1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. LİMAN DEĞİL HARABE!
LİMAN DEĞİL HARABE!

LİMAN DEĞİL HARABE!

Turizmin ‘BAŞKENTİ’ Girne, Girne’nin İNCİSİ Antik Liman ‘İÇLER ACISI’!..

A+A-

Girne’nin en güzel turistik alanlarından olan Girne Antik Limanı, adeta kangren olmuş sorunlarla boğuşuyor. Her gün onlarca turistin geçip yat turuna çıktığı rıhtımlar, dökülmüş vaziyette… Restoran sınırlarını belirleyen ahşap korkuluklar KOPUK,  Korkulukların altı adeta ÇÖPLÜK… Denizden yayılan KOKU dayanılmaz, Mendirek TUVALET olmuş…

Fehime ALASYA

Girne’nin en güzel turistik alanlarından olan Girne Antik Limanı, adeta kangren olmuş sorunlarla boğuşuyor. Yıllardır tüm yazılan ve çizilenlere karşın yine aynı sorunlar tokat gibi soranların yüzüne çarpıyor. Bir dokunup bin ah işittiğimiz Girne Antik Limanı’nın perde gerisi içler acısı.

Her gün onlarca turistin geçip yat turuna çıktığı rıhtımlar, dökülmüş vaziyette.

Restoran sınırlarını belirleyen ahşap korkulukların kopması, bu korkulukların altının adeta çöplerle bezenmesi, denizdeki kirlilik ve bundan dolayı yayılan kötü koku bir yana, mendirek kısmının adeta çöplüğü andırması, birkaç metre ötede var olan tuvaletlerin gece 01.00’den sonra kapalı olmasına karşın, mendirekteki bazı saklı alanların tuvalet olarak kullanılması içler acısı manzarayı gözler önüne seriyor. Oradan geçenlerin midesini allak bullak etmeye yetiyor…

Özellikle mendirek bölümünde geceleri alkol alan kişi veya kişilerden dolayı yalnız yürüyüş yapmaya çıkılmaz oluşunun yanında, limandaki birkaç binanın da tadilata ihtiyacı olduğu önde gelen söylentiler arasında.

Kale girişi görünümü harabe…

Limana Kale girişi tarafından inen turistleri ilk karşılayan yan yana dizilmiş birkaç büyük çöp bidonu ve yayılan koku olurken, birkaç metre ilerisinde ise belediye tarafından mühürlenen ve atıl vaziyette olan bir restoran, ardından ise karşısında olan ve uzun zamandır atıl vaziyette, yerinden hareket ettirilmeden duran van araç, onları karşılıyor.

Kale girişi kısmından göze çarpan bir diğer ayrıntı ise girişte iki tarafta da olması gereken yuvarlak taşlardan birinin olmayışı…

Batı girişi…

Limanın batı kısmından olan girişi kullanan turistlerin ise ilk gözüne çarpan sağ taraftaki meyve suyu kulübesi, sadece geceli açık vaziyette olan küçük işletme yanındaki atıl vaziyetteki, çiçeklendirilmeyen atıl alan, tadilatı bekleyen, adeta yıkılmak üzere olan bir yapı ve üst kattaki işletmelerin rengarenk şemsiyeleri…

Sıkıntılar diz boyu…

Çöplerin her gün toplanmasına karşın, limana sızan çöp suları ve atık izleri yerdeki lekelerle gözle görülür halde.   Teknelere giriş yerleri olan rıhtımların ise çoğu çökmüş veya sular altında kalmış durumda…

Sabah saatlerinden 11.00’e dek limana araç girişi yapıldığını anlatan esnaf, bu girişlerin ve çıkışların tek yönlü olarak belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti.

Bu giriş çıkışlardan dolayı çoğu zaman turistlerin gözü önünde tartışma yaşandığını anlatan esnaf, bunların prestij kaybına nende olduğunu kaydetti.

Limandaki en büyük sıkıntının çöp sıkıntısı olduğuna değinen esnaf, gece bırakılan çöplerin sabah alınmasına dek çevreye çöp sularının yayıldığından yakındı. Çöpten sızan bu kirli suları her gün dükkânının önünden yıkamak zorunda kalan esnaf bu sorundan bıkmış durumda…

Çevre kirliliği ve park yeri sıkıntısı başa bela

“Limanda yüksek sesle müzik yapıldığından yakınan bazı esnaf, bazı restoranların da atık yağlarını ya denize ya da kanalizasyona döktüğünden dert yandı.

“Limanda da görüntü kirliliğine neden olan ve denizi de pis eden hiç yerinden kıpırdatılmayan tekneler var. Bunlar neden kontrol edilip kaldırılmıyor?” diye soran esnaf, denetimsizlikten şikayetçi…

Limana gelişlerde kullanılan park yerlerinin aydınlatmasından yakınan esnaf, geceleri limana yalnız yürümeye korkar olunduğundan yakındı. Daha fazla aydınlatma gerektiğini belirtti.

Esnaf aydınlatma konusunda “Park yeri iyileştirilse veya daha yakın bir park imkânı olsa daha çok turist çekeriz…” dedi.

Faik Gencer “Denetim, yasa, kanun, kural, ceza, hiçbir şey yok, sadece ahbap çavuş ilişkisi var”

Girne Antik Liman ile ilgili sıkıntıların saymakla bitmediğini ifade eden Deniz Turizmi İşletmecileri Birliği Başkanı Faik Gencer, daha yaşanası ve ele avuca sığar bir antik liman için canla başla mücadele ettiğini anlatıyor. Gerek bireysel, gerekse birlik adına çeşitli girişim ve deneyimlerde bulunan Gencer, bıkmadan usanmadan bu sıkıntıları anlatmaya devam edeceğini belirtiyor.  “Artık cingane pazarını da geçtik. Artık ipin ucu kaçtı, sanki kasıtlı olarak daha da kötüye gider. Bu kadar beceriksiz olacaklarına inanamıyorum. Denetim, yasa, kanun, kural, ceza, hiçbir şey yok, sadece ahbap çavuş ilişkisi var” diyen Gencer, zehir zemberek açıklamalarıyla limanın içler acısı durumunu gözler önüne serdi.

Limanda duran tekneler içerisinde birçok teknenin uzun zamandır kullanılmadığını anlatan Gencer, irili ufaklı birçok teknenin de kayıt dışı olduğunu ileri sürdü.    


 

Esnaf ne düşünüyor? Esnaf ne düşünüyor? Esnaf ne düşünüyor?

 

İshak Seyhan: (Harbur Balıkçı)
“Her gün kavga çıkıyor, bu kavgaların birçoğu da turistlerin gözü önünde yaşanıyor”

Liman içerisindeki trafik çok kötü… Sabahları trafiğe açık olan limanda giriş çıkışların düzenlemesi yapılmadı, esnafa mal getiren toptancılar limana kimi zaman kale tarafından kimi zaman karşı taraftan giriyor ve geri geri çıkmak zorunda kalıyor, bu da aralarında tartışmaya kadar gidiyor. Polis burada dursa, giriş çıkışları kontrol etse daha iyi olacak. Her gün burada kavga çıkıyor. Bu kavgaların birçoğu da turistlerin gözü önünde yaşanıyor. Belediyenin temizlik konusunda yapılan tek şey çöpleri toplamak. Onun dışında bir ilgi yok. Giriş çıkışlar bir an önce düzenlenmeli.

Mehmet Tayip Mangan: (Tekne satış ve pazarlama sorumlusu)
“Çevre düzenlemesi yok, her yanda çöp bidonları göze çarpıyor…  En büyük sorunumuz temizlik sorunu”

En büyük sıkıntımız çöpler. Belediye bu konuda titiz bir çalışma yapmıyor. Alana giriş çıkışlarda turistleri çöp bidonları ve müthiş bir koku karşılıyor. Belediye bunlara çözüm bulmalı. Bir tarihi liman bu şekilde olmamalı. Çöpler her gün hatta gün içerisinde farklı iki saatte bile toplanmalı, yazın koku yapıyor, olmuyor.

Akşamları restoranlar çöplerini yol kenarına bırakıyor, çöp suları akıyor, sabah belediye çöpleri topladıktan sonra da biz tamamen kendi imkânlarımızla buraları yıkıyoruz. Limanın ortasından denize akan bir lağım var, yıllardır buna çözüm bulunmadı. Fazla yüklendiği zaman taşıyor, eski modeldir ve yıllardır buna dahi çözüm bulunamıyor. En büyük sorunumuz temizlik sorunu. Türkiye’deki usul bize de geldi, buyurun oturun diye turistlerin önüne atılıp rahatsız edecek şekilde tantana yapılıyor, buna biz yatçılar da restorancılar da dâhiliz...

Burada yenilik veya düzenleme yapılsa gelen bir daha gelebilir.

Çevre düzenlemesi yok, her yanda çöp bidonları göze çarpıyor… Dondurma buzlukları balık buzlukları sokaklarda, tüm bunlar yer işkal ediyor ve hoş görülmüyor.

Tantan Çaka: (Bot turu düzenleyicisi)
“Çok büyük denetim eksikliği var. Çok kötü garsonlar var, sağlıksız bir şekilde müşteriyi yönlendiren çalışanlar var. Bunun düzelebilmesi için devletin el atması lazım”

En büyük sıkıntımız burasının pis olması. Burası turistik bir yer, akşam turistler gelip birkaç restorana yemek yemek istiyor ama biz bunu ayakta tutamıyoruz. Adamların yemek masasına beş metre uzakta çöpler atılıyor. Bu konuda belediyeden medet umuyoruz. Belediye ağzıyla kuş tutsa çözüm bulamaz, kimseyi memnun edemez. Her işletme bünyesindeki elemanlar, çöpleri el arabası ile dışarıda farklı bir noktaya atmalı. Belediye arabası da limana girmemeli. Böyle olursa belediyenin de çöp arabası buraya girmez. Çocuklar tekneye gelirken terliklerini eline alarak yürümek istiyor, biz lütfen giyin diye ikaz ediyoruz, yerlere akan çöp sularından hasta olmalarından korkuyoruz. Çok büyük denetim eksikliği var. Çok kötü garsonlar var, sağlıksız bir şekilde müşteriyi yönlendiren çalışanlar var. Bunun düzelebilmesi için devletin el atması lazım. Turist pazarlık yaptıysa onu kovmaya, küfür etmeye götürecek kadar ileri gidenler var. Bunun zararını hepimiz görüyoruz. Burada 60 TL denilen bir tura ileride 35 TL deniliyor. Herkesin ekmeğiyle oynuyorlar. Fiyatlardaki bu dengesizlik restoran bölümünde de var. Ama bunu şikâyet edebileceğimiz hiçbir merci yoktur.

Yüksek sesle müzik çok fazla var ve bunu da çevresi olan yapıyor.

Restoranlar yağlarını kanallara döküyor ve rest altından geçen kanalizasyonlar tıkanıyor, lağım kokusu her yana yayılıyor. Bunu da denetim ile kontrol altına alabilirler. Kontakta basmayan tekne ve balıkçılar var. Limanda da görüntü kirliliğine neden olan ve denizi de pis eden hiç yerinden kıpırdatılmayan tekneler var. Bunlar neden kontrol edilip kaldırılmıyor?

Mehmet Düzce: (Restoran İşletmecisi)
“Mendirek ve park en büyük sıkıntımız”

Mendirek ve park en büyük sıkıntımız. Trafik sorunumuz var, yerli vatandaşlar park yeri yetersizliği yüzünden buraya inmiyor. En büyük sıkıntı park yeri sorunumuz. Çok fazla bir sıkıntımız yok. Trafik ve park sorunu çok büyük bir sorun. Turizm bakanlığı ve belediye bu dönem daha iyi çalışıyor. Belediye başkanımız ve bakanlık sesimizi duysun, buraya güzel bir park yeri yapılsa çok daha fazla ziyaretçi alacak. Mendirek daha da uzatılmalı, güçlendirilmesi gerekiyor. Denizde duran ve yıllardır kullanılmayan tekneler var, onlara da çözüm bulunmalı. Eski tekneler yerine daha modern ve kaliteli tekneler, yatlar olmalı, bu kaliteyi de arttırır. Çöplerimiz her gece alınıyor. 30 yıldır bu limandayım, kimseden şikâyetim yok, ne belediye ne de bakanlıktan şikâyetimiz yok.  

Selim Serçe: (Bar işletmecisi)
“Yukarıya park yeri yapıldı ama oradan buraya galene dek her yer zifiri karanlık, aydınlatma yok”

Yıllardır park yeri sorunumuz var, yukarıya park yeri yapıldı ama oradan buraya galene dek her yer zifiri karanlık, aydınlatma yok. Sıkıntılarımız var, elemanlarımız yabancı, turistler yerli halk ile de karşılaşmak istiyor ama yok, biz de yerli elaman almak istiyoruz ama olmuyor, bunun pek çok nedeni var…

Ümit Şonya: (Restoran ve bar işletmecisi)
“Park yeri iyileştirilse veya daha yakın bir park imkanı olsa daha çok turist çekeriz…”

Limandaki aydınlatmalar çok kötü, her yer karanlık. Dükkânların ışıkları ile aydınlanıyoruz. Lağım kokusu ezelden beridir var ve bir türlü çözülemiyor. Fiyat farkı olarak ortalamanın üzerinde değiliz, burasının bir turizm yeri olmasına rağmen fiyatlarımız ayni... Park yeri iyileştirilse veya daha yakın bir park imkânı olsa daha çok turist çekeriz…

 

Deniz Turizmi İşletmecileri Birliği Başkanı Faik Gencer;
“Artık cingane pazarını da geçtik”

“Yatçıların en büyük sıkıntısı liman içerisindeki yat trafiğinin tehlikeli boyutlara ulamış olmasıdır. Tekneler üst üste bağlıdır, bu teknelerin bazıları restoran ve bar olarak kullanılır, tuvaletleri kullanılır, atıkları da denize, olduğu yere boşaltılır. Teknelerin artık gelip buraya sığınacak yeri kalmadı. Çok fazla ve iç içe irili ufaklı tekneler var, bunlar en ufak bir fırtınada çok büyük zarar görür konumda. Çoğu limana demirleyemediği için bir diğer teknenin arkasına bağlanıyor. Üstelik birçoğu atıl durumda kullanılmıyor bile…

İzinsiz, sözleşmesiz ve yasa dışı olduğu halde limanda bağlı olan tekneler de var. Kafasına esen limana teknesini getirip bağlayabiliyor duruma geldik. Hâlbuki limanda tekne demirlemesi için sözleşme gerekiyor, bağlama ücreti ödenmesi gerekiyor. Beş yıldır burada olmayan bir tekne için devlet tarafından her yıl bağlama ücreti alınıyor. Devlet yasal bir iş yapmıyor. Bağlama ücreti tekne limanda bağlı kaldığı sürece geçerlidir. Sırf limanda tekne yerini tutsunlar diye bunu yapıyorlar, burası marina değil, marina olsa yerini istediğiniz kadar tutarsınız. Beş yıldır burada olmadığı halde vergisi alınan tekne, dört yıldan beridir bir kez bile bu limana girmedi, üstelik bu teknenin sahibi değişti ama hala daha bu yer tutulur.  

Bakanlık ve ilgililer de bunlara çanak tutuyor. Son yaşanan kulübe olayında olduğu gibi… Kamyon gelip bu kulübeyi indirdi, müdürün haberi yok muydu? Kapı açıldı dışarıya çıkarıldı, müdürün haberi yok muydu?

“Bu balıkçı teknelerinin birçoğu kullanılmıyor, ya da balıkçı değiller…”

Girne limanına kayıtlı 176 tekne var fakat buna karşın limanda görülen 200'ün üzerinde tekne var. 25 tane tekne, limanda konaklıyor ve bunlar kayıtsız ödeme yapmayan teknelerdir. Girne antik limanda konaklayan 54 tane balıkçı teknesi vardır. Bu balıkçıların içinden sadece 15 tanesi gerçek anlamda profesyonel şekilde balıkçılık yapan ve ailesini geçindiren insanlardır.  Bu balıkçı teknelerinin birçoğu kullanılmıyor, ya da balıkçı değiller…

“Bu balıkçı teknelerinin hiçbiri de yasal sorumluluğunu yerine getirmez”

Çoğu yer sahibi de kullanmadığı için belgesini elinde tutup büyük teknelere pazarlıkla satıyor. Atıl durumda duran tekneler limana yeni gelmek isteyen tekneleri engelliyor. Gençler denize, tekneye merak saldı, artık araba yerine küçük tekneler alıyorlar, buraya gelip kullanmak istiyorlar fakat atıl vaziyette olan tekneler bunlara olanak sağlamıyor.  Bu balıkçı teknelerinin hiçbiri de yasal sorumluluğunu yerine getirmez. Ödenmesi gereken ücret 72 dolardır fakat beş yıldır bakanlık tek kuruş dahi alamaz ve kimse de bunun üstüne düşmez. Ödemeyen yatçılara uyarı yazısı dahi geliyor, balıkçılara hiç uyarı yapılmıyor.

“Herkes kendi sınırlarının dışına çıkıyor, kamu malını işkâl ediyorlar ama partililer yandaşlarına onay veriyor”

Herkes kendi sınırlarının dışına çıkıyor, kamu malını işkâl ediyorlar ama partililer yandaşlarına sözlü dahi olsa her şekilde onay veriyor. Limandaki şemsiyelerin tipi bile tek tip olacak deniliyor tüzükte.  Kapıların önünde bar kurup, buzluk koyuyorlar. Müzik yasak ama darbuka, saksafon çalıp çalgı çengi kuramazlar. Çevre dairesi burada ama gören yok duyan yok.

“Yıllardır sözleşme yapmadan işletme yapan yerler var...”

Dükkânlar işkâl harcı ödemiyor, binlerce Euro borçları olan restoranlar var ama devlet ne bir denetim yapıyor ne de ödeme alıyor, ne bir denetim ne de bir müdahale var... Limanda, partili olup da arkasını sağlama alan ve yıllardır sözleşme yapma tenezzülünde bulunmayan işletme dahi var. Yıllardır sözleşme yapmadan işletme yapan yerler var...

“Denetim, yasa, kanun, kural, ceza, hiçbir şey yok, sadece ahbap çavuş ilişkisi var”

Liman market oldu, yürürken dondurma satın alırsan oturmazsın, yürürken su alırsan bir TL, oturursan iki TL. Ama turistler bunu bilmez ki… Dondurma da öyle, o zaman büfeye izin vermeyelim... Market dahi sokağa buzluk koyup su satamaz. Artık cingane pazarını da geçtik. Kira ödenilen bölgeler sözleşmelerde tutukları yer kadardır. Önemli olan işkâl edilen yerin parasını ödemek değil, konu sistem, düzen, kalite önemlidir. Neden Manavgat sokaklarında tek bir çizgi dışında masa görmem, haddine düşmedi. Biri gelir yemek yerken yoldan geçen insanlar adeta üstüne çarpacak... Şahsi çıkarlar doğrultusunda herkes yalan söylüyor.

“Bazı restorancılar atık yağlarını veya atık sularını denize döküyor”

Artık ipin ucu kaçtı, sanki liman, kasıtlı olarak daha da kötüye gidiyor. Bu kadar beceriksiz olacaklarına inanamıyorum. Denetim, yasa, kanun, kural, ceza, hiçbir şey yok, sadece ahbap çavuş ilişkisi var.

Yer altı gömme çöpleri yapılabilinirdi. Turistler bu çöp bidonlarını görmek zorunda bırakılmamalı. Bazı restorancılar atık yağlarını veya atık sularını denize döküyor, sözlü olarak uyardığımız zaman biz şahsen kötü oluyoruz, bunu yetkililerin görmesi gerekiyor, bizim uyarılarımızla olmuyor…

Üstelik limandaki kaldırımların birçoğu da masa ve sandalyeler ile işletmelerin işgali altında. İşletmeler, çoğu zaman kendi sınırlarının dışına çıkıyor. Yurt dışına gittiğiniz zaman lütfen limanları, oradaki yapılaşmayı inceleyin, bakın bakalım bizdeki gibi mi?”

 

liman1.jpg
Mendirekteki bazı saklı alanların tuvalet olarak kullanılması içler acısı manzarayı gözler önüne seriyor. Oradan geçenlerin midesini allak bullak etmeye yetiyor…

liman-4.jpg
Turistlerin geçip yat turuna çıktığı rıhtımlar…

liman5.jpg

Limana kale girişinden (Doğu giriş yönünden) gelindiği zaman karşılaşılan manzara, atıl vaziyette, belediye tarafından mühürlenmiş bir işletme

liman6.jpg
Limana kale giriş tarafında ilk göze çarpan çöp bidonları

lim7.jpg
Kale girişinden turistleri karşılayan bir diğer manzara, limana girişte, uzun zamandır atıl vaziyette, yerinden hareket ettirilmeden duran van araç.

 

Bu haber toplam 4796 defa okunmuştur