MADALYA SIRASI
Ellerinden dünyaları alınmış insanların, çalıntı evlerine tutunduğu kocaman bir şehir...
Çirkef ormanı, beton kumsalı...
Kim ileri bir adım atsa, ayağının altından sıçrıyor kir, bir başkasının sırtına...
Herkes bir ötekinin pisliğini anlatıyor, bir berikine...
Tertemiz kendi, çitilemeden, lekesiz!
Hani içinde yaşadığınız odaya alışınca, bir süre sonra burnunuz algılamaz ya kokuyu...
Birisi dışarıdan gelirse fark eder!
“Leş” der, “Nasıl yaşıyorsunuz burada...”
Siz anlamsız gözlerle bakarsınız, “Ne demek istiyor bu acaba?”
Durum bu!
Hepimiz “kokmaya” alışmış bir halde!
* * *
Olimpiyatlarda madalya kazanmış Çinli kız...
Kürsüde gururlu ama bir o kadar şaşkın!
Bir genç önünde diz çökmüş, yüzüğü uzatıyor, gözlerinin içerisine bakarak “Benimle evlenir misin” diyor.
Gözündeki yaşı siliyor kız, kaç insana nasip olur ki böylesi bir güzellik...
Dünyaya meydan okuyan bir kürsünün tam üzerinde, aşka diz çökmüş bir adam önünde…
Nazım’ın dizesi gibi: “Kardeşler bakmayın gözlerime ağlamak geliyor içimden.”
* * *
Kıbrıs Haber Ajansı’nda her gün olimpiyat gündemi var, okurken gözüm gidiyor.
“Rio Olimpiyatları’nda yarın altı Kıbrıslı sporcu üç ayrı dalda yarışacak…”
İçim gidiyor, gözümle birlikte...
Adanın kuzeyinde doğdunuz…
Gençsiniz.... İnsansınız… Yeteneklisiniz…
Ama adeta “pranga” çekilmiş bileklerinize…
Yürüyemiyorsunuz dünyaya!
Yürümek bir yana, koşmak istiyorsunuz!
Yine de birileri “böylesi iyi” diyor size, “yok başka dostumuz, biz bize, diz dize...”
* * *
Röportajını okuyorum, eski Şehir Planlama Dairesi müdürünün….
Hani “başarısızlık öykülerimiz” çoktur ya, görevden ayrılınca anlatır herkes, geri dönülmez yaralar açıldıktan sonra iş işten geçince...
Kıyıların işgal altına girmesinde “ilk çözülme”yi anımsatıyor eski müdür:
- İlçe başkanıydı, Girne’de kıyı şeridini aldı !
Peşkeş öylece başladı, böylece sürdü…
Ve bu insanlar, zamanla, o parti senin bu parti benim gezdiler, durdular...
Sorsanız “iyi insan” hepsi…
74 savaşı sonrasını anlatıyor, Savaş Örek….
Şehirciliğin, planın, imarın değil de “her yere herkesi yerleştirmenin” öne çıktığını…
- “Türkiye’den de ne kadar nüfus gelirse gelsin, bütün yerleri dolduralım” demişler.
Öyle ya “işgal” gibi durmasın manzara (!)
Dünyaya karşı “lekesiz” ...
Boynumuzda altın madalya !