Futbola olan ilgi maalesef her geçen gün azalıyor. Havanın soğuk olmasını da hesaba katarsak, bu maça ilginin yok denecek kadar az olduğunu söyleyebilirim.

Bağcıl oyuna daha arzulu ve istekli başladı. Daha oyununun 18’inci dakikası dolarken Serhan'ın yaptığı hatayı iyi değerlendiren Traore güzel bir vuruşla takımını öne geçirdi. Bu andan itibaren sahada savaşan bir Bağcıl izledik. Belki oyun olarak ortaya pek bir şey koyamadılar ama mücadele azmi ve ruhu galip gelmelerinde önemli rol oynadı.

Kenneth' in takımını yüz üstü bırakıp kaçmasından sonra, belli ki Yenicami’nin hücum varyasyonlarındaki etkinliği azalacak. Gol noktalarında rakibini zorlayacak pozisyonları bulmakta zayıf kalacaktır. Dünkü maç bunun en bariz örneğidir.

Yenicami özellikle ilk yarıda atak geliştirmekte ve pozisyon bulmakta çok zorlandı. Bırakın pozisyon bulmayı, her hattı tel tel döküldü. Savunma inanılmaz hatalar yaptı. Gereksiz paslaşmalar ve aşırı özgüven, rakibinin işine geldi.

Orta sahada takımı organize edecek, top taşıyacak ve rakibin üzerine direk olarak gidip, savunmanın dengesini bozacak bir oyuncusu yoktu. İleride savunmayı zorlayacak, adam eksiltip kendine pozisyon sağlayacak kimse yoktu. Kısacası her hattı ile kötü bir Yenicami vardı. Bir Kenneth’in olmayışının, takımı bu kadar etkileyebileceğini düşünmemiştim doğrusu.

İkinci devrede Erbay ve Behiç oyundan alındı ve yerine Ünal ile Adil girdi. Aslında mevcut takımda ideal kadro bu olmalıydı. Bu andan itibaren Yenicami’de biraz daha toparlanma görüldü. İlerleyen dakikalarda fizik ve kondisyon yönünden de daha üstün olan Yenicami, oyuna ağırlığını koysa da, forvetteki verimsizlik mağlup olmalarındaki en önemli faktördü.

Evet Yenicami kötü bir oyun sonunda namaglup unvanını Bağcıl’da bıraktı. Hem de inanılmaz hatalar yaparak. Bağcıl’ı kutluyorum. Ne istediğini bilerek, eldeki kadrosu ile beklenenin üzerinde efor harcayarak haklı bir galibiyet elde etti.

Kenneth'in yokluğu takımın oyun düzenini yüzde yüz etkiledi. Esin hiçbir varlık gösteremedi. Çakılı oynayarak Bağcıl savunmasının işini kolaylaştırdı. Kimse bana “namağlup olmanın vermiş olduğu stresten dolayı yenildik” mazeretinin arkasına saklanmasın. Oynanan futbol, mağlup olmalarını hak eden cinstendi.
Oyunda futbolu güzelleştiren gollerinin yanında, çirkinlikler de vardı. Özellikle hakem, bu maçın hakemi değildi. Maçın dördüncü dakikasında Hüseyin Sadıkları gögsünden iten ve yere düşüren Gökhan'a, sarı kart bile gösteremeyen bir hakem, bana göre futbolu ileriye değil, geriye götürür.

Oyunun baştan sona gergin ve sert oynanmasının tek sebebi hakemdi. Gereken yerde kartını kullanamayan, olayları süzemeyen, her faul pozisyonunda yerde kalan oyunculara tolerans tanıyan ve oyunun oynanmasını engelleyen hakemdi.

Yenicami’nin mağlubiyetini hakeme bağlamıyorum ama, sahadaki olayların çıkmasının, sakatlanma gerekçesi ile yerde yatan futbolcuların, hakemin inisiyatifsizliği yüzünden gereğinden fazla zaman çalmalarını hakeme bağlıyorum. Futbolu geliştiren ve güzelleştiren hakemlerdir. Eğer, düzgün maç yönetemeyecekseniz bu işi yapmayın, çünkü futbola kötülük yaparsınız.

Bir spor dalı hakemlerin düzgün yönetimi ile gelişir. Fakat ne yazı son zamanlarda hakem hatalarından kaynaklanan olaylar yüzünden futbol geriye gitmiştir.

Futbol oyun kurallarını kitaptan öğrenebilirsiniz. Okursunuz ve öğrenirsiniz. Ancak futbolun felsefesini bilmezseniz, bildiğiniz kuralları uygulamakta sınıfta kalırsınız. Önemli olan futbolun felsefesini bilmektir.
Bu işe artık birilerinin dur deme zamanı gelmiştir. Yoksa sahalarımızda daha kötü olaylara tanık olmak istemiyoruz. Benden uyarması.