Lütfen kabul ediniz: Yönetemediniz!
KKTC’ye su ve elektrik yetmiyor!
Neden?
Çünkü KKTC’de veya öncesinde ya da 1974 sonrası nüfus yapılanmasında kimse hesap yapmadı!
Kimse plan yapmadı!
Kimse umursamadı!
Şimdi yolun sonuna geldik!
Su da elektrik de yetersiz!
-*-*-
Anavatan’dan gelen su mu?
Yetmiyor!
Veya kim bilir, belki yeterlidir ama dağıtımı yapılamıyor!
Pompa, pompalamıyor!
-*-*-
Sürekli propaganda, sürekli bir yalakalık ve yalanla maç idare ediliyor ama bıçak kemiğe dayandı!
-*-*-
Mesela Geçitköy’den Güzelyurt’a da su taşınacaktı!
İçme suyu değil ha; bahçelere sulama suyu!
Defalarca tören yapıldı, açılışlar gerçekleştirildi ama o proje tamamlanamadı!
Öyle kaldı!
Borular, Kalkanlı’ya geldi, şantiye kapandı, işçiler Türkiye’ye döndü!
Açıklama yapan yok!
-*-*-
Üstelik hiç utananımız da yok!
Ota boka açıklama yapıyorsunuz; bunu da açıklasanıza!
Olmadı, bitirilemedi işte!
Her işiniz gibi yarım kaldı!
Bir tek külliyede işler tıkırında!
-*-*-
Şimdi bırakın Güzelyurt’a su götürülmesini ve daha da önemlisi, Rum tarafına su satılacağı şaklabanlığını; Girne ve Lapta – Alsancak – Çamlıbel belediyeleri, susuzluktan grak grak ediyor!
-*-*-
Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul, kente, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın “arıza giderildi” yönündeki açıklamalarının ardından geçmişe nazaran çok daha az su sağlandığını ifade etti.
“Kim ne zaman çıkıp vatandaşa açıklama yapacak?” diye soran Şenkul, Girne’nin merkezinde hala su verilemeyen bazı sokaklar ve siteler olduğunu, su ulaşan bölgelerde dahi dönüşümlü su verebildiğini kaydetti.
-*-*-
Şenkul, “Sorun nedir?”, “Niye yeteri kadar su alamıyoruz?”, “Problem çözüldü diyorsunuz ama birçok pompa istasyonu basınç almadığı için çalışmıyor. Bizlere değilse bile vatandaşlara bu konuda çıkıp kim ne zaman açıklama yapacak?” sorularını yöneltti.
-*-*-
Lapta Alsancak Çamlıbel (LAÇ) Belediye Başkanı Fırat Ataser de su temini konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını belirterek, "Su konusunda isyan noktasına geliyoruz," dedi.
-*-*-
Ataser, Türkiye’den gelen suyun belediyelerin depolarına yetersiz verildiğini ve bu durumun yalnızca LAÇ belediyesinde değil, tüm belediyelerde yaşandığını vurguladı.
-*-*-
Ataser, "Bize alternatif çözüm yaratmamıza izin vermediniz. Biz belediyeler vatandaş ile karşı karşıya kaldık. Açıkçası sürünüyoruz," diyerek durumu özetledi.
-*-*-
Üç veya dört kuyu açacaklarını belirten Ataser, "Size sözüm olsun DSİ bize su vermese de bize yeten suyumuz olacak. Bu konuda hiç engel tanımadan gerekeni yapacağım" dedi.
-*-*-
Lütfen kabul edin!
Lütfen!
Deyin ki, “anavatanımızla birlikte, bırakın bu memleketi yönetmeyi, içine de ettik”…
-*-*-
Deyin bunu!
Korkmayın, yine seçileceksiniz!
Anavatan sizinle canım benim!
Yeniden seçilmek değil sadece; yemeye de devam!
Birlikte!
Korkmayın!
Yiyin bir birinizi!
Ne ilginç!
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e, “gel beraber KKTC’de bir berber dükkanı açalım” dememiş!
-*-*-
Ne demiş?
“Gel, Mutlu Barış Harekatı’nın 50’inci Yıldönümünde birlikte gidelim, törene katılalım” demiş!
Gövde gösterisi mi desem; bu iş bitti mi desem bilemiyorum!
-*-*-
Neyse!
Yıllardır zaten geliyorlar, hoş gelmişler canım benim de bu arada Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, Amerika’da demiş ki; “… işgalin 50’nci yılının vurgulanması ve Kıbrıs’ın işgal ve istilası konusundaki algıların güçlendirilmesini hedefliyoruz…”
-*-*-
Çözüm mü?
Bahseden yok!
Biri kutlayacak, öteki ağlayacak!
-*-*-
Kıbrıslı Türkler olarak biz de “hiç yokuz” ortalarda!
Bitmişiz; vallahi yesinler bir birlerini!
Kanla aldık o nedenle asla utanmayız!
Evet, yine ve yeniden bir 20 Temmuz’a doğru ilerlemekteyiz…
Bir aydan az bir süre sonra, 20 Temmuz 1974’ün yarım asırıncı yıldönümüne geleceğiz!
-*-*-
Yarım asırda savaşı kaybeden Rumlar sağlam, zengin, prestijli bir devletin sahibi oldular!
Avrupa Birliği içerisinde de olsa Yunanistan ile birleştiler!
-*-*-
Biz mi?
Canım bizim da bir devletimiz; hatta iki devletimiz oldu!
Ama ikisini toplasan “yarım” etmeyecek!
-*-*-
Yarım asırda bizim en iyi başardığımız “çalmak” oldu!
74’ten beri çalıyoruz!
Çalmaya devam ediyoruz!
Ve çaldıklarımızı geri vermemek için de her türlü çözüm önerisine karşı durduğumuz gibi; karşı duyulması için de abidik gubidik çözüm önerileri sunuyoruz!
-*-*-
1974’te Ada’da yaşam süren Kıbrıslı Rum sayısı, şu anda neredeyse iki katına ulaştı!
1974’te Ada’da yaşam süren Kıbrıslı Türk sayısı ise “bilinmiyor!”.
-*-*-
Ve ne acıdır; 1974 sonrasında Aydın Dikmen adlı Türkiyeli tarihi eser kaçakçısı tarafından yurtdışına kaçırıldığı iddia edilen 60 parça dini ve arkeolojik eserin Almanya’dan Güney Kıbrıs’a geri gönderileceği bildiriliyor…
Alithia ve diğer gazetelere göre, Alman makamlarıyla geçtiğimiz Salı günü imzalanan anlaşma uyarınca 60 parça eserin 20 Temmuz’a kadar Güney Kıbrıs’a ulaşması bekleniyor.
-*-*-
Utananımız var mı?
Yoktur!
Kanla aldık, sattık!
Hakkımızdı!
Falan!
Σε αγαπώ πολύ Πάφο... Να είσαι καλά σύντομα... (Seni çok seviyorum Baf… Geçmiş olsun…)