“Leymosun’da urumlarla komşuyduk, çözüm olsun gene yaşarık, neden yaşamayalım ki…”
Lefke’de doğup, Aytuma’da büyüyen ve Limasol’da yaşayıp, 1974’de Türkmenköy’e göç eden İrfan Külahlılar anlatıyor: “Urumlarnan Leymosun’da beraber yaşardık. Komşuyduk, gave içerdik. Ciracıklar çağırırdır bana ‘gel da gave yapayım sana’ derlerdi.
“Leymosun’da urumlarla beraber yaşardık. Komşuyduk, gave içerdik. Çözüm olursa gene beraber yaşarık. O da kapımız bu da kapımız, neden yaşamayalım ki!..” diyor, 89’luk çınar İrfan Külahlılar… Mavi gözleri, şakacı konuşması ve yanık yanık türküleriyle Türkmenköy’ün sevilen yüzlerinden. Bastonuyla yavaş yavaş kahvehaneye öğle kahvesini içmek için geliyor. Bizleri kırmayarak, art arda türküler çığırıyor, 89’luk ömrünün küçücük bir parçasını paylaşıyor...
Çobancılıkla bugünlere geldim
Lefke’de doğup, Aytuma’da büyüyen ve 1974’de Türkmenköy’e göç ettiğini, yıllarca aile mesleği olan çobancılık yaptığını anlatıyor İrfan Amca. İkinci dünya savaşına katılıyor…
“İngiliz askeriydim, Mısır’a kadar gittiydim. 2,5 şilin verirlerdi. Bir iki sene kaldım orda sonra vazgeçtim, geldim. Çobancılık yapmaya devam ettim. Bahçelerde, ovalarda çobancılık yapardım. Temiz havada gezerdik, bahçemizden ekip biçtik yedik, sağlıklı olarak bu günlere geldik...”
6 çocuk, 7 torun
Hayat arkadaşı Atviye Külahlılar ile bir ömrü paylaşmış İrfan Amca, 6 tane çocuğu var. Çocuklarının hepsi Türkmenköy’de yaşıyor. “Dördü kız, ikisi oğlan altı tane çocuğum var. Yedi tane de torunum var. Altı çocuğumu da çobancılık yaparak, koyun güderek büyütüp baş göz ettim. Şimdi olsa gençler yapar mı bilemem ama insan yeter ki istesin... Taşını sıkar, suyunu çıkarır...” ve bir türkü daha…
“Urumlarla neden yaşamayalım ki”
Bu arada İrfan Amca, konuşma arasında türkülerine devam ediyor. Belli ki Leymosun’u çok özlemiş; “ Ah Leymosun, sana aşk olsun, sana benzeyen memleket yok, dünyaları terk aldı...” türküsünü söylüyor.
Türküsünün ardından Kıbrıslı Rumlarla birlikte yaşadıklarını, çok güzel günler geçirdiklerini anlatıyor. Özlem duyuyor eskiye, arıyor Leymosun günlerini…
“Urumlarnan Leymosun’da beraber yaşardık. Komşuyduk, gave içerdik. Ciracıklar çağırırdır bana ‘gel da gave yapayım sana’ derlerdi. (Bu sözleri Rumca söylüyor İrfan Amca). Birbirimize havyan da satardık peynir de nor da… Urumlarnan eyi giderdik. Çözüm olursa gene beraber yaşarık. O da kapımız buda kapımız. Neden yaşamayalım ki!..”
(Fehime ALASYA-Didem MENTEŞ)