“Mahkûm olabilir ama can taşıyordu…”
Merkezi Cezaevinde hayatını kaybeden Mithat Can Çalık’ın ailesi Cezaevi ve Bakanlık hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor: “Bu işin peşini bırakmayacağız”
ÇALIK’IN AİLESİ ATEŞ PÜSKÜRDÜ… 25 Mayıs tarihinde Merkezi Cezaevinde hükümlü tutuklu olarak bulunan oğullarını kaybeden Çalık’ın ailesi Cezaevi yönetimi ve İçişleri Bakanlığına ateş püskürdü. Oğullarının ihmal sonucu hayatını kaybettiğine inanan aile hukuk savaşı başlatmaya hazırlanıyor.
ÇALIK: “BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIM”… Mithat Can Çalık’ın kardeşi Hakan Çalık, kardeşinin sorumsuzluk neticesinde hayatını kaybettiğini, dava açmak için ülkeye gelmeye hazırlandığını kaydetti. Cezaevinde her türlü yasa dışılığın var olduğunu iddia eden Çalık, kardeşi ile sürekli cep telefonunda görüntülü görüştüklerini de savundu.
CEZAEVİNDEN FOTOĞRAFLAR… 25 Mayıs tarihinde hayatını kaybeden Mithat Can Çalık’ın ailesi, Mithat’ın cezaevinde cep telefonu ile çekip onlara gönderdiğini belirttikleri birçok fotoğrafı da YENİDÜZEN’le paylaştı…
Devrim DEMİR
Merkezi Cezaevi’nde 25 Mayıs tarihinde rahatsızlanarak yaşamını yitiren 27 yaşındaki Mithat Can Çalık’ın ölümünün yankıları devam ediyor.
Çalık’ı büyüten Meç Sağlam, yaşadıklarına hala inanmadığını oğlu gibi bakıp büyüttüğü Mithat Can Çalık’ın ölümünü başka bir arkadaşları aracılığı ile öğrendiklerini Merkezi Cezaevi yönetiminin kendilerini aramadığını iddia etti.
Mithat Can Çalık’ın aylardır iade için beklediğini kaydeden Sağlam, haftanın 7 günü Çalık’la günde iki kez telefonda konuştuklarını hiçbir rahatsızlığı olmadığını savundu, cezaevinde yaşanan bu olayı ‘Skandal ‘ olarak nitelendirdi.
Merkezi Cezaevi’nde güvenlik adına hiç bir şey olmadığını iddia eden Sağlam, Mithat Can Çalık’la cezaevinde görüntülü konuştuklarını sürekli kendisine fotoğraf attığını da savundu.
YENİDÜZEN’e konuşan Meç Sağlam, bayramın bitmesinin ardından yeniden adaya geleceklerini ve Cezaevi ve İçişleri Bakanlığı hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti.
“Olayın yaşandığı gün cezaevinden kimse bize ulaşmadı. Bu kadar mı basit orda insan hayatı, mahkûm olabilir ama can taşıyordu. Benim evladım öldü, cezaevinden kimse bizi aramadı. İstanbul’dan bize ulaşıp Mithat’ın hasta olduğu söylendi ama oğlum ölmüştü
“Sağlığı yerindeydi her gün konuşuyorduk”
YENİDÜZEN’e ulaşan Meç Sağlam, Mithat Can Çalık’ın 7 yaşındayken annesini bir trafik kazasında kaybettiğini Mithat Can ve kardeşini kendisinin büyüttüğünü onun annesi olduğunu anlattı. Meç Sağlam, evladı gibi sevdiği Mithat Can ile ölümünden bir gün önce 24 Mayıs tarihinde konuştuklarını sağlığının yerinde olduğunu bayrama iade beklediği için mutlu olduğunu söyledi.
Sağlam, sözlerine şöyle devam etti:
“Vefatından bir gün önce konuştuk. Cezaevine girdikten sonra günde iki kez olmak kaydı ile haftanın 7 günü beni arıyordu. 24 Mayıs tarihinde konuştuk, iyiydi sağlığı yerindeydi. Bayramda iade edilmeyi bekliyordu. Suç ortakları iki kişi daha vardı, birini uzun bir süre önce iade ettiler, Nazan ve Mithat hala bekliyordu. Mithat öldü Nazan da iade oldu” dedi.
Sağlam: Bize öldüğünü cezaevi söylemedi
Meç Sağlam, Mithat Can Çalık’ın ölümü ile ilgili hala şok yaşadıklarını Merkezi Cezaevi’nde yaşanılan bu olayla ilgili kimsenin kendilerini bilgilendirmediğini söyledi.
İstanbul’dan başka bir mahkûm yakınının telefoniyen kendilerine ulaşması ile Mithat Can Çalık’ın hastanede yattığını öğrendiğini de iddia etti.
Sağlam, “Olayın yaşandığı gün cezaevinden kimse bize ulaşmadı. Bu çocuk sabah yatağında hasta olduğu görüldü ve sadece yavrumu saydılar. Kimse ambulansı aramadı ölmesini beklediler. Bu kadar mı basit orda insan hayatı, mahkûm olabilir ama can taşıyordu. Benim evladım öldü, cezaevinden kimse bizi aramadı. İstanbul’dan bize ulaşıp Mithat’ın hasta olduğu söylendi ama oğlum ölmüştü.”
“Cezaevinde doktor yok, ilaç neye göre verilir?”
Merkezi Cezaevi’nde sistemin olmadığını savunan Sağlam, daha önce Mithat Can Çalık’ın kardeşinin Cezaevi’ne girdiğini ve girerken düzgün bir arama yapılmadığını savundu, içeride cep telefonunun kullanıldığını da iddia etti.
“Cezaevinde insanlara kıymet veren yok. Bir doktor yok, ilaçları kimin verdiği belli değil. Sadece gündüz değil, gece yarısı biri rahatsızlansa kim ilaç verecek kim müdahale edecek… Cezaevi insanlık ayıbını yaşıyor, dağ gibi oğlum gözlerinin içine bakarak hayatını kaybetti. Ambulansı son dakika aradılar. Çok zor bir süreç yaşıyoruz, biz oğlumuzun cenazesini 3 günde aldık. Bir kez bile göremedim onu sadece yanaklarına dokundum her yeri mosmordu” dedi.
Cezaevinde görüntülü telefon iddiası
YENİDÜZEN’e konuşan Meç Sağlam, Merkezi Cezaevi’nde her koğuşta cep telefonu olduğunu iddia ederek, Mithat Can Çalık’ın da görüntülü telefonla kendisine ulaştığını koğuştaki arkadaşları ile resim çekip kendisine gönderdiğini savundu.
Sağlam, “Cezaevinde sistem olsaydı Mithat ölmezdi, mahkûm ve tutuklular cep telefonu kullanamazdı. Bakanlık ve Cezaevi hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Mithat 11 aydır iade bekliyordu ve bayramda Türkiye’ye gönderileceği hayali ile yaşarken bize ölüsü geldi. Bunu kimsenin yanına bırakmayacağız. Sorumsuz cezaevi ve bakanlık orada yaşananların hesabını verecek. Mithat gibi başkaları da ölmesin. Ambulansı aramış olsalardı oğlum bugün yaşıyor olacaktı” dedi.
Çalık: “Kardeşimin uyuşturucu alıp almadığını bana sordular!”
Kardeşinin ölümünün ardından hukuk savaşı başlatmak için adaya gelmeye hazırlanan Hakan Çalık, kardeşinin öldüğünü cezaevi yönetiminden değil, bir mahkûmun aracılığı ile başka birinden öğrendiklerini ve tanıdıklarını hastaneye göndererek kardeşinin vefat ettiğini öğrendiğin kaydetti.
YENİDüZEN’e konuşan Hakan Çalık, “Cezaevinde yasa dışı her türlü şey mevcut. Ben kardeşimin ölümünü, başka bir mahkûmun aracılığı öğrendim. Eşyalarını almak için Cezaevine geldim İçişleri Bakanı da vardı. Cezaevi müdürünün bana sorduğu soru beni mahvetti. Kardeşimin uyuşturucu içip içmediğini sordu. Kardeşim uyuşturucu içse bile uyuşturucu o cezaevine nasıl girdi. Bunu biri bize açıklasın? Orada hemen her koğuşta mahkûmlar aileleri ile cep telefonunda görüşüyor hani denetim, burası nasıl bir cezaevi?” dedi.