Bazen olaylar tam da ilk anda göründüğü gibidir...

Mesela sosyal medyada geziniyorsunuz. Bir anda bir çok sayfada bir şahsın görüntüleri eşliğinde şöyle bir ilan görüyorsunuz; “DİKKAT! Bu kişiyi bulana 10 bin Dolar ödül verilecektir. İrtibat Numarası: .............

Böyle bir ilanı görünce ne düşünürsünüz?

“Bu ilanı kim vermiş” diye meraklanmaz mısınız? “Acaba bu adam ne yapmış?” demez misiniz?

Birilerinin polisi ve yargıyı devre dışı bırakıp, kendi adaletlerini sağlamaya çalıştıklarından şüphelenmez misiniz?

Bu maksatla artık insanların başlarına ödül konmaya başlandığını düşünmez misiniz?

Nitekim sizin böyle düşünebileceğinizi algılayacak tecrübeye haiz bazı medya danışmanları devreye girer ve çok geçmeden ilk andaki acemiliği telafi etmeye çalışırlar.

Bu kez nispeten daha ciddi olarak kabul edebileceğimiz haber siteleri yine malum görüntüler ve irtibat numarası ile birlikte duyurunun modifiye edilmiş bir versiyonunu yayınlarlar; “Rottweiler cinsi yavru köpeği çalan şahıs güvenlik kameralarına yakalandı. Yavru köpeğin sahibi, şahsı veya köpeği bulana 10 bin dolar ödül verecek.”

Bu küçük dokunuşla duyuru haberimsi bir şeye dönüşmüştür. Üstelik muteber olarak gördüğünüz bazı medya kuruluşları sayfalarında ve sitelerinde bu habere yer vermiş, bazı gazeteciler haberi bizzat kendileri çeşitli gruplarda paylaşmışlardır.

Böylece içinize su serpilmiş olur. İlk andaki endişeniz boşa çıkmıştır. Tuhaf tuhaf şeyler düşündüğünüz için kendi kendinize kızmaya bile başlamışsınızdır.

“Kendine gel, ortada hayırlı bir maksat var. Ne de olsa söz konusu olan yavru bir köpecik. Bu yarvrucağın hayvansever, iyi kalpli sahibi varlıklı biri olsa gerek. Kim bilir belki de evlatları küçük köpeği çok seviyor. Durum böyleyse 10 bin dolar ödül meselesi de gayet normal.”

Aklınızdan bunlar geçerken, yine de ters giden bir şeyler olduğunu hissetmeye devam edersiniz. İçinizde belli belirsiz bir şüphe sizi dürtüklemeye devam eder.

Sorular, sorular ve yine sorular;

“Bunlar köpeğin hangi bölgede, ne zaman çalındığı gibi bilgileri habere neden yazmamışlar acaba?”

“Köpeğin fotoğrafı yok muydu? Bu şekilde köpek nasıl bulunabilir ki?”

“Hem haberde “güvenlik kameralarına yakalandı” deniyor, o zaman hırsızlık görüntüleri nerede?”

“Ortada hırsızlık varsa bu adli bir mesele olmaz mı? O zaman polisin numarası neden yok?”

“Bir markette alışveriş yapan bir şahsın fotoğraflarıyla köpek hırsızlığının bağlantısını nasıl kurmuşlar? Kasaya ödeme yaparken gözüken bu adamın köpeği çalan kişi olduğunu nasıl anlamışlar?”

“O da ne?  Bu adamın kıyafeti uzun kollu, e biz Ağustos ayında değil miyiz? O zaman bu fotoğraflar yeni de olamaz!”

Ve başladığınız yere geri dönersiniz. Çünkü dediğim gibi, bazen olaylar tam da ilk anda göründüğü gibidir...

Mafya gözünüzün önünde, hiç gizleme ihtiyacı duymadan “kelle avcılığı” yapmaktadır.

Bazı medya mensupları satın alınmıştır.  Yargı devre dışı bırakılmıştır.

Görüntülerdeki şahsın hayatı tehlikedeyken, onun güvenliğinden mesul olan, adına devlet denilen aygıt ise derin bir uykudadır...