Maliye Bakanı Dursun Oğuz, ‘kapanma’ kararı nedeniyle Maliye Bakanlığı’nın kasasına bir haftadır para girişi olmadığını söyledi, bu ay için bütçede 400-430 milyon TL açık olduğunu belirtti.

Maliye’nin bu ayki gelir-gider tablosunu YENİDÜZEN ile paylaşan Oğuz, yıllar sonra mali açıdan ‘en zor’ dönemin yaşandığını, Bakanlar Kurulu’na 500 milyon TL borçlanma kararı ile ilgili önerge hazırladıklarını aktardı.

OĞUZ'A GÖRE MALİYE BAKANLIĞI’NDA BU AYKİ MANZARA:

• Şubat ayı için beklenen gelir 300-350 milyon TL’ydi.
• Kapanma nedeniyle 200-250 milyon TL gelir kaybı oldu.
• Bu ayki gider yaklaşık 630 milyon TL olarak hesaplandı.
• Bütçede 400-430 milyon TL açık beklentisi var.
• Maaşların borçlanmadan ödenmesi imkansız”
• 14 temaslı otelinde yaklaşık 1000 kişi, 6 'pozitif oteli'nde de 600 kişi yer alıyor.
• Güneyde çalışmak için Lefkoşa’dan 134, Mağusa’dan 53 kişi giriş-çıkış yapıp otelde kalıyor.
• Tüm bu harcamalar için Maliye kasasından günlük 500 bin TL’nin üzerinde para çıkıyor.

Ayşe GÜLER

Maliye Bakanı Dursun Oğuz, ‘kapanma’ kararı nedeniyle Maliye Bakanlığı’nın kasasına bir haftadır para girişi olmadığını söyledi, bu ay için bütçede 400-430 milyon TL açık olduğunu belirtti.

Şubat ayı için beklenen gelirin 300-350 milyon TL’den 200-250 milyon TL’ye gerilediğini ifade eden Oğuz,  bakanlığın ödemekle yükümlü olduğu mükellefiyetler ve giderlerin yaklaşık 630 milyon TL olduğuna işaret etti.

Oğuz, Bakanlar Kurulu’na 500 milyon TL borçlanma ile ilgili önerge hazırladıklarını da aktardı.

Maliye’nin bu ayki gelir-gider tablosunu YENİDÜZEN ile paylaşan Oğuz, yıllar sonra mali açıdan ‘en zor’ dönemin yaşandığını ifade etti.

Oğuz, 15 Şubat’ta açılma olsa dahi borçlanmanın şart olduğunu söyleyerek,

Maliye Bakanlığı’nın hiçbir gelir elde etmediği bir durumda maaşların borçlanmadan ödemesinin imkansız olduğunu da vurguladı.

Karantina ücretlerle ilgili harcamanın günlük 500 bin TL’ye denk geldiğini dile getiren Oğuz, ev karantinasına geçiş gibi farklı alternatifler üzerinde çalışma yapılmasının önemine değindi.

Oğuz, ‘kapanmanın’ çare olmadığını da vurgulayarak, sağlık ve ekonominin birlikte yürütülmesi gerektiğine işaret ederek, “Dünyanın hiçbir yerinde ‘tam kapanma’ ve ‘otelde karantina uygulaması’ ile ilgili herhangi bir örnek yok. Biz, bir yöntem bulduk ve ona sığındık, devam ediyoruz. Halbuki alternatifler aramamız gerekiyor” dedi.

Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin aldığı kararları almadan Bakanlar Kurulu ile istişare etmesi gerektiğine de değinen Oğuz,  “Biz onu istedik, siyasiler bunu yaptı demek toplumda güvensizlik getiriyor, kargaşaya neden oluyor” şeklinde konuştu.

Oğuz, 2020 yılından kalan, 5 Şubat’ta ödeneceği açıklansa da hayata geçmeyen bin 500 TL’lik çalışan desteğiyle ilgili kaynak sıkıntısı olmadığını ifade eden Oğuz, bu konuda 15 Şubat’tan itibaren ödeme çalışmalarının da başlayacağını açıkladı.

Ekonomik pakete yönelik eleştirilerle ilgili de konuşan Oğuz, “Mart ayındaki kapanmada 350 milyon TL’si İstihdam Destek Fonu olmak üzere 700 milyon TL ‘sıcak para’ vardı. O gün devletin imkanı daha fazlaydı. Herkesi memnun etmedi, özel sektörden gelen eleştiriler haklı” dedi.

“Gelir beklentisi 200-250 milyon TL’ye geriledi”

Oğuz, Şubat ayı için beklenen gelirin 300-350 milyon TL olduğunu, kapanma nedeniyle bunun 200-250 milyon TL’ye gerilediğini söyledi.

Bu ay bakanlığın yapması gereken bazı mükellefiyetler olduğuna işaret eden Oğuz, bunlarla birlikte oteller ve devletin hizmet satın aldığı kişilere de daha önce kesilen ve ödenmesi gereken çeklerin bulunduğunu belirtti.

Oğuz, yaklaşık 630 milyon TL giderin olacağını ifade etti, gelirlerin de 200 milyon TL düşünüldüğünde, 400-430 milyon TL arasında bütçede açık beklentisi olduğunu açıkladı.

“Çok acil ihtiyaçlar dışında, giderleri kısabilir miyiz noktasına bakacağız” diyen Oğuz, “Ama gelirlerde de önümüzdeki hafta sonu itibariyle bakanlığın açığı belli olacak” dedi.

“Çok borçlanma demek, daha fazla bütçe açığı demek…”

Oğuz, Bakanlar Kurulu’na 500 milyon TL borçlanma ile ilgili önerge hazırladıklarını aktararak, “Bu kadar büyük borçlanma yapmayacağız. Çok borçlanma demek, daha fazla bütçe açığı demek. Bunun bir faizi yüksek” dedi.

Merkez Bankası ile görüşme yaptıklarını, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ı da konuyla ilgili bilgilendirdiklerini söyleyen Oğuz, borçlanmayla ilgili yasal bir engel olmadığını kaydetti.

Oğuz, "Maliye olarak ne kadar borçlanırsak, o kadar iyi” şeklinde konuştu.

Karantinaya günde 500 bin TL’nin üzerinde ödeme…

Şu anda 14 temaslı otelinde yaklaşık 1000 kişi, 6 pozitif otelinde de 600 kişinin bulunduğunu söyleyen Oğuz, bu kişilerin masraflarının bakanlık tarafından karşılandığını aktardı.

Oğuz, bunun yanı sıra bakanlığın güneyde çalışan ve otelde kalan Lefkoşa’dan 134, Mağusa’dan da 53 kişinin de harcamalarından sorumlu olduğunu kaydetti.

Oğuz, Türkiye ve yurt dışından ülkeye gelen öğrencilerin karantina ücretlerini devletin ödediğini söyledi.

Sosyal Hizmetler Dairesi’nden maaş alanların da Bakanlar Kurulu kararı ile karantina ücretlerinden muaf tutulduğunu ifade eden Oğuz, Sağlık Kurulu kararıyla Türkiye’ye gidip, adaya dönen kişilerin de karantinaya yönelik ödeme yapmadığını belirtti.

Oğuz, tüm bu harcamaların günlük 500 bin TL’nin üzerinde olduğunu açıkladı.

“Ev karantinasına geçiş gibi farklı alternatiflerle çalışma yapılmalı”

 “Bu süreç ne kadar böyle yürütülür? Kolay değil… Yürütülecek bir sistem değil” diyen Oğuz, hastalığın hep bu seviyede seyredeceğine yönelik beklenti olmadığını, kapanma veya korunmanın vaka sayılarının gerilemesine bir etkisi olacağını ifade etti.

Oğuz, “Maliye bu hafta kapalı, hiçbir geliriniz yok. Ama bu gideri ödüyorsunuz” diyen Oğuz, bu nedenle ‘ev karantinasına’ geçiş gibi farklı alternatiflerle ilgili çalışma yapılması gerektiğini dile getirdi.

“Kapanma çare değil…”

Daha önce denetim konusunda zafiyet olduğunu söyleyen Oğuz, şu anda gerek teknolojinin kullanılması, elektronik bilezik, gerekse telefonlara mesaj gitmesi ve yerinde aramayla ilgili Başbakanlığın çalışma yürüttüğünü açıkladı.

Oğuz, bunun yanında ‘kapanmanın’ çare olmadığını vurgulayarak, “Çare; hastalığı en alt seviyede tutarak toplumsal dayanışma ile ülkenin açılması gerekiyor. Belli alanlar kısıtlanabilir. Ama ekonomiyi canlandırma anlamında mutlaka açık olmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Bir haftada Maliye’nin hiçbir geliri yok”

Bir haftalık kapanma süreci nedeniyle Maliye Bakanlığı’nın hiçbir gelirinin olmadığını dile getiren Oğuz, bu sürede mecburi giderlerin artarak devam ettiğini söyledi.

Oğuz, “İki haftalık kapanma biz de gelir anlamında bayağı beklenti düşürdü” dedi.

Sağlık ve ekonominin birlikte yürütülmesi gerektiğine işaret eden Oğuz, dünyanın hiçbir yerinde ‘tam kapanma’ ve ‘otelde karantina uygulaması’ ile ilgili herhangi bir örnek olmadığını belirtti.

Oğuz, “Biz, bir yöntem bulduk ve ona sığındık, devam ediyoruz. Halbuki alternatifler aramamız gerekiyor” diyerek, “Bugün, ‘açılalım ya da değişik alternatif arıyoruz’ demek toplum sağlığını düşünmediğimiz anlamına gelmiyor” şeklinde konuştu.

Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin dün toplandığını söyleyen Oğuz, Başbakan Ersan Saner’in Bakanlar Kurulu’nun bugün toplanması için çağrı yapacağını da aktardı.

“Biz onu istedik, siyasiler bunu yaptı demek toplumda güvensizlik getiriyor”

Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin aldığı kararları almadan Bakanlar Kurulu ile istişare etmesi gerektiğine değinen Oğuz, “Ortak noktada buluştuğumuzda çoğunluğun istediği olacak. Bazıların da feragat etmesi gerekecek. Tek ses olmamız lazım. Komite ayrı açıklama yaparsa, doktorlar ayrı açıklama yaparsa olmaz.” dedi.

Oğuz, “Biz onu istedik, siyasiler bunu yaptı demek toplumda güvensizlik getiriyor, kargaşaya neden oluyor” şeklinde konuştu.

Söylem ve mesajlara dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Oğuz, “Devlet ciddiyetinde bir erk vardır. O erke göre konuşulur. Eğer bir savunma gerekiyorsa, oranın en üst amiri cevaplar” dedi.

“Maaşların borçlanmadan ödenmesi imkansız”

Oğuz, 15 Şubat’ta açılma olsa dahi borçlanmanın şart olduğunu söyledi.

Maliye Bakanlığı’nın hiçbir gelir elde etmediği bir durumda maaşların borçlanmadan ödemesinin imkansız olduğunu vurgulayan Oğuz, “Borçlanma miktarı da maliyenin gelirleriyle alakalı yükselecek ya da azalacak. Öngörümüz bu…” şeklinde konuştu.

Oğuz, 24 Şubat’ta emeklilerin, 26 Şubat’ta da kamu çalışanlarının ödeneceğini aktararak, şu andaki öngörüye göre 400 milyon TL kaynağa ihtiyaç olduğunu yineledi.

“Yıllar sonra mali açıdan en zor dönem”

Ekonomik anlamda pandemi öncesine ulaşmanın zaman alacağını belirten Oğuz, bu süreçte sektörlerin maksimum düzeyde açık olarak, ekonomik döngü oluşmasını istediklerini söyledi.

Oğuz, “Bize göre açılma olmalıdır” dedi.

Yıllar sonra mali açıdan en zor dönemi yaşadığını da vurgulayan Oğuz, beklenmeyen giderlerde ciddi anlamda fark oluştuğunu kaydetti.

Oğuz, pandemiyle mücadele kapsamında geçtiğimiz ay 10 doktor istihdamı yapıldığını ifade ederek, 105 hemşire alımıyla ilgili de yetkilendirme yaptıklarını söyledi.

Bununla birlikte Oğuz, PCR test tedariki ile ilgili alımlar yapıldığını dile getirdi.

“15 Şubat’tan sonra bin 500 TL’lerle ilgili ödeme çalışması başlayacak”

2020 yılından kalan, 5 Şubat’ta ödeneceğini açıklansa da yapılmayan bin 500 TL’lik çalışan desteğine yönelik de konuşan Oğuz, bu tarihte fonun ihtiyacı olan 18 milyon TL ödemeyi Çalışma Bakanlığı’na yaptıklarını kaydetti.

Oğuz, Çalışma Bakanlığı’nın 5 Şubat tarihinde 2 bin TL’lik işverene yapılan katkıyı ödediğini belirterek, bin 500 TL’lik desteğin de ilgili bakanlığın kontrol gerekliliği nedeniyle yapılamadığını söyledi.

Bu ödemelerle ilgili kaynak sıkıntısı olmadığını ifade eden Oğuz, 15 Şubat’tan itibaren ödeme çalışmalarının başlayacağını açıkladı.

“Mart’taki kapanmada 700 milyon TL vardı”

Oğuz, Mart ayındaki kapanmada 350 milyon TL’si İstihdam Destek Fonu olmak üzere 700 milyon TL ‘sıcak para’ olduğunu söyleyerek, “O gün devletin imkanı daha fazlaydı. O günkü öngörü, yılsonuna kapanmadan virüsten kurtulmaktı…” dedi.

“Yeni imkanlar yaratmaya çalıştık. Bu bağlamda yaratabildiğimiz ancak bu kadar oldu” diyen Oğuz, ekonomik paketin herkesi memnun etmediğini, bu yönde özel sektörden gelen eleştirilerin haklı olduğunu belirtti.

“Ülke imkanları bugün buna imkan sağlayabiliyor. Daha çok yapılması gerekli... Atılması gereken adımlar var mıydı? Vardı…” diyen Oğuz, “Özel sektör ne kadar az hasar alırsa, serbest piyasada o kadar iyi olacak, gelirler artacak” şeklinde konuştu.