Lirik Şiir Grubu olarak 21 Mart Dünya Şiir Günü’nü, Lefkoşa Sanat Merkezi’nde düzenlediğimiz etkinlikle kutladık.

   “Dünya Şairlerinden Şiirler” başlığıyla düzenlediğimiz etkinlikte, grup arkadaşlarım Merter Refikoğlu, Şehbal Hamzaoğulları, Kemal Taşçı ve Yıltan Taşçı ile birlikte dünya şairlerinden şiirler seslendirdik, şarkılar söyledik.

***

   Etkinliğin açılışında yaptığım konuşmada Kıbrıs Edebiyat Derneği (KED) çatısı altında faaliyetlerini sürdürdüğümüz Lirik Şiir Grubu’nun tarihçesinden söz ettim.

   2012 yılında Yıltan Taşçı’nın öncülüğünde kuruldu Lirik Şiir Grubu ve o tarihten bugüne kadar kendi organizasyonlarımızda 32 farklı dinleti sunarken, aldığımız davetler ve yurt içi ve yurt dışı turnelerle beraber 50’yi aşkın şiir dinletisi sunduk.

   İçinden geçmekte olduğumuz günlere de atıfta bulundum konuşmamda ve şiirin bir başkaldırı olduğunu, şiirlerimizle ses yükseltmeye devam edeceğimizi söyledim.

***

   Dünya Şiir Günü dolayısıyla KED Başkanı ve Lirik Şiir Grubu üyesi Yıltan Taşçı Hoca da bir açıklama yayımlamış ve toplumsal olaylara vurgu yapmıştı.

   Taşçı’nın açıklaması da şöyle olmuştu:

   “21 Mart Dünya Şiir Günü’nü bu yıl da şiirin evrensel diliyle, ses yükselterek ve direnerek kutluyoruz.

   Dünya Şiir Günü her yıl 21 Mart’ta kutlanıyor. Bu yıl bu anlamlı ve özel günü baskıların, acıların ve savaşların gölgesinde kutluyoruz.

   Şiirin dili, evrensel bir başkaldırı dilidir. Şairler dizeleri ile toplumsal olayları irdeler ve şiirlerin ne sınırları tanır, ne de devlet başkanlarını.

   Gerek ülkemizde, gerekse bölgemizde içinden geçmekte olduğumuz günler, karanlık buhran günleridir.

   Kıbrıs’ın kuzeyinde iş bilmez yöneticilerin, yarattığı kaos, toplumumuzu her geçen gün daha da karamsarlığa gömüyor,  dayatmalarla Kıbrıs Türk toplumunun aydınlığına da müdahale edilmek isteniyor. Bunun örnekleri olarak, eğitimi yönetemeden bakanlık koltuğunda oturan Nazım Çavuşoğlu’nun geçirttiği yönetmelikle ortaokuldaki çocukların başörtüsü ile okullara gidişinin önünün açılmasını, her yıl büyük tartışmalara neden olan ve çocuklara camilerde verilen Kuran kurslarını, Devlet Tiyatroları’nın yanan tiyatro binası tamamlanmadan onlarca caminin inşa edilmesini, çocuklarımız konteyner sınıflarda eğitim görürken, devasa külliye yapılmasını ve daha nicelerini söyleyebiliriz.

   Ancak toplumları karanlıktan aydınlığa çıkarandır şiir. O yüzden şiire, eskisinden daha fazla sarılmalıyız.

   Ülkemizde toplumun gailesini çekmeyen siyasetçilerin yarattığı kaotik ortam içinde yaşam kavgası verirken, Kıbrıs’ın yanıbaşında Türkiye’de ve Ortadoğu’da yaşananları da büyük bir üzüntü ile izliyoruz.

   Türkiye’de demokrasiye her geçen gün ağır darbeler vurulurken, Ortadoğu’da devam eden savaşlar ve insanlık dramıyla acı bir yüzleşme yaşıyoruz. İşte şiir bu noktada çok büyük önem yaşıyor.  

   Demokrasiyi, barışı, insanlığı, adaleti ve sevgiyi haykırma sözcükleridir şiir.

   Ve başkaldırandır şair…”

***

Etkinlikte şiirleri okunan şairler şöyle oldu:

Edgar Allan Poe (Annabel Lee), Can Yücel (Sevgi Duvarı), Louis Aragon (Mutlu Aşk Yoktur), Sylvia Plath (Bayan Lazarus), Ahmed Arif (Hasretinden Prangalar Eskittim), Fikret Demirağ (Şiirin Vaktine Mezmur), Ataol Behramoğlu (Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var), Pablo Neruda (Buğrayın Türküsü), Yannis Ritsos (Barış), Nazım Hikmet (Yaşamaya Dair), Jorge Luis Borges (Anlar)

***

Ve seslendirilen şarkılar…

Her Şair Ölür Bir Gün (Söz: Bülent Fevzioğlu, Müzik: Yıltan Taşçı), Sen Öldükten Sonra Da… (Söz: Fikret Demirağ, Müzik: Yıltan Taşçı), Bir Şiir Olmak Güzel (Söz: Bülent Fevzioğlu, Müzik: Yıltan Taşçı), Üç Balıkçının Öyküsü (Söz: Bülent Fevzioğlu, Müzik: Yıltan Taşçı)

“İz Bırakan Kadınlarımız 1”

Yıltan Taşçı Akademi’nin 17’nci dönem fotoğrafta kompozisyon kursiyerleri Pırlanta Konuksal, Mehmet Hoca, Yeliz Sönmez, Natali İnönü ve Nuray Güçkan’ın eserlerinden oluşan ve Lefkoşa Sanat Merkezi (LESAM) ’nde açılan “İz Bırakan Kadınlarımız 1” sergisini önceki gün gezme şansını yakaladım.

   Sergide, kendi alanlarında ilklere imza atmış ve topluma katkıda bulunmuş kadınların fotoğrafları sanatseverlerle buluştu.

***

   Bu sergi, Yıltan Taşçı Akademi’nin 17’nci kursiyer sergisi olma özelliğini taşıyor ve dört yıl sürecek bir proje kapsamında gerçekleştiriliyor.

   2026, 2027 ve 2028 yıllarında da devam edecek olan proje kapsamında, toplamda 100 fotoğrafa ulaşılması ve eserlerin bir kitap haline getirilmesi planlanıyor.

***

   LESAM M. Necati Özkan Sergi Salonu’nda ziyaret ettiğim sergide kursiyerlerin fotoğrafını çektiği isimler şöyle:

   Ayten Berkalp, Narin Şefik, Nilgün Güney, Emine Dizdarlı, Ziba Kiraz, Şermin Kotak, Şenay Ekingen, Gülsen Bozkurt, Sibel Siber, Sıla Usar İncirli, Işın Ramadan Cemil, Halide Karahan, Özden Selenge, Gülden Plümer Küçük, Ayla Halit Kazım, Pervin Gürler, Fatma Azgın, Fatma Ekonoğlu, Gülgün Vaiz, Meral Akıncı, Faize Özdemirciler, Raziye Kocaismail, Sevil Emirzade, Gülgün Serdar.

***

   Sergi, 9 Nisan’a kadar hafta içi 11.00-17.00, cumartesi günleri ise 11.00-14.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.

***

   Yazımı sonlandırırken, 1’inci yılını dolduran LESAM’a da ayrı bir paragraf açmak istiyorum.

   Sanat merkezleri, bulundukları bölgeye ve insana ayrı bir değer katar.

   Bu merkezler, sanatçı ile izleyici arasındaki dolayımı sağlayan ve böylece bir köprü kuran, aynı zamanda zamanı ve mekânı aşan anlatılar düzenleyen bir tür kültürel misyon mekânlarıdır.

   Çünkü sanat merkezleri toplumsal perspektifleri şekillendirme, diyaloğu teşvik etme ve insanların farklı ifade biçimlerine dair ilgilerini geliştirme gücüne sahip dinamik kurumlardır.

   O yüzden biz yurttaşlar için bu derece önemli olan ve ülkemizde faaliyet gösteren sanat merkezlerini yaşatmalı ve onların sanat üretimlerini desteklemeliyiz.

   Unutmayalım ki, aydınlık günler ancak üreterek kazanılacaktır.

***

   Bu vesileyle LESAM’da emeği geçen herkesi kutlar, nice güzel projelerin bizlerle buluşturmasını talep edelim.