Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), yeni eğitim yılının başladığı bugün, Mağusa’daki Canbulat Özgürlük Ortaokulu ile Çanakkale Ortaokulu’nda yaşanan sorunları protesto için son derse girmeme kararı aldı.

Canbulat Özgürlük Ortaokulu’nda eğitim- öğretim ortamı bulunmadığı gerekçesiyle 10.00-12.00, Çanakkale Ortaokulu’nda ise Kayıt Kabul Tüzüğü’ne aykırı şekilde, kapsam dışı okuldan öğrencilerin bu okula kayıt yapılması için partizanca okul idaresine dayatmalar yapıldığı gerekçesiyle son ders saatinde grev uygulandı.

KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, Çanakkale Ortaokulu’nda yaptığı açıklamada, yıllardır birçok okulun Çanakkale Ortaokulu’ndaki gibi bir dayatmaya maruz kaldığını ileri sürerek, partizanca uygulamalarla, Bakanlık yazısıyla okullara kayıt yapılmasının dayatıldığını savundu.

Eylem, bu uygulamaların; kapsam dışı okullardan kayıtların yapılmasıyla birlikte okulların nüfusunun artmasına, sınıfların kalabalıklaşmasına neden olduğunu, diğer yandan aynı bölgedeki başka bir okulu ise kapatma noktasına getirdiğini ifade etti.

“DAYATMAYI PROTESTO İÇİN…”

Eylem, Çanakkale Ortaokulu’ndaki dayatmayı protesto için öğretmenlerin son derse girmeyeceklerini, dayatmayı bu şekilde protesto edeceklerini kaydetti.

Eylem, Canbulat Özgürlük Ortaokulu’nun durumundan dolayı bu okulda10.00-12.00 saatleri arasında veliler ve öğretmenlerle birlikte gev kararı aldıklarını belirtti.

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ ŞU ŞEKİLDE:

"Hayal Âleminde Mi Yaşıyorsunuz?

2017-2018 eğitim öğretim yılına bugün yine birçok sıkıntıyla başlıyoruz.  Bakanlığın iş bilmezlikleri, plansız programsız tadilat, tamirat ve inşaat işleri yapması, dün gece geç saatlere kadar hummalı çalışmalar sürdürmesine rağmen bugün öğrenciler, bazı  okulda çalışmaların sürmesi durumuyla, bazı okulda inşaat atıklarıyla karşı karşıya bırakılmış,  bazı okulda ise masa sandalyesiz kalmıştır. 

Bakanlık müdür, müdür muavini ve öğretmen atamalarının gecikmesine neden olmuş bazı okulların eksik öğretmenle, bazı okulların müdürsüz veya muavinsiz açılmasına neden olmuştur. Yıllardır bölüm şefi, atölye şefi, özel eğitim öğretmeni, denetmen, uzman, sekreter, hademe kadroları eksiktir ancak gereğini yapmamaktadır. Bunun yerine,  nakil tüzüğü dışında partizanca görevlendirmeler yapılmaktadır. Yapılması gereken ihtiyaç olan kadrolara münhal ilan edilip atama yapılmasıdır.

Yasa tüzük tanımazlık, bakanlık tarafından gelenek haline getirilmiştir.

Kayıt kabul tüzüğünü  çiğneyerek bazı okullara kapsam dışı okullardan kayıt yapılması için okul idarelerine baskı yapmış  listeler göndermiştir. Böylelikle bazı okulları balık istifine çevirip kalabalık sınıflar yaratırken bazılarını ise öğrenci azlığından kapanma noktasına getirmeye çalışmaktadır. Kayıt kabul tüzüğü, taşımacılık tüzüğü, disiplin tüzüğü ve daha birçok tüzükle ilgili çalışma yapılıp bunların güncel hale getirilmesi gerekmektedir.

Bu yıl, Türkiye ile beraber 9. sınıflarda müfredat değişikliği kapsamında hazırlanan kitaplar okutulacaktır. Bu kapsamda örneğin 'evrim teorisi' müfredattan çıkarılmıştır. Eğitim sisteminin içeriğinin değiştirilmesi çalışmaları, laik toplum yapımıza saldırıdır, kabul edilemezdir. Sendikamız gelen kitapları inceleyecek önümüzdeki günlerde rapor hazırlayıp kamuoyuyla paylaşacak ve parasız, kamusal, çağdaş, laik, demokratik eğitimle ilgili her türlü mücadeleyi dün olduğu gibi bugün de sürdürmeye devam edecektir. 

Biz nitelikli eğitim istiyoruz. Başka bir eğitim mümkündür. Seçmeci, elemeci sınavların olmadığı, ek derse ihtiyaç duyulmayan, her çocuğun parasız eğitim alabileceği bir eğitim . Ticarethaneye dönüşmüş özel okullar, özel dersler, özel üniversitelere ihtiyaç duyulmadan devlet okullarına yeterli ve gerekli ilgi ve yatırımın yapılmasıyla çağdaş, donanımlı bireylerin yetiştirilebildiği bir eğitim. Ve bu eğitimi hayata geçirme niyeti olan hükümetler ve yetkililer istiyoruz...

Öğrencilerin, öğretmenlerin, okul idarelerinin ve velilerin karşılaşacağı bu kadar çok sıkıntı ve sorun ortada duruyorken bunların üstünü örten, veya yokmuş gibi davranan ve her şey güllük gülistanlıkmış gibi beyanatlar vererek popülizm yapan sayın bakan ve sayın yetkililere soruyoruz: Hayal aleminde mi yaşıyorsunuz?"