1. YAZARLAR

  2. Onur Olguner

  3. LEFKOŞA’NIN TİYATROSUNA NE OLDU?
Onur Olguner

Onur Olguner

LEFKOŞA’NIN TİYATROSUNA NE OLDU?

A+A-

9 Ekim 2014, Perşembe günüydü. Başkanlığını yürüttüğüm LTB Teknik İşler & Kentsel Tasarım Komitesinde toplantı yapıyorduk. Gündemimizde belediye binasının arkasında bulunan tiyatro binası inşaatı vardı. Binanın müellifleri usta mimar Burhan Atun ve usta mühendis Mehmet Aydın Öncülay ile keşif çalışmalarıyla ilgili toplanmıştık. Bir grup insandık ve Lefkoşa’da tiyatro, opera ve sanat etkinliklerinin yapılabileceği bu binayı tamamlamak için çalışmaları umutla devam ettiriyorduk.

Aylar süren çalışmanın sonunda binayı bitirmek için yaklaşık bir keşif çıkartmayı başardık. Dahası  bunu yaparken de öğrendik ki o dönemki ismiyle TC Yardım Heyeti binanın tamamlanması için fon vermek konusunda pozitif bakıyor.

Bu güzel haberi öğrenince daha da bir heyecanlandık. Çünkü bir sonraki Tiyatro Festivali bu binada yapma ihtimalimiz doğmuştu. Zaten bina tam anlamıyla bir tiyatro binasıydı. Öncelikle ODTÜ’lü usta mimar Burhan Atun tarafından tasarlanmış bir yapıttı. Yapılırken de hiçbir masraftan kaçınılmamıştı. Teknik donanımıyla tüm adanın en iyi tiyatro binası olma konusunda iddialıydı.

Dahası biz o kadar heyecanlanmıştık ki, belediye binasının girişini de arka tarafa döndürüp buradaki mevcut otoparkı bir belediye meydanı haline getirmek için fikirler bile konuşur olduk.

TC Yardım Heyeti ilk baştan beridir finansmanı olduğu bu binayı tamamlamak için tek bir şey istiyordu: Binanın KKTC Devlet Tiyatroları ile birlikte kullanılması.

Anlaşılan oydu ki, mevcut devlet tiyatro binası yandığından beridir KKTC Devlet Tiyatroları da TC Yardım Heyetine bir tiyatro binası fonu için başvuruda bulunuyordu. Heyet ise hali hazırda devasa büyüklükte olan bitmemiş tiyatro binamızın bir ikincisini finanse etmek yerine, iki kamu kuruluşunun bu binayı birlikte kullanmasını tercih ediyordu.

Bu noktada ciddi bir sıkışıklığa girdik. Belediye tiyatrosu ile devlet tiyatrosu arasında geçmişten gelen bir hassasiyet mevcuttu. 80’li yıllarda devlet tiyatrosunda oynanan bir oyun üzerine usta tiyatrocu Osman Alkaş ve Yaşar Öztürk devlet tiyatrosundan atılmıştı. Dönemin belediye başkanı Mustafa Akıncı’nı ise bu birbirinden değerli sanatçıları belediye bünyesine alarak Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nu kurmuştu.

Bu on yıllar önce, ülke başka bir ülkeyken gerçekleşen kara leke, binayı ortak kullanma konusunda ciddi bir fobi yaratmıştı. Belediye tiyatrosu binayı ortak kullanmaktan çekiniyordu. Ne yaptıysak bu fobiyi kıramadık. Yıllardır yokluk içerisinde bu ülkedeki sanat faaliyetlerine öncülük eden ve hayranlık duyduğumuz bu insanları çok da zorlayamıyorduk tabii.

Teknik komite olduğumuzdan dolayı keşif ve maliyet çalışmalarını tamamlayıp belediye meclisinde görüşülmek üzere bulgularımızı karar defterine yazdık ve meclise ilettik.

Durum öyle bir hale gelmişti ki, bu binayı paylaşma fobisi binanın tamamlanmasını engelliyor ve iki kamu kuruluşu da sanat etkinliklerini kaliteli standartlarda yapabilme şansına erişemiyordu.

Teknik komitenin dışında benim özellikle farklı bir önerim de oldu. Pek popüler bir öneri değildi ama siyasi irade olmak bunu gerektirdiğine inanıyordum. Belediye meclisinde bir karar verecektik.

YA BİNANIN DEVLET TİYATROLARI İLE ORTAK KULLANIM PROTOKOLÜ ONAYLANACAK VE BİNA TAMAMLANACAKTI, YA DA BİNAYI DEVLET TİYATROLARINA HİBE EDECEK VE ONLAR İZİN VERDİĞİNDE KULLANACAKTIK.

Böylelikle iki durumda da bu ülkenin sanatını ileriye taşıyacak bu binanın fonu sağlanmış olacaktı. Lefkoşa dünya standartlarında tiyatro binasına kavuşabilecekti.

Maalesef bu önerim kabul edilmedi. Sonuçta belediye başkanı ve çoğu meclis üyeleri bizim ülkemizin alışık olduğu anlamda siyasetçilerdi ve siyaseti en az karşıtlıkla yapma yolu her zaman en kolayıydı.

Çalışmamızı tamamlamamızın üzerine beş yıl geçtiyse de o bina tamamlanmadı.

Lefkoşalılar sadece tiyatro festivallerinde değil, yılın her haftası bu binada farklı tiyatro gruplarının gösterilerini izleyemediler.

İlkokul çağındaki çocuklar Mozart’ın Die Zauberflüte operasını bu binada izleyerek içlerindeki sanat tutkusunu keşfetmediler.

Üniversitelerle dolu bir başkent olarak öğrencilerimize bu binada sanat etkinlikleri, festivaller, komedyalar veya operalar sunamadık. Shakespear oyunlarını izletemedik.

Bu beş yılda o bitmemiş inşaat, önünde bir köpek kulübesiyle birlikte Lefkoşa’nın merkezinde unutuldu. Ve beş yılın her gününü gelecek nesillerimizden çalarak geçirdi.

Umuyorum ki tiyatro binası 3 yıl sonraki seçimlerde yine seçim propagandasında kullanılmadan önce Lefkoşa Türk Belediyesi tarafından hatırlanır ve Lefkoşalılar 5.5 yıl önceki seçimlerde söz verilen tiyatro binalarına kavuşurlar.

Bize söylenenin aksine bunu başarmak ise hiç zor değil, sadece bir belediye meclis kararına bakıyor.

Tek ihtiyaç ise biraz istek, biraz irade ve bolca da VİZYON.

Bu yazı toplam 2355 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar