Mağusa İnisiyatifi adına Dr. Okan Dağlı dün yaptığı açıklamada, sahillerin önemli oranda ‘askerin kontrolü’ altında olduğunu belirterek, “Mağusa sahilleri savaş koşullarını yaşıyor” dedi.
YENİDÜZEN’de 10 yaşındaki bir çocuğun mektubu ve ‘dikenli tellerle kesilmiş plaj’ fotoğrafı kamuoyunda gündem yarattı.
Mağusa İnisiyatifi, “Mağusa Belediye hudutları içinde yaklaşık 16 kilometrelik sahil şeridimiz mevcuttur. Bu sahillerin yarısı Maraş kapalı alanı içindeki askeri bölgeye dahil iken, diğer yarısında ise sadece 1 kilometrelik bir kısım halka aittir” bilgisini verdi.
İşte Dr. Dağlı’nın açıklaması:
Mağusa yıllardır adeta bir çıkmaz sokak olmuştur. Turistik bölgeler Girne ve Karpaz yarımadasına kaydırılırken Mağusa, 1974 savaş koşullarını yaşamaya mahkum edilmiştir. Dünyanın hiçbir turistik beldesinde ve liman kentinde sahillerin %95’i askeri bölge veya askerin kontrolu altında değildir.
Mağusa Belediye hudutları içinde yaklaşık 16 kilometrelik sahil şeridimiz mevcuttur. Bu sahillerin yarısı Maraş kapalı alanı içindeki askeri bölgeye dahil iken, diğer yarısında ise sadece 1 kilometrelik bir kısım halka aittir. Sadece Maraş ve Glapsides bölgelerindeki Belediye Plajlarında halkın denize serbestçe girebileceği küçük bölgeler mevcuttur. Geri kalan 15 kilometreye yakın sahil şeridi, ya direk askeri bölge ya da askerin kontrolunda olup devlete ait liman ve serbest liman bölgeleridir.
Mağusa’da adanın en güzel kumsalları ve turistik yatırım alanları mevcutken ve 1974 öncesi tüm turistik aktivetinin %50’si bu bölgede gerçekleşirken, şimdilerde ancak %3-5 civarında bir turistik aktivite söz konusudur.
Dün itibari ile bölgede savaş biteli 40 yıl olmuştur. Savaş koşullarının değil sivilleşmenin bölgemizde belirleyici ve düzenleyci olması gerekmektedir. Savaş bitmiş ama sivilleşme olmamıştır.
Artık bölgemizde ve sahillerimizde sivilleşmenin zamanıdır. Sahillerimiz sivil otoriteye devredilmeli, plajlar gerçek sahiplerinin kullanımına açılmalıdır. Ülkemizde şartlar ve koşullar buna müsaittir.