1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Limit ve Türev Var, İntegral Yok
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Limit ve Türev Var, İntegral Yok

A+A-

Başlıktan da anlayacağınız üzere lise matematik öğretim programında yapılan değişiklikle ‘fonksiyon, limit ve türev’ kavramları lise kademesinde dört yıllık sürece yayılarak kapsamlı şekilde ele alınırken integral lise programından çıkartılarak üniversite eğitimine bırakıldı.

Buraya kadar bahsettiklerim işin vitrin yanı. Odaklanmamız gereken sorular ise bambaşka: Esas değişen ne? Ve bu değişiklik bizi nasıl etkileyecek?

Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı, okul öncesinden  lise son sınıfa kadar tüm derslerin öğretim programlarını (müfredatları) değiştirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre önümüzdeki öğretim yılından itibaren kademeli olarak eğitim sistemine entegre edilecek yeni öğretim programı; milli bilince sahip, ahlaklı, erdemli, milleti ve insanlık için faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş, beden, zihin, kalp ve ruh bütünlüğüne sahip bilge nesiller hedefleniyor.

T.C. Milli Eğitim Bakanlığınca, hazırlıkları süren ve "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" adını taşıyan yeni müfredat taslağını "https://gorusoneri.meb.gov.tr/" adresinden kamuoyunun görüşüne sunuldu.

Kısaca bir göz atma fırsatı buldum. Benim ilk tespitlerim şöyle:

  • Derslerin kapsamının öğrencilerin gelişim düzeylerine göre yoğunluğun azaltılarak (seyrekleştirme), özellikle lise düzeyindeki temel bilgilerin 4 yıla yayılmasını olumlu buluyorum.
  • Programlar içerisinde “paylaşımcılık”, “kendini ifade edebilme”, “eleştirel düşünme” becerilerini görmek de anlamlı ne var ki bu becerilen nasıl elde edileceğine yönelik içerikler ya hiç yok ya da çok cılız.
  • Değerler eğitimi anlayışından beceri eğitimi anlayışına geçilmesi de olumlu bir adım. Ancak bu anlamda hâlâ ciddi sıkıntılar var. Şöyle ki;

Yukarıda da bahsettiğim gibi yetiştirilmesi hedeflenen birey profilinde milli, manevi ve dini değerler üzerinden bir çerçeve çizilmiş durumda.

Öğretim programlarının zemininde bilimin ve felsefenin temel alındığı bir eğitim yaklaşımı göremedim. Başka bir ifadeyle söyleyecek olursak; öğrencinin bilimsel ilkeleri dikkate alan ve akıl yürütme yoluyla pedagojik gelişimini sağlaması yani bilimsellik bağlamında düşünen birey olması neredeyse hiç dikkate alınmamış.

Öte yandan bana göre her eğitim sisteminde olduğu gibi Türkiye’de de eğitim sisteminin öğretim programlarından (müfredattan) değişiklik yapmadan önce “Dünyada neler yaşanıyor? Öğrencilerin bölgede, dünyada aktif birer vatandaş olabilmesi için hangi bilgi ve becerilere ihtiyaç var? Öğretmenler bunu desteklemek için nasıl güçlenebilir?” gibi yanıtlaması gereken çok daha acil ve önemli olan bambaşka ihtiyaçları var.

Peki ama bu değişiklik bizi nasıl etkileyecek?

Bu değişikliğin doğrudan ve dolaylı olarak bizim eğitim sistemimize etkileyecektir.

Genel liseler kademesindeki tüm öğretim programlarımızı ve ders kitaplarımızı doğrudan Türkiye’den transfer ettiğimize göre yapılan her değişlik lise kademesindeki eğitimimizi doğrudan etkileyecek. Yani önümüzdeki öğretim yılından (9. Sınıftan) başlayarak kademeli olarak lise kademesindeki tüm ders kitaplarımız değişecek demektir. Başka bir ifadeyle; bu programların (müfredatın) tüm iyi ve kötü tüm yanların genel liselerde okuyan tüm çocuklarımızın boynuna asılmış olacak.

Dolaylı olarak nasıl etkileyeceğini ise yaşayarak hep birlikte göreceğiz.

Sözün özü; Kendi yurttaşımızı kendimizin yetiştireceği bir eğitim sistemini kurma gibi bir sorumluluğumuz olduğunu bilmeliyiz. Bu sorumluluğumuzu, bizim ihtiyaçlarımıza yanıt vermeyen öğretim programları ile yerine getirmenin mümkün olmadığını da atık anlamalıyız. Teknoloji gelişimi amaç edinmiş iş birliğini, ekip çalışmasını, eleştirel bakabilme, araştırma, sorgulama gibi üst düzey düşünme becerilerini içeren yeni bir pedagojik anlayışı etkin kılmalıyız. Çağdaş, bilimsel ve demokratik eğitimin öğretim programı ve ders kitaplarının her türlü ayrımcılığı reddeden, farklı kimliklikleri, fikirleri, düşünceleri içeren çok kültürlü bir anlayışlarla düzenlemekten geçtiğini fark etmeliyiz.

integral.png

Buraya Dikkat

Çocuğunuzun Özgüvenini Artırmak İçin İki Öneri

Öneri 1: Çocuğunuzun görebileceği ve kolayca alabileceği bir kitap köşeniz olmalı. Vitrinlerinizi süs eşyaları doldurabilirsin ama en az bir köşesini kitaba ayırmalısınız. Böylece çocuğunuzun büyüme sürecinde kitaplara yabancı kalmamasını sağlamış olursunuz.

Öneri 2: Çocuğunuza asla yalan söylemeyin ve ona verdiğiniz sözleri mutlaka yerine getirin. Unutmayın ki her sağlıklı çocuk üstün bir potansiyel, büyük bir merak duygusu ve öğrenme isteği ile doğar. Onların bu özelliklerini ortadan kaldıracak davranışlarda bulunan bilinçsiz anne-babalardan olmayın. Bu durum onların özgüvenlerini zedeleyen en önemli unsurdur.


Anlayana Gülmece

Saatler Geri Alınacak

Dursun, saatlerin geri alınacağını duyunca, evdeki tüm saatleri toplayıp Saatçi Temel’e gider:

  • Ula Temel, saatler geri alınacakmış. Evdeki saatleri senden aldığımız için sana getirdim. Bunları geri alacaksun…

Temel kendinden emin bir şekilde:

  • Öyle yağma yok... Ben de duydum ama sadece 1 saat geri alınacakmış. Sadece 1 tanesini alırım, diğerlerini almam.

Biliyor muydunuz?

Danimarka eğitim sisteminde, “aile eğitimi”, “cinsel bilgiler”, “demokrasi - insan hakları” ve “trafik” zorunlu konulardır. Bu konular temel eğitimdeki her derste konu başlığı olarak yer almak zorundadır.

Bu yazı toplam 1183 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar