‘MAFYA’ iddiası
Kolej sınavının ardından ‘çocuk ıslah evi’ bahçesinde ‘görüş günü’nü anımsatan görüntüler kaldı geriye.
Demir parmaklıklar ötesinden kızının yanağını okşayan bir baba ya da duvar kenarından elini oğluna uzatan bir ananın, gerilimden damarları belirginleşmiş trajik halleri…
Hep böyle!..
Umursamıyoruz artık…
Çünkü bu ‘sistem’ aslında ‘çaresizliği’ temsil ediyor…
Evlatları için “daha iyi eğitim” gailesi taşıyan ebeveynler, ‘kolej’ kartı tutmazsa eğer ‘özel okullar’ın yolunu tutacağını biliyor…
O durumda çok daha fazla ‘harç’ gerekiyor…
Ve doğrusu böylesi bir ‘harç’ ödemektense ‘haraç’ ödemeye razılar, özel ders tüccarlarına seve seve…
---
Kolej sınavlarının ardından öğretmen sendikası önemli bir ‘eleştiri’ yaptı, bir ilan yayınladı.
Sınav birincisi olarak ‘Eğitim Bakanı’nı ilan etti.
“Yıllık 60 milyonu aşan özel ders pastasının dağıtımı”ndan bakanı sorumlu tuttu.
Ve hatta müfredatların “özel ders mafyalarına teslim edildiğini” söyledi.
Dikkatinizi çekerim “mafya” iddiası ortaya koydu, sendika, Başsavcılık uyuyor hâlâ...
----
Sendikanın ‘siyasi otoroite’ ya da ‘Eğitim Bakanı’na yönelik eleştirisi haklı, mesaj çarpıcı ve yerinde…
----
Peki sendika kendisi ne yapıyor bu süreçte?
Çünkü siyasetçi popülist yaklaşıyor, kargaşadan korkuyor, seçmenini incitmiyor…
Ya sendika?
---
Özel dersi ‘kolej’ sistemi üzerinden ‘ticaret’e çeviren öğretmenler, sendika üyesi değil mi?
Bu öğretmenler aynı zamanda sendika yönetiminin de ‘seçmeni’...
Şu soru geliyor akla: Acaba sendika yönetimi de hükümetler gibi ‘popülist’ mi?
---
Güneyde inşaatta çalışan bir dostum anlatmıştı.
Sendika ‘denetime’ gelmiş bir gün.
Dikkatinizi çekerim ‘Çalışma Bakanlığı müfettişleri’ değil, sendika!..
- “Eğer başında baret olmazsa yani kurallara uymazsan o durumda biz de senin hakkını arayamayız” demiş, uyarmış.
Avrupa’daki ileri sendikacılık yapısı içinde ‘yönetmenlikleri dikkate almadığı’ gerekçesiyle sendikaların kendi üyesine yaptırım uyguladığı çok sayıda örnek vardır.
Çünkü sendika bunu yapmazsa, ‘kurunun yanında yaşın da yanması’na seyirci kalarak, çoğunluk üyesine haksızlık etmiş olur.
Çünkü böylesi yaptırımlar uygulamazsa, sendikanın, ‘siyasi otorite’ karşısında söz ve eylem gücü azalır.
Üyeleri arasında kendi iddiaları ile “mafya üyesi” isimler de varsa sendika yönetimi bundan rahatsızlık duymuyor mu?
Yani bu sendika yönetimini seçenlerden bazıları ‘mafya üyesi’ mi şimdi?
Herkes kendi elindeki ‘çamurlu topu’ bir başkasına atarak sorumluluktan kurtulmuyor.
Böyle gelmiş, böyle gidiyor, sadece...