Olay dün akşamki Kanal SİM ana haberde patlak verdi.
Hikaye oldukça enteresan…
Meğer Kuzey’de mal bırakmış bir Maronit’e ait taşınmaz malı bizim KKTC devleti bir Kıbrıslı Türk’e 'eşdeğer' diye satmış!
Oysa Maronit mallarına koçan vermek, alıp satmak KKTC Anayasası'na göre mümkün değil.
Konu 1980’li yıllarda yapılan bu satış meselesine kadar geri sarıyor.
Sözü edilen mal, Lefkoşa’nın en işlek caddesindeki, herkesin iyi bildiği FİNA adlı petrol istasyonu!..
Alptürk ailesi tarafından uzun yıllardır işletilen FİNA iki ayrı arsa üzerine kurulu… Arsalardan biri başka şahıslardan alınmış, sorunu yok. Diğer arsa ise sorunlu. Çünkü Kıbrıslı bir Maronit’e ait…
Devlet 1980’li yılların ortalarında, ‘eşdeğer’ karşılığı bu malı Alptürk ailesine satmayı bizzat kendisi teklif etmiş!
Aile, “Bize Rum malı diye verdiler. Biz de elimizde ne kadar puan varsa derledik, yetmedi, başka mülkümüzü verdik de burayı satın aldık” diyor.
Zaten Taşınmaz Mal Komisyonu kuruluncaya kadar FİNA arazisi herhangi bir sorun teşkil etmemiş. Mesele, mal sahibinin varisleri 2000’li yılların başında oluşturulan komisyona başvurunca anlaşılmış.
Taşınmaz Mal Komisyonu, malına sahip çıkan mirasçılara yanıt vermeden önce Başsavcılık’tan görüş almış. Demiş ki Komisyon, “Bu malla ilgili bizim yetkimiz yoktur. Zira Maronit mallarına tapu çıkarılamaz. Dolayısıyla tapu verilmeyen bir mal bizim komisyonca tazmin, takas ya da iade edilemez.”
Bu aşamadan sonra Maronit aile mahkemeye başvurmuş. İlk açılan davalardan sonuç alınamamış. Avukat değiştirilmiş, dava farklı şekilde açılmış: Tazminat, takas ve tapunun kırılması (koçan iptali) talep edilmiş.
Alt mahkeme sonrası konu Yüksek İdare Mahkemesi’ne intikal etmiş. Bu aşamadayken Başsavcılık hükümeti uyarmış: “Bakın davacılarla uzlaşmaya çalışın, yoksa çok yüklü bir tazminat ve/veya iade kararı çıkacak” mealinde bir görüş vermiş Başsavcılık…
Bakanlar Kurulu 2016 yılında oturup bu konuyla ilgili bir de karar üretmiş ve bazı bakanlıklara ‘bu işi halledin’ talimatı vermiş.
Sonuçta 2019 Nisan ayında taraflar mahkeme huzurunda 560 bin Sterlin ödenmesi hususunda uzlaşıya varmışlar.
O tarihten sonra davacı Ninos Andoni Yiamakis, Maliye Bakanlığı’nın bu parayı ödemesini beklediyse de, ödeme yapılmamış.
Anlaşılan o ki devletin bürokratları ‘yasal olmayan bir tapuya nasıl tazminat ödeneceğini’ çözememişler.
Konu İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’a intikal edince, bakan ile Başsavcılık arasında gerilimler olmuş.
Sonra konu Başbakan Ersin Tatar’a iletilmiş. O da Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu ‘konuyu incelemek üzere’ görevlendirmiş.
Tüm bunlar olup biterken mahkeme kararına uyulmaması ve sürecin uzatılması nedeniyle davacılar ‘haciz’ talebiyle mahkemeye başvurmuş.
İcra memurları geçenlerde İçişleri Bakanlığı’na giderek haciz kararını Bakan Baybars’a iletmişler.
Dün akşam Kanal SİM'e konuşan Bakan Baybars konuyu -tabiri caizse- kucağında bulmuş. Hükümet olarak 'çıkış yolu' aramaya devam ettiklerini söylüyor Ayşegül Baybars...
KKTC Devleti adına İçişleri Bakanlığı 560 bin Sterlin, yani yaklaşık 4 milyon TL’lik hacizle karşı karşıya…
Rakam devlet için çok büyük değil belki ama olay her yönüyle buram buram ‘çözümsüzlük çözüm olamaz’ kokuyor!
Konu nasıl mı sonlanacak?
Ben bilmiyorum.
Sanırım hiç kimse bilmiyor.
Bilen olsaydı eğer, devlet haczedilecek noktaya gelmezdi herhalde!..