dünya standartlarında kafelerimize, lüks otellerimize ve başarılı işletmelerimize rağmen Lefkoşa’nın “balkonu” yok.

Lefkoşa’nın kent parkı yok ve Lefkoşalılar doğayla buluşmak, yürüyüş yapmak ya da çocuklarıyla zaman geçirmek için mecburen Alsancak Kent Park’ına gitmek zorunda kalıyorlar.

Kanlıdere kenarında bir yürüyüş parkurunun hayalini kim bilir benimle beraber kaç kişi kuruyordur. Pek çok kişi mecburen güneye geçip yürüyüş yapmak zorunda kalıyor. Yaşadığımız şehir bize yürüyüş alanı sunmalı, nefes alacağımız balkonlar yaratmalı. 

Şehirlerin genellikle sembolleri haline gelen meydanlarımız da yok mesela bizlerin, elimize yemeğimizi alıp kahvemizi alıp kitabımızı okuyacağımız, heykellerinin tadını çıkartacağımız bir meydana sahip değiliz. Sanat ve sanatçının halkla buluşacağı, şehrimizin sembolü olan bir meydana sahip değiliz.

Geçmiş haftalarda evimize kapanmıştık, şimdi Lefkoşa’ya kapanma zamanı fakat Lefkoşa’nın balkonu yok! En azından bizin olan yarısının!

Sağlıklı olmaya ve sağlıklı kalmaya en çok ihtiyacımız olan bu dönemlerde aslında ne kadar ihtiyacımız olduğunu fark ettik bu “balkonlara”.  Sabah sporumuzu spor salonunda değil de Dereboyu Deresi’nde yapmaya, öğlen yemeğimizi restoranda değil de Lefkoşa’nın heykelleri ile dolu bir meydanında yemeye, hafta sonunda pikniğimizi Hamitköy’deki veya Dereboyu’ndaki Lefkoşa Kent Parkı’nda yapmaya ihtiyacımız olduğunu daha iyi anladık

Pandemi ile hayat kattığımız balkonlarımız, canlandırdığımız bahçelerimizden sonra sıra Lefkoşa’nın balkonuna hayat vermekte, sıra Lefkoşa’nın bahçesini canlandırmakta, sıra bu şehre artık hep birlikte balkon yapmakta.

Sürdürülebilir projeler ile birlikte tasarlamalıyız Lefkoşa’yı yeniden.

Önce kendimiz için, ardından gelmesi için dua ettiğimiz öğrenciler için ve en son da turistler için bu şehrin kamusal alanlarını yaşar kılmalıyız. Meydanlarımızdan yürüyüş parkurlarına kadar Lefkoşalıya nefes aldıracak alanlar tasarlamalıyız.

Bunları başarmanın ilk adımı ise projelendirmeye başlamak, uygulama planları, maliyet, fizibilite ve sürdürülebilirlik raporları ile fonlara başvurabileceğimiz vizyonları başvuruya hazır hale getirmektir.

Kent parkı gibi projelerde tek başına, Dereboyu Deresi Yürüyüş yolları için ise Lefkoşa’nın güneyindeki belediye ile ortak adımlar atmaktır.

İnanılmaz ve hayal olarak nitelendirdiğimiz tüm bu projeleri başarmak bizim elimizde.

Kentinizin balkonunda keyifli bir hafta sonu geçirmek istemez misiniz? Huzurlu bir bahar sabahında kuş sesleriyle yürüyüş yaptığınızı hayal edin, Lefkoşa’nın balkonunda ailenizle zaman geçirdiğinizi ve sevdiklerinizle bu anı paylaştığınızı.

Tek ihtiyacımız ise biraz istek, biraz irade, bolca da VİZYON.

Bu yazı toplam 1700 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar