Savva’nın figürleri gün yüzüne çıktı
1964’te çizilen eserler, Maraş’ta tarihe ve yıkıma meydan okuyor
İkonik sanatçı Savva’nın on iki eseri 46 yıl sonra Perroquet Gece Kulübü’nün karanlık bodrum katında hâlâ canlı renklerini koruyor.
Eleni Papadopoulou - Marina Christodoulides
Asker kontrolündeki Maraş (Varosha)’da 1964 yılında çizilen, Kıbrıs modern resim sanatının temsilcilerinden Christoforos Savvas'a ait eserler, bir zamanlar Perroquet Gece Kulübü'nün faaliyet gösterdiği karanlık bodrum katında kendini koruyor.
Kırk altı yıl sonra, Esperia galerisine yayılan devasa bir amber çiçeği altında on üç rölyef, bugün dahi Varosha’nın referans noktalarından birini oluşturuyor.
Dikokratias Sokak'ta yer alan Esperia; hotel, ofis, daireler ve bodrum katındaki Perroquet Kulübü'yle unutulmaz karma mekânlardan biri olarak hafızalara kazındı.
Christophoros Savva'nın çalışmalarının Perroquet Gece Kulübü'nün duvarlarında yer aldığı biliniyor; Savva'nın günde sadece 2 sandviç ve 10 şilin talep ederek projeyi birkaç ayda tamamladığı da yıllarca konuşuluyordu.
İş adamı ve mekanın sahibi Avgerinos Nikitas, bu özel eseri anılarında şöyle paylaştı: "(Savva) 1964'te buraya şort ve beyaz tişörtüyle geldi ve kendini tamamen resme adadı. Sabah saat 6'da çalışmaya başlıyordu ve geceleri bile çalıştığını hatırlıyorum."
Bay Nikitas'a insanların bu sanat eserlerini nasıl karşıladıkları soruldu, o dönemlerde böylesi dokunuşlar emsalsizdi. Nikitas, “Başkalarının görüşlerinden çok daha önemlisi, benim onları sevmem yeterliydi” dedi.
Dimokratias Sokağı'ndaki Perroquet Gösteri ya da Gece Kulübü 1965'te açıldı. Avgerinos Nikitas bugün 93 yaşında ve iki kızı Elena ve Katia ile Limasol'daki oteli Chrielga'nın verandasından Perroquet'deki yaşamı anıyor.
"Buranın müdavimleri öncelikle Mağusa'nın varlıklı çiftleriydi ve daha sonra da güçlü orta sınıf. Canlı müzik, dans ve iyi yemek sunan tek gece kulübüydü. Buraya düzenli gelen diğer müşteriler, Larnaka, Limasol ve Lefkoşa'nın yüksek sosyete üyeleri, ayrıca turistlerdi. Bütün Kıbrıs'ta tanınmış bir yerdi.”
Parrquet'in küçük yarım daire sahnesinde, dönemin birçok ünlü ismi sahne aldı.
“Müzisyenler genellikle apartmanın arkasındaki evlerde kalırdı. Ulaşım, konaklama ve yiyecek giderleri Perroquet tarafından karşılanırdı ve ayrıca her müzisyene günde 3 pound ödenirdi. Canlı müziğe ek olarak bu mekanda karnaval dansları ve etkinlikler de düzenlenirdi.”
Perroquet, Bay Nikitas'ın Mağusa'da otelcilik işine girmeye karar verdiği 1973'e kadar faaliyetlerini sürdürdü. Daha sonra mekan iki İngiliz'e satıldı.
Sonra savaş geldi. Perroquet Gece Kulübü’nün duvarlarındaki eserleri savaş da silemedi. Nikitas ailesi, Kültür Dairesi'ne bir mektup göndererek bu eserleri halk yararına bağışlamak istediğini belirtti.
İki Toplumlu Kültür Teknik Komitesi'nin girişimleriyle bu eserlerin de geri alınışı mümkün olabilir. Ancak Komitenin Kıbrıslı Rum Eşbaşkanı Androulla Vassiliou, bunun şu anda zor bir görev olduğunu söyledi: “İki Toplumlu Kültür Teknik Komitesi'nin Kıbrıslı Türk üyeleri istifa etti ve yeni üyeler atanana kadar -eğer atancaklarsa- bu konuda daha ileri bir adım atamayız.” (YD / Politis)
Perroquet'in içinde, ana sanat eseri, sahnenin sağına ve girişin soluna fon olarak yerleştirildi. Elimizdeki tek arşiv fotoğrafı bu eserin önünde çekildi ve bugün hâlâ bozulmamış durumda. Eser 6 metreye 2 metre boyutundadır. Duvarlarda başka eserler de var ki bunlar oturma alanı ile restoranı ayırmak için konulmuş. Ana sanat eserinin teması mekanın kullanımını yansıtır.
Sol tarafta bir grup müzisyeni tasvir eden Kübist yanlısı figürlerden oluşan bir kompozisyon ve sağda boş zamanlarında kadın figürleri ile Perroquet'in genç, evlenmemiş kadınlarını görüyoruz.
Savva’nın, Maraş (Varosha)’daki duvar resmini, ressam, İki Toplumlu Kültür Teknik Komitesin’nin eski üyelerinden Ruzen Atakan yorumladı
“Bu yaralı ve esir kent geçmişiyle inanılmaz bir direniş örneği gösteriyor”
“Maraş’ta çok fonksiyonlu ESPERIA binasının içerisinde sanatçı Christophoros Savva tarafından yapılan bir duvar resminin bulunması, beni arkeolojik bir keşif kadar heyecanlandırdı. Bu resim öncelikle kayıt altına alınıp korunmalı”
Savva’nın, Maraş (Varosha)’daki duvar resmini, ressam, İki Toplumlu Kültür Teknik Komitesin’nin eski üyelerinden Ruzen Atakan, YENİDÜZEN için yorumladı.
“TOKİ’nin buldozerleri, Maraş’ın geleceğini dümdüz etmeye hazırlanırken, bu yaralı ve esir kent geçmişiyle inanılmaz bir direniş örneği gösteriyor. Onca yağmaya rağmen Maraş’ta yeni güzellikler ortaya çıkmaya devam ediyor.
Maraş’ta çok fonksiyonlu Esperia binasının içerisinde sanatçı Christophoros Savva tarafından yapılan bir duvar resminin bulunması, beni arkeolojik bir keşif kadar heyecanlandırdı. Bu resim öncelikle kayıt altına alınıp korunmalı. Maraş üzerinde yürütülen tuhaf siyasetin nasıl sonuçlanacağını kestirmek mümkün değil. Eğer kent gerçek sahiplerine iade edilirse Savva’nın duvar resmi Esperia binasında yaşamaya devam edecek. Eski sakinleri Maraş’a yerleşemeyecekse, Savva’nın duvar resmi, uygun teknolojik bir projeyle
Kıbrıs Rum toplumuna iade edilmeli. Akıncı ve Anastasiadis’in inisiyatifiyle görev yapan İki toplumlu Kültür Teknik Komitesi’nin eserleri karşılıklı iade pratiği, aslında benzer durumlarda ne yapılması gerektiğini göstermiştir. Gerçek sahiplerine iade edilen 219 sanat eserinin Kıbrıslı Rum toplumunda yarattığı heyecanı hiçbir zaman unutamayacağım. Şimdi Maraş’ta ortaya çıkarılan duvar resminin gerçek sahiplerine iadesinin de benzer bir heyecan yaratacağına, savaşın toplumlarda yarattığı travmaları bir nebze hafifleteceğine inanıyorum. Resmin iadesi, ayrıca son zamanlarda Maraş’ın gerçek sahiplerinin acılarını kışkırtan sorumsuzların etkisini de azaltacaktır.”