Maraş’ta yapılacak toplantıya tepkiler artıyor
Türkiye Barolar Birliği tarafından 15 Şubat’ta düzenleneceği açıklanan “Hukuki, Siyasi ve Ekonomik Yönleri ile Kapalı Maraş Açılımı” toplantısına tepkiler gelmeye devam ediyor.
Mağusa İnisiyatifi: “Toplumların barışma iradesini çatışmacı bir dil ile dönüştürmek ve yapay bir gündem yaratarak siyasi çıkar devşirmek üzere yapılan bu eylem çözümsüzlük siyasetinde yeni bir dönem açma çabasıdır”
TDP: “Kıbrıs Türk halkı için önemli bir konuda düzenlenecek toplantıya Cumhurbaşkanı ile muhalefetteki siyasi parti temsilcilerinin davet edilmemesinin hiçbir mazereti yoktur, olamaz da. Hükümetin Maraş konusunda Cumhurbaşkanlığı’nı ve siyasi partileri dışlayarak yol almaya çalışması kabul edilemez vahim bir hata olacaktır”
Kapalı Maraş’ta Türkiye Barolar Birliği’nin Cumartesi günü düzenlenecek toplantısı ile ilgili Mağusa İnsiyatifi açıklama yaptı.
Mertkan Hamit imzalı, “Asker kontrolü altında bulunan bu yasak bölgede, Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen, belirli bir siyasi kesimin katılımını amaçlayan ve diğerlerini dışlayan toplantının ‘uluslararası hukuk’ kapsamında karar üretebilme kapasitesi, yetkisi ya da amacı olmadığı görülmektedir” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, “Toplumların barışma iradesini çatışmacı bir dil ile dönüştürmek ve yapay bir gündem yaratarak siyasi çıkar devşirmek üzere yapılan bu eylem çözümsüzlük siyasetinde yeni bir dönem açma çabasıdır” denildi.
İşte Mağusa İnisiyatifi’nin açıklaması:
Mağusa İnisiyatifi, Kapalı Maraş’ı toplumların barışması için bir fırsat olarak değerlendirmektedir. Bu şekilde ulaşılacak bir barış ise Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum toplumlarına askeri güç kullanılarak kapatılan bu bölgenin öncelikle evlerini geride bırakan insanların erişimine, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararları temelinde açılması ile mümkün olabilir. Bu yaklaşım belki de Kıbrıslı toplumların birbirlerini dinlemesi, anlaması, özür dilemesi ve affetmesi için sahip olduğumuz en büyük şanstır.
Asker kontrolü altında bulunan bu yasak bölgede, Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen, belirli bir siyasi kesimin katılımını amaçlayan ve diğerlerini dışlayan toplantının ‘uluslararası hukuk’ kapsamında karar üretebilme kapasitesi, yetkisi ya da amacı olmadığı görülmektedir. Toplumların barışma iradesini çatışmacı bir dil ile dönüştürmek ve yapay bir gündem yaratarak siyasi çıkar devşirmek üzere yapılan bu eylem çözümsüzlük siyasetinde yeni bir dönem açma çabasıdır. Kaba güç ve anti demokratik eylemliliği siyasi ranta çevirme pratiği ancak savaşlara zemin hazırlayabilir.
Kapalı Maraş salt teknik bir kent sorunsalı olarak da sunulmaktadır. 45 yıldan fazla bir süredir kendi haline terk edilen kent altyapısı ve binaları büyük oranda işlevini yitirmiştir kabulü ile Mağusa’nın önemli parçası olan Maraş boş bina stoku gibi gösterilmektedir. Ancak bu durum Maraşlıların ve Mağusalıların hafızalarında capcanlı yaşayan bir bütün kentten vaz geçmek için yeterli değildir ve böylesi teknik görüşleri haklı çıkarmaz. Bu yönde oluşacak çok disiplinli ve her iki toplumun temsil edildiği ekipler kenti ve kaybettiğimiz kentlileri geri kazandırabilir, yeniden bir araya getirebilir. Böylesi bir yaklaşım, yakın çevremizde süre gelen çatışma geçirmiş ve geçirmekte olan kentler için örnek teşkil edebilir.
Yıllardır yürütülen görüşmelerde birçok yönü ile tartışılmış ve BM kararlarının temelini oluşturan Federal Kıbrıs çerçevesi barışın ortak zeminidir. Federal ortaklığımızı bugünden başlayarak kurgulamak üzere Maraş için inisiyatif olarak yıllardır yürüttüğümüz çalışmaların ve açıklamaların arkasındayız.
Özyiğit Maraş toplantısını değerlendirdi
“Maraş toplantısı tamamen siyasi temeller üzerine kurgulandı”
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, 15 Şubat’ta Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenleneceği açıklanan “Hukuki, Siyasi ve Ekonomik Yönleri ile Kapalı Maraş Açılımı” toplantısının, siyasi temeller üzerine kurgulanmış bir içerikte olduğunu savundu.
Özyiğit yazılı açıklamasında, “Toplantının düzenleneceği yer, katılımcılar ve davet edilmeyenler dikkate alındığında, bu toplantının tamamen siyasi amaçlı düzenlendiği açık ve net olarak ortadadır. Dışlama taktiklerinin ve bu tür akıl oyunlarının bu toplumda artık yerinin olmadığı yalın bir gerçeklikken, halen bu tür işlerle uğraşılmasını anlamak mümkün değil” dedi.
Toplantının hem zamanlama, hem de katılımcılar olarak dikkate alındığında belirli bir siyasi düşüncenin yansıması olacağının çok rahatlıkla öngörülebileceğini ifade eden Özyiğit, “Kıbrıs Türk halkı için önemli bir konuda düzenlenecek toplantıya Cumhurbaşkanı ile muhalefetteki siyasi parti temsilcilerinin davet edilmemesinin hiçbir mazereti yoktur, olamaz da. Hükümetin Maraş konusunda Cumhurbaşkanlığı’nı ve siyasi partileri dışlayarak yol almaya çalışması kabul edilemez vahim bir hata olacaktır” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığının görev ve yetki alanı içinde yer alan Maraş konusundaki bir toplantıda Türkiye’den bazı yetkililer ile Başbakan ve Yardımcısı konuşma yapacakken, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın çağrılmamasının toplantının zemini ve içeriği hakkında işaret olduğunu ileri süren Özyiğit, “Müzakereleri yürüten ve uluslararası anlamda tanınan toplum lideri ile kendilerinden farklı düşünen siyasi partileri dışlamak kime ne kazandıracaktır, anlamak mümkün değildir. Belli oluyor ki bu toplantı belirli siyasi amaçlar uğruna düzenlenmiştir. Başbakan Tatar ile Başbakan Yardımcısı Özersay bu durumu nasıl kabullenmişlerdir. Bu işlerin ‘Uluslararası hukuku dışlayarak ‘ben açtım’ demekle olmayacağını bilmiyorlar mı, yoksa onlar da bu planın birer parçası mıdırlar?” dedi.
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Kapalı Maraş konusunda atılacak adımlarda Birleşmiş Milletlerle uyumlu ve uluslararası hukuk içinde davranmak gerektiğini de vurguladı.
Maraş konusunda uluslararası hukuk dışında atılacak adımların mümkün olmadığını belirten Özyiğit, bu konuda alınacak her kararın çözüme katkı sağlar nitelikte olması gerektiğini, aksi yönde atılacak adımlar neticesinde ise bundan Kıbrıs Türk halkının zararlı çıkacağını savundu.
Özyiğit açıklamasında ayrıca, toplantıya katılmayacağını açıklayan K. T. Barolar Birliği Başkanı’nın bu olumlu tavrını selamladıklarını da ifade etti.