MARAŞ BİLMECESİ
“Cumhurbaşkanını devre dışı bırakma girişimi kabul edilemez”
Bakanlar Kurulu tarafından alınan “Maraş'ta envanter çalışması yapılması” kararı, gözleri hayalet kente çevirdi. Dışişleri Bakanı Özersay “Envanter çalışması haftaya başlar. Bazı yerlerde, Kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türk yönetimi altında açılıyor olduğuna dair haberleri yer aldı. Nasıl bir açılım yapılabileceğimizi açıklamadık" derken, Başbakan "Maraş Las Vegas olacak. Dünya yıldızları yeniden Maraş'a gelecektir." diye konuştu.
Adanın iki yanında yankı bulan konuyla ilgili kesimlerin ortak görüşü: “Atılacak adımlar ‘uluslararası hukuk çerçevesinde olmalı”
Ayşe GÜLER
Bakanlar Kurulu’nun, 1974’ten bu yana asker kontrolünde kapalı tutulan, ‘Hayalet Kent’ Maraş’ta envanter çalışması yapılması kararı adanın iki yanında yankı buldu, gözler sürece çevrildi.
Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, envanter çalışmalarının hafta başından itibaren başlayacağını açıkladı, kısa sürede de tamamlanmasını planladıklarını söyledi.
Ekipte yer alacak kişilerle ilgili aklında bazı belli başlı isimler olduğunu da aktaran Özersay, “Daha önce bazı üniversitelerde, bazı bölümlerde çalışmalar yapan akademisyenler oldu. O çalışma ve isimlerden yararlanmaya açık olacağız” dedi.
Bir yanda süreç şekillenmeye başlarken, diğer yandan da alınan kararın yankıları da kamuoyunda tartışılmaya başlandı.
YENİDÜZEN’e konuşan ilgili kesimler, çalışmaların Cumhurbaşkanlığı ile istişare halinde yürütülmesi noktasında birleşti, ‘riskli’ olarak görülen karar sonrasında, uluslararası hukuk çerçevesinde adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
‘Uluslararası’ hukuk vurgusu…
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın bilgisi olmadan alınan kararı ‘Cumhurbaşkanlığını devre dışı bırakma’ girişimi olarak değerlendirdi, “Halkın yetki verdiği Cumhurbaşkanı’nın bilgi sahibi olmadan girişiminde bulunulması, hükümetin kurulmasının nedenini de ortaya çıkarıyor” dedi.
Talat, Maraş’ta envanter çalışması yapılmasının dünyanın istediği bir şey olduğunu ancak Cumhurbaşkanlığı’nın da sürece dahil edilmesi gerektiğine değinerek, “Halkın iradesi; Anastasiadis ve Akıncı’dır. Entrika ile bozulan ve kurulan hükümet halk iradesi gibi halka yutturulmaya çalışılıyor. Bu durum, KKTC’ye çok dertler açacak” şeklinde konuştu.
CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın da gerek Maraş, gerekse diğer konularda Cumhurbaşkanı ile istişare içerisinde olunması gerektiğine değinerek, “Maraş konusu, önemlidir. Kapsamlı çözüm hedefinden kaçmadan görüşülebilir. Ancak gerek burada gerekse AİHM’de de konuşulan bir konu. Böyle bir durumda, uluslararası hukuk kuralları dışına çıkılmamalıdır” dedi.
“Tek taraflı…”
DAÜ Öğretim Üyesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı, Prof. Dr Erol Kaymak da bu konuda tek taraflı alınan kararın çeşitli riskler taşıdığını belirtti.
Maraş’ta bir yanda 1960’dan kalma büyük oranda Kıbrıslı Rumlara ait taşınmaz mallar olduğunu, diğer yanda ise Osmanlı döneminden vakıf malları olduğunun iddia edildiğini hatırlatan Kaymak, “Neyin envanterini yapacaksınız? Hangi tapu, ya da iddiayı dikkate alacaksınız? Siyaseten içinden çıkılması zor…” dedi.
Öte yandan Mağusa Suriçi Derneği Başkan Yardımcısı Serdar Atai ise gönüllülerle yürütülecek envanter çalışmasının kayda değer ve güven verici olmayacağını, uzman kişilerle sürecin yönetilmesi gerektiğini dile getirerek, kurulacak olan ekibin çalışması, sürecin sağlıklı ya da sağlıksız yürüyeceğini göstereceğini de kaydetti.
YENİDÜZEN, ‘Maraş’ kararı sonrasında ilgili taraflarla görüştü, bundan sonra atılması gereken adımları irdeledi.
İLGİLİ KESİMLER NE DÜŞÜNÜYOR?
CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın:
“Cumhurbaşkanı ile istişare içerisinde olunmalı”
“Cumhurbaşkanlığı makamı, BM tarafından toplum liderliği olarak kabul edilir. Kıbrıs konusunda yapılacak olan müzakere ya da görüşmeler Cumhurbaşkanlığı bilgisinde olmalı, bunu önemsiyoruz. Gerek Maraş, gerekse diğer konularda hangi makam isterse olursa olsun Cumhurbaşkanı ile istişare içerisinde olmalıdır. Maraş konusu, önemlidir. Kapsamlı çözüm hedefinden kaçmadan görüşülebilir. Ancak gerek burada gerekse AİHM’de de konuşulan bir konu. Böyle bir durumda, uluslararası hukuk kuralları dışına çıkılmamalıdır.
Maraş konusunda envanter çalışması yapılabilir. Kime ait olduğuyla ilgili tespitler yapılabilir. Fakat karar aşamasına gelindiğinde; hem uluslararası hukuk çerçevesinde hem de istişare içerisinde konu değerlendirilmelidir. Maraş’ı açıyoruz demekle olmuyor. Yıllardır söylenen bir konu. Bu konuda BM’nin aldığı kararlar var. Çok dikkatli olunması gerekiyor.”
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat:
“Cumhurbaşkanını devre dışı bırakma girişimi kabul edilemez”
“Bu olayın birkaç boyutu var. Bir tanesi, usule ilişkin… Konu, Bakanlar Kurulu’nun aldığı karar sonucu bilgimize geldi. Bu durumdan Cumhurbaşkanın bilgisi olmadığını dün akşam öğrendim. Kıbrıs Sorunu ile ilgili siyasette, halkın yetki verdiği Cumhurbaşkanı’nın bilgi sahibi olmadan girişiminde bulunulması, hükümetin kurulmasının nedenini de ortaya çıkarıyor.
Kıbrıs sorununda Türkiye ile birlikte Cumhurbaşkanlığı dışlanarak inisiyatif alınıyor. Başbakan, Türkiye ile görüştüklerini ifade etmiştir. Bu bağlamda; Cumhurbaşkanını devre dışı bırakma girişimi kabul edilemez.
Şu anda, ne yapılacağı belli değil. Bunun ne olduğuyla ilgili bir ipucu verilmeyerek ‘bir bakalım ne var ne yok’ havası yaratılarak yapılan siyasi girişimdir. Bunun yapılmasını yadırgamam. Ancak, Cumhurbaşkanlığı’ndan kaçılarak, yapılmasını yadırgarım. Böyle bir çalışma, Cumhurbaşkanı’nın da katılımı ile yapılmalıdır. Yanlış olan Cumhurbaşkanı’nın dışlanmasıdır.
Ancak tarihte ilk kez Cumhurbaşkanın katılmadığı, Bakanlar Kurulu karar almış oldu. Bu iyi hesaplanmalıdır.
Bir tarafta Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Kıbrıs Rum toplumu var. Diğer tarafta da HP’nin çeşitli maksatlarla bazı manevralar yaparak hükümeti bozup, başka bir hükümet kurarak sözde otorite elde eden yapısı var. Bunların gücü kıyaslanabilir mi? Şu anda 4’lü koalisyon devam edebilirdi. Hükümeti, halk devirmedi ki? Entrikalarla bir parti bozdu, diğer parti kurdu.
Halkın iradesi bu değil. Halkın iradesi; Anastasiadis ve Akıncı’dır. Entrika ile bozulan ve kurulan hükümet halk iradesi gibi halka yutturulmaya çalışılıyor. Bu durum, KKTC’ye çok dertler açacak.
Macera ile mi sonuçlanacak bilmiyoruz, göreceğiz.
Maraş’ta envanter yapılması dünyanın istediği bir şeydi. Böylesine kopuk bir durum ortaya çıkınca, Kıbrıs’ın güneyi ne yapacak bilmiyoruz. Anastasiadis bu olaydan bilgili mi değil mi bilmiyoruz? Dışişleri Bakanı’nın sosyal yemekte Kıbrıslı Rum lidere bu konuda bilgi verdi mi bilemiyorum. Kıbrıs’ın güneyinin vereceği tepkiyi göreceğiz. Kıbrıs’ın güneyi Maraşla ilgili kendi istemediği bir gelişmeye yol açabileceği düşünür, tepki koyar, konuyu BM’ye taşırsa ciddi çalkantılara yol açma ihtimali de var. Bu kısmını bilmiyoruz. Bu durum, sürecin sancılı geçmesine neden olacak.”
Mağusa Suriçi Derneği Başkan Yardımcısı Serdar Atai:
“Gönüllülerle yürütülecek çalışmayı kayda değer bulmam”
“Alınan karar, bir ilk adım… Ancak çok iyi planlanması gerekiyor. Kurulacak olan ekibin çalışması, sürecin sağlıklı ya da sağlıksız yürüyeceğini gösterecek. Bu nedenle gönüllülerle yürütülecek çalışmayı kayda değer bulmam, sağlıklı ve güven verici olacağını da düşünmem. İşin en iyisini, profesyonellerini bulmak lazım… Bu konularda Amerika ve Almanya’dan, yıkılmış dökülmüş coğrafyalarla ilgili destek alınması lazım. Halk sağlığından, psikolojik desteğe kadar dönüşle ilgili neler planlanacağı ortaya konulmalı. Envanter çalışmasında, geniş bir uzman ağı olmalı. Şehir planlama, alt yapı, arıtma, enerji konularında temsil edecek, uluslararası söz sahibi olan kişiler adaya gelmeli. Bizdeki yerel uzmanlar da sürece dahil olmalı. Amerika’nın Afganistan’da yeniden imar planı konusunda çalışmaları oldu.
Bu tip yerleri rehabilite etme basit bir iş değildir. Alınan karar, yıllardır talebini yaptığım bir şeydir. Röntgenini çekmeden, ihtiyaçlarını belirlemeden adım atılamaz. Bunun yapılması gerekiyor.
En iyilerle çalışmak şart… Sürecin takipçisi olacağız.”
DAÜ Öğretim Üyesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı, Prof. Dr Erol Kaymak:
“Tek taraflı bir karar, riskler içeriyor”
“Alınan karar; tek taraflı bir karardır. Bu açıdan BM’nin nasıl tepki koyacağını bilmiyorum. Maraş ile ilgili Güvenlik Konseyi kararı var. Envanterin hangi amaç ve kapsamda olacağını ilerleyen günlerde göreceğiz. Uzman ekibe kimlerin katılacağı, kimlerin çalışacağı süreç içerisinde ortaya çıkacak. Muhtemelen diplomatik atak da yapılacak. Uluslararası kamuoyunu ikna etme çabalarına başvurulacak.
Aslında bu karar çeşitli riskler içeriyor. Cumhurbaşkanı’nın açıklama yapmaması kendiliğinden bir soru işareti. Akıncı, 5 sene önce bir kampanya yürütmüştü. 4 ayaklı bir platformundan söz etmişti.
En önemli ayağı da Maraş açılımıydı. Aradan 5 sene geçti, bu konuda güven artıcı önlemler veya bir siyaset geliştirilmedi. Ben, Cumhurbaşkanı’nın BM üzerinden girişim yapmayı hedeflediğini düşünüyorum. Derviş Eroğlu’nun Cumhurbaşkanı olduğu dönemde de Kudret Özersay, baş danışmanlık rolünü üstlenmişti. Yine aynı dönemde Maraş gündeme gelmiş, tek yanlı olarak açılmasından bahsediliyordu.
Hatta Türkiye’deki TOKİ modellerinden bahsediliyordu, değişik mülkiyet modellerine dönüştürülmesi söz konusuydu. Binaların çoğu yıkılmalıydı denilmişti. Bu tür fikirler yeni fikir değildir. Siyasete dönüşmemişti. Akıncı, Maraş üzerinden kampanya yürüttü ama gerisi gelmedi.
Şimdi, Hükümet bunu yapıyor. Bu, beklenmeyen gibi bir şey görünse de Kudret Özersay’ın gündemindeydi.
Türkiye ile bu konunun görüşülmesi normal. Çünkü Maraş, KKTC’nin yetkisinde olmayan, asker kontrolünde bir bölge. Envanter çalışması da asker üzerinden yapılır.
Maraş ile ilgili tüm çalışmalar TC üzerinden onay sürecine tabidir.
Envanter çalışması çok tekniktir. Neler yapılacağı önemli… Maraş aslında içinden çıkılacak kolay bir şey değil. Bir yandan 1960’dan kalma büyük oranda Kıbrıslı Rumlara ait taşınmaz mallar var. Diğer yandan da Osmanlı döneminden vakıf malları olduğuna dair Kıbrıs’ın kuzeyi var. Neyin envanterini yapacaksınız? Hangi tapu, ya da iddiayı dikkate alacaksınız? Siyaseten içinden çıkılması zor… BM’ye devretme modeli, mülkiyet konusunun Kıbrıslı Rumlar açısından çözülmüş olabilirdi.
Envanterden sonra ne olacak, statü mü değişecek? Statünün değişmesi için askerin çıkması, sınırların değişmesi gerek…
Hükmü geçen yönetim yok. Günü birlik kameralar önünde girecekler. Dışişleri bakanlığından bir ekip girecek. İlk kez de girmiyorlar.”
Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı Kudret Özersay:
“Çalışmalar hafta başında başlayacak”
Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı Kudret Özersay Maraş’taki envanter çalışmalarının büyük ihtimalle, hafta başından itibaren başlayacağını açıkladı, kısa sürede de bunun tamamlanmasını planladıklarını söyledi.
Ekipte yer alacak kişilerle ilgili aklında bazı belli başlı isimler olduğunu da aktaran Özersay, “ Daha önce bazı üniversitelerde, bazı bölümlerde çalışmalar yapan akademisyenler oldu. O çalışma ve isimlerden yararlanmaya açık olacağız” dedi.
Özersay, Maraş’a yönelik atılan adımın Kıbrıs’ın güneyinde ‘olumlu’ bir ses getireceğini dile getirdi.
Dün sabah Haber Kıbrıs’ta açıklamalarda bulunan Özersay özetle şunları söyledi: Kapalı Maraş, geçen süre zarfında hayatımızın bir nevi askıya alınmasının, statükonun bir sembolize olmuş hali gibi orada duruyor.
Çok şey söylenmesine rağmen, yapılması mümkün olmadı. 2015’te ben de bir takım görüşler ortaya koymuştum, Kıbrıs Türk yönetimi çatısı altında açılması konusunda. Bazı yerlerde, Kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türk yönetimi altında açılıyor olduğuna dair haberleri yer aldı. Nasıl bir açılım yapılabileceğimizi açıklamadık. O bölgeyle ilgili gerçekten bu işten anlayan bir ekip oluşturup, tapu bağlamında, taşınmaz malların kimlere ait olduğu tespit edilmeli. Uzun yıllardır devam eden, siyaseten istismar edilen unsurlar var. Vakıf malları ile ilgili doğru tespitler yapılmalı. 1974’ten önceki Kapalı Maraş sakinlerinin hakları yok demiyoruz. Bunlara saygı göstererek adım atacağız.
