1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. ‘Love Zübük’
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

‘Love Zübük’

A+A-

Her yere “Love Erdoğan” asmışlar.
21'inci yıla dair bir diktatör portresi böyle ortaya çıkar.
En naif deyimle "demokrasi dışı kendini beğenmişlik hastalığı" diyebiliriz.
Vahşi bir buyurganlık!
Yorucu, yıpratıcı, çıldırtıcı aslında…

*  *  *

Şimdi diyorlar ki, "Kıbrıs'ın sokaklarında bu panoların ne işi var?"
Ne işi yok, diye sorarım.
Duyan da sanacak ki ada yarısı kuşatılmamış…
Burada gerçek bir “demokrasi” mi olduğunu düşünüyorsunuz halen?
En son seçime, en tepedeki partinin kurultayına, devrilen hükümetlere bakıyor ve halen yadırgıyor musunuz, bir kalpsizin, kalpli posterlerini…

Buralarda "söz hakkı" Kıbrıslı insanların elinden alınıyor, göstere göstere!
Hem de üzerinden "şükran"la!


*  *  *

Birileri sesimizi kesiyor, nüfusumuzu dağıtıyor, kimliğimizle oynuyor, demokrasimizin kökünü dinamitliyor, irademizi yaralıyor, coğrafyamızı yırtıyor ve tepemizde oturanlar tüm bunlara karşılık sabah sabah akşam teşekkür ediyorlar!
Niye?
Çünkü “para” ve “güç” geliyor.
Kendi iradesi ve varlığını böylesine “satılığa” çıkartan bir başka toplum var mı?

*  *  *

Geçenlerde Başbakan'ı dinliyorum, uysun uymasın her beş kelimenin arasına “Anavatan”
yerleştiriyor.
Cumhurbaşkanı da öyle!
Bin şahit ister bu ülkenin yarısına Kıbrıs demeye!
O zaman yadırganacak ne var, sokaklara “Love Erdoğan” asılmış diye!

*  *  *

Asıl öfkem başka…
Bu düzeni yaratanların bir dolu destekçisi var, hâlâ…
Hem de salya sümük...
Aziz Nesin’in “Zübük” romanını hatırlarım böylesi zamanlarda…
“Şimdi çok iyi anladım ki, Zübük bir tane değil, biz hepimiz birer zübüğüz” diyen…
“Bizim hepimizin içinde zübüklük olmasa, bizler de birer zübük olmasak, aramızdan böyle zübükler büyüyemezdi. Hepimizde birer parça olan zübüklük birleşip işte başımıza böyle zübükler çıkıyor. Oysa zübüklük bizde, bizim içimizde. Onları biz, kendi zübüklüğümüzden yaratıyoruz. Sonra, kendi zübüklüklerimizin bir tek Zübük’te birleştiğini görünce ona kızıyoruz.”

*  *  *

Şimdi haksızlık etmeyelim.
İsyan edenlerin sayısı da az değil elbette!
Özellikle de gençler…
“Love Erdoğan”a karşı “Love Cyprus” itirazını yerleştirmişler.
Özgürlük, barış, eşitlik, demokrasi çığlığı atmışlar, ne mutlu…
Öyle de…
Bir yere kadar…
Başkaldırıya dönüşmüyor bu…
Hayatı dönüştürecek bir isyanı körüklemiyor.

*  *  *

Ada yarısında kişisel, partisel veya zümresel bir arsızlıkla ganimeti ve Türkiye’den gelen parayı üleşmekten başımızı biraz kaldırabilseydik eğer bu “ulusalcı” furya böylesine yığılmazdı tepemize...
İşin aslı “Love Ganimet” buraları, “Love Menfaat” önce…
Buna yanarım delice…

 

Bu yazı toplam 2490 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar