Mağusa’da futbol evine dönmeli...
Kıbrıs Türk futboluna son yarım asırdır damgasını vuran kulüplerden biri de Mağusa Türk Gücü (MTG) Kulübü’dür.
Futboldaki potansiyeli çoğu zaman siyasilerin de ilgi odağı olduğundan siyasete fazlasıyla bulaşıp taraftar kitlesini gücendirdiği de çok
Kıbrıs Türk futboluna son yarım asırdır damgasını vuran kulüplerden biri de Mağusa Türk Gücü (MTG) Kulübü’dür.
Futboldaki potansiyeli çoğu zaman siyasilerin de ilgi odağı olduğundan siyasete fazlasıyla bulaşıp taraftar kitlesini gücendirdiği de çok olmuştur.
Yanlış yapılmıştır.
Ama hiçbir yanlış onu Mağusalıların gönlünden koparıp atamamıştır.
Doğduğu yer hisarın altındaki stadyumdur.
Burada maçlarını oynadığı yıllar, MTG’yi ligimizde en çok şampiyonluk kazanan takımlar listesinde en ön sıralara taşımıştır.(MTG, Canbulat Stadı’nda maçlarını oynamaya başladığı 1957/58 yılından, evini terk ettiği 1990’ların ilk yarısına kadar kazandığı 6 şampiyonlukla ligde en çok şampiyon olan takım olmuştu.)
Ama gün gelmiş kendisinin aidiyet hissi duymadığı, takımıyla ve taraftarıyla kendisini hep yabancı hissettiği Maraş’ın sınırındaki stada taşınmak zorunda kalmıştır.
Şimdilerde Mağusa Türk Gücü stadyumunda bir tadilat vardır. Geçmişte, 1960’lı yıllara kadar Mağusa Suriçi’nde yapılan yeni ve eski tüm yapılarda veya tarihi eser restorasyonlarında imzası olan Mogapgap’ın de oluru alınarak yapılan Canbulat Stadı’nda, şimdi uygulanan tadilat projesi yıllardır üzerinde konuşulduğu halde “alelacele” başlatılmıştır.
Projeyi hiçbirimiz bilmiyoruz.
Mağusa’daki sivil toplum örgütlerinden bazıları, başta MASDER (Mağusa Suriçi Derneği)’ndeki arkadaşlar olmak üzere bu yapılanlara karşı çıkıyor. Oranın stadyum olarak değil tekrardan surların öne çıkacağı bir alan olarak organize edilip düzenlenmesini istiyorlar. Eğer halı saha da yapılacaksa tribünlerin oradan kaldırılmasını talep ediyorlar.
Mağusa Suriçi terk edilmiş bir bölge gibidir. Bu proje eğer doğru yönde hayata geçirilirse, Mağusa’da tekrardan insan hareketinin artışına ve Suriçi’nin canlanmasına yol açacağı kesindir.
İnsansız bir Mağusa’nın ve terk edilmiş eski eserlerin yaşaması mümkün değildir. Siz terk ederseniz başkaları gelip bu boşluğu daha yıkıcı bir şekilde doldurur.
Ayrıca Mağusa’da heyecanını kaybeden futbolun tekrardan evine dönmesi, Mağusa Suriçi’nin tekrardan heyecanlı ve canlı bir bölge olabilmesi ile beraber, oranın bir çekim merkezi olmasını da olanaklı hale getirecektir.
Son yıllarda voleybol seyretmeye giden 300 civarındaki seyirci kadar seyirci toplayamayan Mağusa futbolu tekrardan eski heyecanlı günlerine dönme şansı da yakalayabilecektir.
Herkesin bu stadyumda birden fazla anısı vardır. Yarım asırdan fazla geçmişi olan bir spor aktivite merkezini yok saymak mümkün değildir.
“Seven a side” turnuvalarımızı, NKL futbol takımında yaptığımız maçları, tribünlerin sığmadığı atletizmlerimizi, 1. Lig’deki şampiyonluklarımızı, Türkiye takımları ile yaptığımız unutulmaz maçları hatta 23 Nisan törenlerimizin anılarını unutmak mümkün müdür?
Mağusa’da futbol artık evine dönmelidir. Ama tarihe saygı da şarttır.
Orası bir bütün olarak düşünülmelidir. Terk edilmiş mazgallar, eski silah tamir atölyeleri, kapalı duran ve çirkefe batmış hisar altları, yıkılmaya yüz tutmuş kale arkası tabya ile birlikte orası bir bütün olarak tekrardan, dünyada yeni yapılan statların mantığı olan “7/24” anlayışı ile beraber düşünülmelidir.
Toptan karşı çıkış yerine alternatifler de düşünülerek ama mutlaka eski eserlerimiz ve surlarımızın restorasyonu ile beraber orayı tekrardan ayağa kaldırmak ve terk edilmişlikten kurtarmak ve yaşatmak mümkündür.
Mağusa’da futbolun tekrardan doğduğu ve ait olduğu mekâna resmi maçlar, turnuvalar ve her türlü aktivitelerle beraber dönmesi gerekmektedir.
Yani, “haftanın 7 günü, 24 saat yaşayan” bir bölge niye olmasın MTG bölgesi!
Orda uluslararası standartlara göre yapılacak halı sahada, hafta sonları lig maçları, hafta içi antrenmanlar dışında gençlerin tüm gece boyunca oynayacağı halı saha maçlar, turnuvalar, aydınlanmış ve yaşayan surların etrafı ile beraber tekrardan düzenlenen hemen yanı başındaki Othello Kalesi’nin çevresi niye bir açılım olmasın Mağusa’nın hem futboluna hem de canlanmasına?