Mahkeme: “Polis suçlu”
2011 yılında "19 Temmuz Olayları" diye bilinen eylemde KTHY binası önünde polis tarafından darp edilen Esen Uygaroğlu’nun polise karşı açtığı dava 8 yıl sonra sonuçlandı. Mahkeme davada Lefkoşa Polis Müdürlüğü'nü “15 bin TL” ödemeye mahkûm etti.
Devrim DEMİR
Lefkoşa'da Kıbrıs Türk Havayolları (KTHY) binası önünde 19 Temmuz 2011 tarihinde yapılan eylem sırasında polisin sert müdahalesine maruz kalan kadın eylemci Esen Uygaroğlu’nun davası sonuçlandı.
Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıç Banu Soyer huzurunda görüşülen davada, mahkeme, 2011 yılında polisin eylemlerde yaptığı müdahale ile ‘suç’ işlediğine karar verdi.
Mahkeme, Polis Müdürlüğü'nü 15 bin Türk Lirası ile bu meblağın faizini tazminat olarak ödemeye ve dava masraflarını karşılamaya mahkûm etti.
Davanın avukatlığını yapan Avukat Öncel Polili ve davayı kazanan Esen Uygaroğlu YENİDÜZEN’e konuştu.
Mücadelelerinin 2012 yılından bu yana sürdüğünü ifade ederek, ilgili polisler aleyhinde dosyanın savcılıkta olmasına rağmen hala ceza davası açılmadığını söyledi.
Esen Uygaroğlu, karardan memnun olduğunu ancak adaletin tam sağlanması için ilgili polislerin de yargılanması gerektiğini söyledi. Uygaroğlu, “Üzerinden seneler geçse de yaşadığım manevi zararı asla unutmayacağım” dedi.
Esen Uygaroğlu: “Dayak yemek çok aşağılık bir duygu”
Açtığı davayı kazanan Esen Uygaroğlu, hissettiklerini YENİDÜZEN’le paylaştı. Dokuz yılı aşkın bir süreç geçtiğini çıkan karardan memnun olduğunu ancak ilgili polislerin yargılanarak ceza alamsı halinde adaletin yerini bulacağına inandığını kaydeden Uygaroğlu, “25 senelik Üniversite hocasıyım, inandığım değerler ve bir duruşum var. O gün demokratik hakkımı kullandım, dayak yemek çok aşağılık bir duyguydu” dedi.
“Psikolojik olarak geçmedi”
19 Temmuz gününü anlatan Esen Uygaroğlu, “Ben o gün başka bir çok kadınla en önlerde duranlardan biriydim. Yaşanan olaylar sonrası kaburgalarım ezildi, 6 hafta gibi bir süre aldı iyileşmem. Kaburgalarım geçti ama psikolojik olarak hala geçmeyen çok ayrıntı var. Hatırladıkça ağlamak istiyorum, darp edilmeme rağmen Devlet Hastanesi darp raporuna ilişkin bir rapor vermedi. Benim babamda eski polisti, ahlak suçu işlenenler dayak yerdi, onun için bu olayı öğrenmek büyük şoktu. Polis o gün hiçbir suçu bulunmayan ahlak suçu işlemeyen halkı dövdü. Bu olaylar polisin hangi görev ve tanımına sığar? Polis çok eskinden güvendiğimiz bir teşkilattı ama şimdi gerçekten polis tanımını ve görevini yapsın” şeklinde konuştu.
Avukat Öncel Polili: “Darp eden polis bulunamadı”
YENİDÜZEN’e konuşan avukat Öncel Polili, 2011 yılında yaşanan olaylarla ilgili 2012 yılında Lefkoşa Kaza Mahkemesi'nde birden fazla dava açtıklarını kaydetti.
Sekiz yıllık süreçte Yüksek Mahkeme’den bazı kararların çıkmasını beklediklerini kaydeden Polili, kararlar çıkmayınca duruşmalar yaptıklarını söyledi.
Esen Uygaroğlu’nu kimin darp ettiğini tespit edemediklerini ifade eden Polili, “Bu uzun süreçte poliste Uygaroğlu’nu darp edeni tespit edemedi veya tespit etmişse bile bunu açıklamadı” dedi.
“Olaya karışan polisler rütbe aldı”
Polili, bu verilen kararda 15 bin TL’nin 10 bin TL’sinin ‘Cezalandırıcı tazminat’ olduğunu ifade ederek, “Esas mesele tazminat davalarının birçoğunu kazandık. Polisin eylemde yaptığı müdahale yasal değildi ve polis suç işledi. Lefkoşa Polis Müdürlüğü ilgili polislerle alakalı soruşturmasını tamamlayıp dosyayı Savcılığa teslim etti. Geçen bu süre zarfında polislere hala ceza davası açılmadı, bu polislerin bazıları rütbede aldı. Ortada işlenmiş bir suç olduğuna mahkeme karar verdi” dedi.
2018 yılında da polis ‘mahkûm’ edilmişti…
19 Temmuz 2011’de dönemin TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaya gelişini ve “Ankara’dan dayatılan politikaları protesto etmek amacıyla” KTHY binası önünde yapılan eylemde polis tarafından darp edilen Nevzat Hami, açtığı ‘tazminat’ davasını kazanmıştı.
Mahkeme, Nevzat Hami’yi davasında haklı bularak, polis memuru Gürsel Gündüzler’i ve Polis Teşkilatı’nı 27 bin 200 TL tazminata mahkûm etmişti.
6 eylemci beraat etmişti…
Hatırlanacağı üzere yine 19 Temmuz 2011 günü polis arasında yaşanan arbede soncunda ‘polisi darp’ ve ‘görevinden men etme’ suçundan tutuklanan ve hakkında dava açılan 6 eylemcinin lehine sonuçlanmıştı. 8 Eylül 2014 tarihinde Yargıç Hale Ahmet Raşit, 6 sanığı suçsuz bularak beraat etmelerine karar vermişti. Yargıç, özellikle dönemin Lefkoşa Polis Müdürü Pervin Gürler dahil olmak üzere davada yer alan 12 polisin çelişkili’ ifadelere yer verdiği ve tahkikat memurunun soruşturmaya yeterli özeni göstermediğini dile getirmişti.
Ayrıca “Yasal mevzuat çerçevesinde incelediğim huzurumdaki tüm şahadet ışığında 19 Temmuz tarihinde KTHY binası önünde anayasal toplantı ve gösteri ve ifade özgürlüğü haklarını kullanan sanıkların da içerisinde bulunduğu topluluğun, astığı pankartı almak için hareket eden polisin darp ve görevinden men edildiğini iddia ettiği esnada yasal görev ve yetkileri kapsamında hareket etmediği hususuna” bulgu yapmıştı.
Sanıklar Bülent Kurt, Ahmet Cenkler, Şevki Yoldaş, Salih Batak, Mustafa Keleşzade ve Nevzat Hami hakkında getirilen‘polisi darp’ ve ‘polisi görevinden men etme’ davaları, İddia Makamı’nın sanıkları mahkûm edilebilmesiyle ilgili yeterli şahadet sunamadığına vurgu yapılarak, beraat kararı çıkmıştı.
Neler yaşanmıştı?
Hatırlanacağı üzere 19 Temmuz 2011’de dönemin TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaya gelişini ve “Ankara’dan dayatılan politikaları” protesto etmek amacıyla KTHY binası önünde toplanmış, eylemcilerle polis arasında arbede yaşanmıştı. Arbede sırasında bazı eylemciler darp edilmiş, bu görüntüler basına yansımıştı.
DAÜ-SEN davayı kazandıklarını duyurdu
DAÜ-SEN de, 19 Temmuz 2011 tarihinde Lefkoşa'da, eski KTHY önünde gerçekleşen ve iki kadın üyelerinin darp edildiği eyleme ilişkin polise açılan davayı kazandığını duyurdu.
DAÜ-SEN’den yapılan açıklamada mahkemenin Polis Müdürlüğü'nü 15 bin Türk Lirası ve bu meblağın faizini tazminat olarak ödemeye ve dava masraflarını karşılamaya mahkûm ettiği belirtildi.
DAÜ-SEN’den yapılan açıklama şöyle:
“Polis kuvvetlerinin barış içinde eylem yapan insanlarımıza yönelik hunharca saldırısını yargıya taşımıştık. Saldırıda iki kadın üyemiz polisler tarafından ciddi şekilde darp edilmişti. Her iki üyemize yapılan saldırı ayrı olarak yargıya taşınmıştır. Sendikamızın hukukçusu Avukat Öncel Polili tarafından yürütülen üyemiz Esen Uygaroğlu'nun davası sonuçlanmıştır. Kıdemli Yargıç Banu Soyer yargıdan taleplerimizi haklı görerek Polis Müdürlüğü'nü 15 bin lira ve bu meblağın faizini tazminat olarak ödemeye ve dava masraflarını karşılamaya mahkûm etmiştir.
Bu cezalandırıcı tazminatın bir nedeni de Polis Müdürlüğü'nün saldırgan polislere yönelik soruşturması tamamlanmasına rağmen hala daha bir ceza davasının açılmamasıdır. Bu çirkin olaydan sonra göreve gelen 3. Başsavcı'ya çağrımızdır: Cesaretli ve adaletli davranarak söz konusu polislere ceza davası açın. Kamu vicdanının talebi budur.
Geç de olsa adalet yerini, kısmen de olsa, bulmuştur. Dava sonucunun esası açıktır: Polis Müdürlüğü sivil, barışçıl insanlara, kadınlara ve çocuklara, gençlere ve yaşlılara saldırmıştır. Bu bir eyleme müdahale değil bilinçli bir gözdağı verme uğraşıdır, saldırıdır ve Polis Müdürlüğü için utançtır. Sendikamız, sivil toplum örgütleri, aydınlar faşist saldırılardan dün korkmadığı gibi bugün de korkmamaktadır. Barış, demokrasi, adalet ve özgürlük için mücadelemiz sürecektir”.