Marshall Berman
Marshall Berman
Cansu Nazlı
[email protected]
Expres yolların gölgesinin üstüne düştüğü 1950'li yılların Bronx çocukluğunun Yahudili, italyan, İrlandalı, İspanyol ve Siyah biraradalığından oluşan mahallesini, yani yuvasını yitiren Marshall Berman, yıkım manzaraları eşliğinde pervasız acımazlığın her tür modern hayaletini anladı. Tarih ve kültürel mitolojilerde yer alan tiranların yıkıcılıklarını andıran bu yeni yıkıcılığın dinamosunun itibar arzusu bulaşmış enerji yoğunlaşması olduğuna inandı. Modern hayata özgü hüzünleri hissetti. Sükunetin kovuluşuna eşlik eden "insanlara duyulan sevginin gerçek insanlara duyulan nefretle birlikte gitmesinin modern politikanın ölümcül tersliklerinden biri" (Katı Olan Herşey Buharlaşıyor, İletişim Yay, 1994, s.388) olduğunu, her kapitalistleşen şehirde, XIX. yüzyılın Paris'inde ve St. Petersburg'unda ve XX. yüzyılın New York'unda ortaya çıkarırken edebi metinlerden, resimlerden, felsefeden, sokak danslarından ilham aldı. En çok da Karl Marx'tan...
Sokağı, mahallesi ve kamuları olsun diye "zorla" inşa edilen kentlerin otoyol, çiftyol, kenar mahalle apartman bloklarıyla yeniden tahrip edilişinin hikayesini anlattı ve bu hikaye, kentsel ortamın modernleşmesiyle modernist sanat ve düşüncenin gelişimi arasındaki diyalektik etkileşimin hikayesiydi. Kıssadan hissesi ise modernist bir muhalefetin söz dağarcığını oluşturma sürekliliğiydi. Geçmişin hayaletleri ile baş edebilmek ve geçmişi yeniden yaratmak için ruhların eşelenmesine duyulan gereği devrimleri kaçırmamak olarak niteledi. Bahçesindeki yeşil ağacını kaybetmek istemeyenlerin meydanında kendini evinde hissetmek için yazan ve savaşan Berman hep hatırlanacak.
Eser Köker, 18 Eylül 2013, 00:03, Esat , Ankara