Makarios’un hedefini tamamlamak Tayyip bey, Fuat bey ve Ersin beye nasip oldu maşallah!
Aralık ayının 21’i…
Sene 1963…
Öyle veya böyle, o taraftan 300 ve bu taraftan da bir o kadar adam, iki toplumu bir birine düşürdü.
Elbette temel sağlamdı.
İngiliz – Amerikan ortak menşeli, Türk – Yunan emekli beton.
Milliyetçilik betonu…
-*-*-
Giriştik!
Savaştık!
Öldük!
Öldürdük!
-*-*-
Sene 1968, “dur” dediler; “duralım” dedik…
Denktaş – Kleridis’le “çözelim” görüşmelerine başladı…
-*-*-
Ama aynı yıl yani 1968, 1969 yıllarında, “eli silah tutan askerdi”, “mücahit” derdik ve çoğunluğu terhis ettik.
Terhis olanlar işsiz kalıyordu, ne yapacaktı?
Ver elini Londra!
Hatta Avustralya!
-*-*-
Bu arada Makarios ve yönetimi, gizliden, inceden, alttan bir siyaset yaşama geçirdi…
“Buyursun gidecek olana bilet bizden, para da bizden” dedi Makarios…
Çoook insan göç etti.
Mevziden çıkıp, bulaşık başına veya ütü başına giden gençler mutlu muydu?
Bilemem!
Keyfinden gitmemişlerdi!
Ama Makarios keyifliydi!
Aileler göç etti!
-*-*-
Derken, Grivas, hastalığına ve bunaklığına rağmen hırsını yitirmemişti; EOKA B’ci gologolarla birlikte “yavaş yavaş olmaz, bir defada bu işi yapmak lazım” dedi…
Grivas öldü ama EOKA B durmadı ve 15 Temmuz 1974’te, Türkiye’ye tarihi fırsatı yarattı!
“Gel ve hepimizin ebesini sinemaya götür” dedi!
Türkiye bir geldi; bir daha da gitmedi…
Oysa, “yasal, anayasal” gitmesi şarttı; dinlemedi!
-*-*-
Makarios 1977’de göçtü…
Denktaş “gelen Türk giden Türk” dedi…
Kıbrıslı Türkler artık Kuzey’de, Kıbrıslı Rumlar Güney’deydi!
-*-*-
Kıbrıslı Rumlar, “Kıbrıs’a” da, “Kıbrıslı” kimliğine de sahip çıktı ve çoook zengin oldu.
Kıbrıslı Türkler ise hiçbir şey bile olamadı!
Biz zavallı, onlar efendi!
-*-*-
Haaaa iki toplumu bir birine düşüren milliyetçilik hiç azalmadı.
Çünkü milliyetçilikten nemalananlar hep iktidardaydı!
-*-*-
Çözüm mü?
Olmadı!
Hala inatla bekleyenler var ama Kıbrıslı Türkler yavaş yavaş tükeniyor!
-*-*-
Kıbrıslı Türkleri yavaş yavaş tüketmek kimin planıydı?
Makarios’un değil mi?
-*-*-
Makarios’un siyasi devamı biraz EDEK, biraz DİKO’ydu…
DİKO biraz daha fazla sanki…
Yıllarca uğraşmışlardı, “Kıbrıslı Türkler bitsin” ya da “yanımızda, içimizde erisin” diye!
-*-*-
Derken, Türkçü ama İngiliz vatandaşı biri Kıbrıslı Türklere lider oldu…
Makarios’un çabası en nihayet O tamamlıyor!
Congratulations Mr. Ersin Tatar…
Rum’a yama olmazdık ha!
Aha olduk!
Evine gaz satın alamayan insanlar, çocuğuna harçlık veremeyen babalar, ekmek bulamayan analar, Güney’de çalışmaya kaçıyor!
Sayenizde Tayyip bey, sayenizde Fuat bey ve Allah tuttuğunuzu altın etsin Ersin bey!
Zafer Türkündür!
Yaaaa, büyük zafer!
Tebrikler!
Helal olsun!
-*-*-
ELAM’dan başlamak üzere, DİKO’su, EDEK’, DİSİ’si, Yeşilleri, Eleni’si, Teohcharus’u şimdi fotoğraflarınızı bastırıyor; evlerinin başköşesine asacaklar!
“Biz bitiremedik Kıbrıslı Türkleri, aha bunlar bitirdi” diyerekten…
Tek tek basaraktan ve bade süzerekten…
-*-*-
Şunu da ekleyelim; “Kıbrıslı Türklerin tükenmesi”; elbette bizim için filmin sonudur…
Ama sanmasın bunun için uğraşan faşistler çok hayır edecekler!
Sanmasın bunca yıl çözümü engelleyen Rumlar çok mutlu olacaklar!
Unutmasınlar; Özker Özgür yıllar önce uyarmıştı; “biz bitersek, anlaşmak isteyip de elinizi uzattığınızda sizi yutacaklar”…
-*-*-
Yazının özeti mi?
Çözüme karşı olan herkesi, Allah bildiği gibi yapsın!
Makarios’un yavaş yavaş Kıbrıslı Türkleri tüketme hedefi, Erdoğan, Fuat Oktay ve Tatar’a nasip oldu!
Ne diyelim ki!
Maşaallah!
Müzakerelere derhal başlanması gerektiğinin önemli bir gerekçesi!
Bilmiyordum, öğrendim…
Dünya’da “suç ekonomisi” diye bir bilim söz konusuymuş…
Evet, “suç ekonomisi”…
-*-*-
Nasıl mı?
Uzmanlara veya bilim insanlarına göre, “… ekonomik yapı, tek basına suçu belirleyici unsur olmamakla beraber, işsizlik, gelir dağılımı, yoksulluk, ücret ve bunlara bağlı olgular, suç olgusunun doğuş ve gelişmesine uygun ortamı oluşturmaktadır” (Tsushima, 1996: 500).
Yine uzmanlara göre, “… Cinayet gibi şiddet suçları farklı güdülerle açıklanabilirken, hırsızlık, soygun gibi mala karşı işlenen suçlar, daha çok ekonomik unsurların etkili olduğu suç türleridir (Scorcu ve Celini, 1998:208).
-*-*-
Çalışma ve Toplum – Ekonomi ve Hukuk adlı dergide, Ahmet Yılmaz ATA, bu konuda çok ayrıntılı bir makale yazdı… Makalenin başlığı; “Ücretler, İşsizlik Ve Suç Arasındaki İlişki: Yatay-Kesit Analizi”…
-*-*-
Demek istediği veya demek istediğim şudur; “ekonomik iflas”, bir yandan göçü ama öte yandan suçu artıracaktır.
Bu gidişe doğru dürüst çözüm bulunmazsa; iflasımızın ötesinde, kaos ve ötesi yaşanacaktır…
Ve bu gidişe acil çözüm şarttır.
Ve acil çözüm, derhal müzakerelerin başlatılmasıdır.
-*-*-
Kısacası, federal çözüm hedefli müzakerelere derhal başlanması dışında bir seçeneğimiz yoktur. Çünkü gidişat, ekonomik iflasın ötesini işaret etmektedir.
Eğer özgür bir toplum, sayıca daha çok olan yoksullara yardım edemezse sayıca az olan zenginleri de kurtaramaz. (John F. Kennedy)