Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun Yeni Erenköy’de geçtiğimiz Cumartesi günü ‘Rumların istediği bölgeler’ diyerek yayınladığı uzun listeyle ilgili Rum tarafından gelen gayrı resmi açıklama, pek de şaşırtıcı değil aslında.
Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetine son derece yakın bir diplomatik kaynağın bazı Kıbrıslı Türk gazetecilerle gerçekleştirdiği toplantıda paylaştığı bilgi, Rum tarafının masaya herhangi bir harita koymadığı yönünde.
Söz konusu kaynağa göre bu olsa olsa, ‘Eroğlu’nun haritası’!
Rum yetkilinin, Eroğlu’nun ‘amacına’ ilişkin iddiası ise son derece önemli:
‘Eroğlu, Kıbrıslı Rumlar’ın da beklentilerini yükselten sinsi bir kışkırtmacılık içinde’...

***

Eroğlu’nun, harita konusunu kullanarak, bir taşla iki kuş vurmayı planladığını düşünüyordum.
İlk kuş, tabii ki Nisan 2015’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi...
Çok belli ki Eroğlu’nun ‘seçim propagandası’ ağırlıklı olarak bu meseleye odaklanacak, ‘Kıbrıslı Türkler’in haklarını Rum’a kaptırmayan lider’ profili çizilecek.
İkinci kuş, müzakerelerin olası ileri aşaması için erken bir ‘hayır’ kampanyası...
Kıbrıslı Türkler’in en çok hassasiyet gösterdiği konulardan biri olan toprak ve mülkiyetle ilgili, ‘korku tüccarlığı’ yapılacak, süreç ‘öcüleştirilecek’.
Ve fakat bir de üçüncü kuş var ki, bu da söz konusu Rum yetkilinin iddiası:
‘Kıbrıslı Rumlar’ın beklentileri yükseltilecek’!
Yani gün gele Rum liderlik, bu haritanın daha azına razı olursa, Kıbrıs Türk tarafına bu önemli konuda gereğinden fazla ‘taviz’ veren sıfatıyla, yuhalanacak.
Malum, toprak ve mülkiyet, Kıbrıslı Türkler’in olduğu kadar, Kıbrıslı Rumlar’ın da en hassas noktalarından biri.
Aradaki fark, bizim verecek olmamız, onlarınsa alacak olması.

***

Kıbrıs Türk sağı, hep aynı argümanla, bir anlaşma durumunda Rumlar’a verilecek toprakla politika yaptı yıllarca.
Ve öyle görülüyor ki bu politikadan vazgeçmek niyetinde değil.
Burada önemli olan, Kıbrıslı Türkler’in bu politikaya hâlâ aynı güçle inanıp inanmadığı aslında.
Bu malın, pazarda hâlâ aynı şekilde alıcı bulup bulmadığında!
Ve işin acı tarafı şu; Kıbrıslı Türkler’in önemli bir bölümünün artık bu politikayı ‘satın almayışının’ nedeni, liderlerine olan güvensizlikleri.
Bir lider ki, toplumun önemli bir kesimi, söylediklerine artık inanmıyor, artık güvenmiyor.
Aynı taktiği yıllarca o kadar çok kullanmış ki, artık insanlar bu ‘senaryolara’ kanmıyor.
Ve düşünün bir yanda ‘Rumlar şu bölgeleri istiyor’ diyen bir Cumhurbaşkanı, diğer yanda ise ‘biz harita sunmadık, bu olsa olsa Eroğlu’nun haritası’ diyen bir Kıbrıslı Rum yetkili ve büyük çoğunluğumuz, kendi liderimizin değil de Rum yetkilinin söylediğinin doğru olma ihtimaline, çok daha fazla inanma eğilimi gösteriyoruz.
Bir Cumhurbaşkanı’nın, politik söylemlerini yeniden gözden geçirmesi için, daha ne olması gerekir ki?