‘MAAŞ’LA terbiye
Bu halk ‘açlıkla’ terbiye olur mu?
Kıbrıs tarihini okuyanlar, eninde sonunda ‘var oluşundan’ vazgeçmediğini, görürler…
Ama ‘hiç mi terbiye olmadı’ diye sorarsanız…
Birbirimizi kandırmayalım şimdi…
Evet, oldu!..
***
Bugüne kadar hep ‘üleşme’ yöntemiyle sağlandı bu ‘terbiye’…
Kıbrıslı Rum’dan kalan, Türkiye’den gelen, ‘terbiye’ için üleşildi…
Epey de “mesafe” alındı…
Ve şu anki soru(n) da o zaten,
“Oldu da ne oldu?”
“Tosladık” birlikte...
***
Unutmayalım, 13’üncü maaşlar böylesi bir ‘terbiye’ anlayışıyla ortaya atıldı…
Peki ya ‘erken emeklilik’ müjdesi!..
Neredeyse ergenlik sivilceleri yüzünden kaybolmadan, ‘emekli’ dönemine geçenler oldu bu ülkede…
Peşin maaşa da böyle geçildi…
Peki ya sonra?
***
Gördük ki, bu toplumu ‘terbiye’ için kullanılan ‘mali kaynak’, ‘kamuda istihdam’ ve ‘mal, mülk’ büyüsü…
Kimilerini daha bir ‘terbiyesiz’ yaparken…
Üretimden koptuk, partizanlık hortladı, hiç hak etmeyen insanlar ‘yöneten’ diye ahkam kesti başımızda...
Ve artık, geldik filmin sonuna…
***
Bu toplum ‘açlık’la ya da ‘maaş dürtüsü’yle terbiye olur mu?
Evet, yine birbirimizi aldatmayalım, hâlâ ‘terbiye’ olmaya müsait bir grup vardır…
Ama giderek daha azalmaktadır, sayıları….
Bir ‘dönüşüm’ şarttır ve ‘sancılı’ yaşanacaktır bu süreç….
Ancak öyle görünüyor ki, artık, ‘ipleri eline almak’ isteyen ‘çoğunluk’ büyümektedir…
Ve günün sonunda, ‘gördünüz mü, para aktarmazsam, siz bir hiçsiniz’ demeye niyetli beyinler varsa eğer…
Ayağa kalkacak ve “siz öyle zannediniz” diyecek “yığınlar” daha yüksek bir sese ulaşacaktır…
Bu toplum, yeterince ‘terbiye’ olmuştur…
Yine de, 28 Temmuz’un ardından alacağız, net yanıtı…
Kaldı ki, ‘kimin kimi terbiye edeceği’ gibi bir meselemiz değil, işbirliği ve saygıyı artırarak, çatışmadan; dostluk, bilgelik ve dayanışmayla ilerlemek gibi bir gailemiz olmalıdır…
Doğrusu budur…