Soru işareti kalmış, belirsizlik içerisinde kalmış konu bilimsel veriler çerçevesinde tespit edilecek. Bu sadece tapu üzerinden yapılacak çalışma olarak algılanmamalı. Fiziken ve fiilen alan içerisine girilecek, çalışma yapılacak. Bu kadar yıldan sonra bazı binalar, yapılar ne durumdadır? Kullanılabilir durumda mı yoksa yıkılması mı gerekiyor, bunların tespiti gerekiyor. Alt yapı, elektrik, kanalizasyon itibariyle ne durumdadır bunlara bakılmalı. Bir sonraki aşamasında atılacak adım, bu veriler çerçevesinde olacak.
Bu kararın siyasi komplikasyonları olmaz, uluslararası hukuka daha da yakınlaştıracak bir adımdan bahsediyoruz. BM kararlarına bakıldığında, esas vurgu eski sahiplerinin oraya dönmesi ile ilgilidir.
Uluslararası hukuk doğrultusunda adımdan bahsediyoruz. Bu çalışmanın ertesinde nereye evrileceğini Bakanlar Kurulu’nda görüşmeden hükümet adına bir şey söyleyemem. Güven yaratıcı önlem olarak, Maraş’ın açılmasını müzakere etme şeklinde düşünmüyoruz. Kademeli olarak sivil hayatın bir parçası olacak şekilde, uluslararası hukuk dikkate alarak, ölü alanların hayata dahil edilmesi için adım atıyoruz. Mimari, şehircilik ve mülkiyet anlamında ciddi çalışma yapılması gerekiyor. Büyük ihtimalle, hafta başından itibaren çalışma başlayacak, olabildiğince erken tamamlamak istiyoruz. Aklımda belli bazı isimler var. Daha önce bazı üniversitelerde, bazı bölümlerde buna dair, doğrudan o alana girmeksizin bazı çalışmalar yapan akademisyenler oldu. O çalışma ve isimlerden yararlanmaya açık olacağız. Bu alanda atılacak adım, Kıbrıs Rum tarafında olumlu bir ses getirir.”
Süreç nasıl işleyecek?
Maraş ile ilgili karara göre; envanter çalışması için uluslararası alanda faaliyet gösteren isimlerden de yararlanılarak ekip oluşturulacak.
Kapalı Maraş’ta yer alan tapu kayıtları, taşınır ve taşınmaz mülklerin durumu, Vakıf mallarının saptanması, alt yapının durumu, çevre açısından risk taşıyan unsurlar gibi hususları içerecek kapsamlı bir envanter çalışması yapmakla ve bunu Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı’na raporlamakla görevlendirilecek.
Envanter çalışması sonucunda yapılacak raporlama ertesinde ortaya çıkacak verilere dayalı olarak bundan böyle atılacak olan adımlar da daha sağlıklı şekilde değerlendirilebilecek.
Envanter çalışması sonrasında, kapalı Maraş’ın eski sakinlerinin ve Vakıflar İdaresi’nin mülkiyete dair hak ve menfaatlerine halel gelmeyecek şekilde hareket edilecek.
Hukuken KKTC toprakları içerisinde askeri bölge statüsünde olan kapalı Maraş’ta oluşturulacak olan ekibin çalışma yapabilmesi için Bakanlar Kurulu özel bir karar üreterek fiilen çalışmanın yapılmasının koşullarını hazırlanacak.
Bu çerçevede yapılacak olan bilimsel çalışmaya gönüllü olarak katkıda bulunmak isteyen isimlere de önümüzdeki haftalarda genel bir çağrı yapılacak.
2014’te de gündeme gelmişti
Hatırlanacağı üzere; 2014 yılında da Maraş’ın BM teknik ekibinin incelemesine açılması gündeme gelmişti.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in Kıbrıs ziyareti öncesinde adada Maraş ile ilgili ciddi mesai harcanmıştı.
Dönemin Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Biden ile yaptığı görüşmede güven artırıcı önlemlerden konuşulduğunu ancak Maraş konusunun açılmadığını söylemişti.
Söz konusu dönemlerde Cumhurbaşkanlığı’na aday olacağını açıklayan Özersay, müzakerelerin askıya alındığı böyle bir dönemde kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türk yönetimi altında açılarak eski mal sahiplerine bazı şartlara bağlı olarak mal iadesi yapılabileceğini açıklamıştı.