1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Maliye Bakanının Acizlik İtirafları…
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Maliye Bakanının Acizlik İtirafları…

A+A-

Uzunca süreden beri pek de parlak durumda olmayan Kıbrıs Türk ekonomisi Covid-19 etkisi ile nerdeyse tuş oluyor. O zaman da, bu zaman da, ekonominin ayağa kalkması için en önemli ihtiyacın ekonomi yönetimine güven ve yönetimde de istikrardır. Bunlar oluşmadığı sürece üretim-yatırım-pazar faaliyerleri artışında kayda değer ilerleme olmaz…

Hükümetlerin ortalama ömrünün on dört ay olması ekonomi yönetiminin istikrarsızlığına bir neden gibi görünebilir ancak aslı sorun gelen giden hükümetlerin ekonomi yönetiminde aynı tavırda ve programda olmamasıdır. CTP gelir, kendi ayakları üzerinde durabilecek bir yerel ekonomi için icraat yapmaya çalışır; UBP gelir, TC’den para alarak memleketi yönetmeyi icraat sanır. Ve sonuçta da ekonomi yönetiminde yarının nelere gebe olduğunu bilmeyen üretici ve tüketici kitleler, pazar faaliyetlerinde sadece temel ihtiyaçlar bağlamında buluşur; yani pazar faaliyetleri durağan kalır.  

Pandemi sürecinde ekonomi yönetimine güven duyma ihtiyacı daha da yüksektir, pazar faaliyetleri hem “Evde kal” uygulaması hem de düşen gelirler nedeniyle durma noktasında seyrediyor. Kapatılan işyerleri aşamalı olarak açıldıkça tüketicinin pazar faaliyetlerine katılımı ve pazara sunulan mal ve hizmetlerin tedarik zincirinin de hareketlenmesi bekleniyor… Ancak beklenen sonuç alınamıyor, alınması da olası değil… Hükümet ekonomi bağlamında verdiği sözleri tutmuyor, pandemiye karşı verdiği çabalarda da akşamdan sabaha karar değiştirip, halka sürprizler yapıyor… Dolayısıyla hükümet açmazda, ekonomi çıkmazda, yurttaş karamsarlıkta…

Doğal olarak gözler ve kulaklar hükümetin az sonra ne söyleyip, biraz daha sonra ne yapacağına odaklanmış durumda… Ve bu ortamda hükümet, örneğin Şubat ayı ortalarında, özel sektör çalışanlarına 1500 TL’ye kadar ödeme yapacağını duyurdu; reklam tarzı söylemlerle ilgililerin müracaat yapmasını istedi, Mart ayının ilk haftasında da ödemelerin yapılacağını açıkladı… Kaynağın da Maliye Bakanlığı tarafından oluşturulacağı, hükümetin bu kaynağı hazırlayacağı ifade edilmişti.

Sanıldı ki, hükümette kaynak var, müracaat eden hak sahiplerine ödeme yapılacak… Hayır, önce müracaatlar toplanacakmış… Sanıldı ki, hükümette kaynak var da başvuru süresi dolunca ödemelere başlayacak… Hayır, kaynak da yokmuş… Bunu başından söyleselerdi yadırganmazdı, anlayışla karşılardı kamuoyu; “Ne kadar kaynak gerektiğini öğrenip ona göre kaynak yaratıp ödemelere başlayacaklar” diye yorumlayabilirdi. Ama yok da Maliye Bakanı “Para yok, kaynak bekliyoruz… Ne zaman ödeneceği kaynakla ilgili. Hemen ödenmesi gerekiyor, ödenmediği zaman da amacından şaşıyor… Ne kadar erken ödenirse o kadar iyi. Kaynak bulacağız.” desindi… Ve “Maliyenin gelirlerinde düşüş var, devam ediyor. Ödemelerde öncelik sağlık konularındadır. Devletin ve diğer kurumların da talepleri var… 980 milyon TL bütçe açığı var“ diye eklesindi… O sözleri vereli daha bir ay olmadı, aklınız neredeydi, rakamlarınız neredeydi, diğer ödemelerle ilgili taahhütleriniz neredeydi de özel sektör çalışanlarına 1500 TL’ye kadar ödeme taahhüttü altında girdiniz; hem de tarih vererek?!. Kim güvensin bu hükümetin ekonomiyi yönetebildiğine, yönetebileceğine?!

Maliye Bakanı bir de demez mi ki kaynak arayışı içinde imiş; “Bu ay içerisinde gelmesi beklenen bir kaynak var. Genel çerçevede bir katkı talebimiz var, rakam söylemek istemiyorum, sonra ‘bunu istedi, bunu aldı’ gibi oluyor, olmasın” diyor… Belli ki TC’den kaynak istediler, halen beklemedeler… Ve belli ki TC’den istedikleri toplam meblağı alamayacaklarını biliyorlar da sorunları ne kadar alabileceklerini bilememekte…  Dolayısıyla rakam veremiyorlar. Bu bir acizliktir, bu bir cami avlusunda namaz çıkışını bekleyen avuç gibidir… Ve “Love Erdoğan – Erdoğan aşkına” diyerek beklemektir… Ve eğer TC’nin AKP Hükümeti talep edilen toplam meblağı vermeyecekse, bunun da iki nedeni vardır; ya onlarda da para yok, ya da KKTC Hükümeti’nin talep ettiği meblağı doğru bulmuyorlar.

Böylesine acizlik içindeki hükümete kim güvenip de, ekonomiyi ayağa kaldıracaklarına inanıp da pazar faaliyetlerinin arz ve talebini yaratanlar olarak ileriye adım atacak?! Maliye Bakanının bu acizlik içeren itiraflarını dikkate almamak pazar faaliyetlerinin aktörleri için olası değil… Bir söz de yaşamı ucuzlatma hedefini ortaya koyan Ekonomi Bakanına… Boşuna uğraşmasın; Maliye Bakanı böylesine acizlik ifadelerini kamuoyuna aktardıkça mal ve hizmetlerin fiyatı kaç yazar?! İlerisini bilemeyen ve dahi karamsarlık içinde olan yurttaş elinde avcunda olanı sırf ucuzluk olduğu için harcayacak değil ya; “Bunların yarın ne yapacağı belli olmaz” deyip sadece ve sadece zorunlu harcamalarında duracak… Ve Maliye Bakanı da devlet gelirlerinin bunun sonucunda azaldığını hiç düşünemeyip, bilemeyip acizlik ifadelerini ve avuç açma girişimlerini bir marifetmiş gibi söylemeye devam edecek…

Son söz de yurttaşlara… Bu kötü kaderi durdurmak en geç Ekim’de yapılacak olan erken genel seçimlerde olasıdır… “Love future – Gelecek aşkına”…  

 

       

 

Bu yazı toplam 1856 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar