LEFKOŞA'YA YENİ BİR TRAFİK SİSTEMİ HAZIRLAMAK ZO-RUN-DA-YIZ
Geçtiğimiz hafta KKTC Cumhuriyet Meclisi ‘Trafik Güvenliği’ konusunu ele aldı. Aslında bu oturumun zamanı çoktan gelmişti. Çünkü son 17 yıldır trafik canavarı haftada ortalama 1 can alarak bizleri tek tek öldürüyor. Ve biz adalılar her haftamızı bu küçücük ülkede hangimizin öleceğini bilmeden geçiriyoruz.
Bu oturumun trafik ile ilgili sorunlarımızı çözmede ne kadar etkili olacağını henüz bilmiyoruz. Ülke trafik sorununa çözümler beklerken, gündüz nüfusu en fazla olan ilçemiz Lefkoşa, bu sorunun merkezinde bulunuyor.
Geçtiğimiz hafta Meryem Kayral’ın sunduğu Trafikoloji programına konuk olduğumda tam da bu sorunları ele aldık. Arabanın arka koltuğuna oturduk ve Lefkoşa sokaklarını gezerek sorunları yerinde, trafikte gözlemledik. Sorun sokaklara indiğimizde daha bariz bir şekilde önümüze çıktı. Lefkoşa günbegün artan araç yükünün altında ezilmiş ve ‘insanların şehri’ olmaktan çıkarak ‘arabaların şehri’ haline gelmiş.
Halbuki bu şehir, henüz yeni yeni büyüyen ve gündüz nüfusu 100 bini yeni aşan bir başkenttir. Özellikle olası bir çözüm sonrası araç trafiğinin katbekat artacağını ve trafiğin iyice içerisinden çıkılamaz bir düğüme döneceğini görmek için kahin olmamıza gerek yok.
Sorun bu şekilde barizken ve gelecekte şehrimizi düğümleme tehlikesi böylesine ortadayken, bizlerin acilen üç aşamada trafik sistemimizi ele almamız ve planlamamız gerekiyor.
ŞEHİR İÇİ YOL SİSTEMLERİMİZİ GÖZDEN GEÇİRMELİYİZ
Bundan 50 yıl önce Lefkoşa’da yaşayan insanlar, bugün başkentin geldiği hali gördüğünde şaşırıyor ve hayret ediyorlar. Halbuki bizler biliyoruz ki şehrimiz önümüzdeki 50 yıl içerisinde, geçmiş 50 yılda yaşadığı yapılaşmanın katbekat fazlasını yaşayacak. Bugünün ihtiyaçlarına karşılık vermekte zorlanan yol sistemlerimiz, önümüzdeki on yıllarda Lefkoşa trafiğini iyice çözülemez bir düğüm haline getirecektir.
Yol sistemlerimizi bugünün ihtiyaçlarına karşılık verecek ve yarının ihtiyaçlarına göre geliştirilecek şekilde ele almalı ve planlamalıyız. Bu çalışmayı yaparken ise, paydaşlar ile birlikte çalışılmalı ve Lefkoşa Trafik Master Planı'nı ortaya koymalıyız.
Lefkoşa Trafik Master Planı'nda:
- Lefkoşa’nın ana arterleri kaçış şeridi olan yollara dönüşmeli,
- Trafiğin takılmasını önlemek için tek yol sistemleri ile döngüler yani ‘looplar’ oluşturulmalı,
- Yayaların öncelikli olduğu trafik düzenlemeleri üzerinde çalışılmalı
- Mehmet Akif Caddesi'ne paralel, derenin diğer yanında yapılacak yol gibi, şehrin tıkanan trafiğine soluk olacak cerrahi müdahaleler önerilmelidir.
TOPLU TAŞIMASI OLMAYAN YERLEŞKE ŞEHİR DEĞİL KASABADIR
Marketten 3 paket yumurta aldığınızı düşünün. Her bir paketin içinde 6 adet yumurta var. Bu yumurtaları dikkatli bir şekilde torbaya yerleştirdiniz ve birbirleriyle çarpışmalarından çekinerek yavaş yavaş eve gittiniz.
Şimdi bu torbaya 3 paket değil de 10 paket yumurta koyduğumuzu varsayalım. Dahası yukarıda bahsettiğimiz trafik master planının olmadığı bu poşette 60 adet yumurtanın, hiçbir karton paket olmaksızın gelişigüzel yerleştirildiğini düşünelim.
O yumurtalar illaki kırılacak, kazalar illaki olacaktır. Aslında Lefkoşa’da da tam olarak bunu yaşıyoruz. Bir torbanın içerisinde binlerce araba, ve bu arabalar birbirine tokuşurken ortaya çıkan mal ve can kaybı.
Bu kadar yüksek araba sayısını azaltmanın tek yolu ise toplu taşıma sistemleridir. Artık hafif raylı toplu taşıma sistemleri, ona destek olacak yenilenmiş dolmuş sistemleri ve bu sistemlerin finansını karşılayacak seyrüsefer harçlarını konuşmaya başlamalıyız. Bu konuda fizibiliteler yapmalı ve ülkemizdeki araç sayısını aşağıya çekmek için öngörüler ortaya koymalıyız.
Özellikle başkent Lefkoşa’da 30 binin üzerinde öğrenci olduğunu göz önünde bulundurursak, toplu taşıma sistemleri ile ilgili adımın ne kadar gerekli ve acil olduğunu fark edebiliriz.
SURLARİÇİ’NE GİREN ARAÇ SAYISI SINIRLANDIRILMALI
Bundan yarım bin yıl önce inşa edilen bir Lefkoşa Surlariçi bölgemiz var. Bu bölge o kadar çok kültürün izlerini taşıyor ki, bazen bizler bile hepsini hatırlamakta güçlük çekiyoruz.
Ama bu tarihi hazineye iyi bakmıyoruz. Bu kadar önemli ve turizm potansiyeli yüksek olan bir bölgeyi arabalarla, egzoz dumanlarıyla ve alüminyum kompozit kaplamalarla mahvetmek için elimizden geleni yapıyoruz.
Özellikle Lefkoşa’nın son elli yılında yaşadığı değişim, beş yüz yıllık bu tarihi kültürel mirası tehlikeye atıyor. Buna dur diyebilmek için artık Lefkoşa Surlariçine giren araç sayısını sınırlandırmalı ve bölgeyi yoğun trafikten arındırmalıyız.
Bu bağlamda KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber’in öncülüğünde LTB ile birlikte hazırlanan Girne Caddesi Yarışma Projesi ciddi bir fırsattır. Surlariçi trafiğini düzenleyecek, tarihi kültürel mirası koruyacak ve yaya dostu bölgeler yaratacak bu fırsat mutlaka değerlendirilmelidir. Uygulama projesi bir an önce tamamlanarak hayata geçmelidir.
Bizler bugün bir yolunu bulup şehrimizin 50 yıl sonrasına bakarsak Lefkoşa’mızı tanımakta güçlük çekebiliriz. Tabii, bu durum çok da garip değil. Çünkü bundan 50 yıl öncesinden şehrimize bakan Lefkoşalılar olsaydı, eminim aynı şekilde tanımakta güçlük çekerlerdi.
Tabii bugün bizlerin atacağı bazı adımlar 50 yıl sonrası için farklı bir Lefkoşa’yı ortaya koyabilir. Bu adımlar sayesinde ya aynı trafik sorununu, sadece büyümüş, artmış ve bu başkenti yutmuş olarak geleceğe miras bırakacağız ya da şehrimizin trafik sistemini önümüzdeki on yıllar boyunca çalışacak şekilde planlayacağız.
Tercih bizim elimizde. Yeter ki 50 yıl sonrasının gençlerini kendimize küstürmeyelim. Yeter ki bugün yaptığımız tercihlerden yarın utanmayalım.