Maşera ormanına cüzdanında kimlik kartıyla gömülmüştü…1
Kayıplar Komitesi’nin Maşera ormanında 2011 ile 2012 yıllarında yürüttüğü kazılarda onlardan geride kalanların bulunduğu yedi “kayıp” Kıbrıslıtürk’ten “kayıp” Abdullah Haşim önümüzdeki Cuma günü toprağa veriliyor.
4 Mart 1964’te Lefkoşa-Larnaka yolundan Fahri Ahmet Hüdaverdi’yle birlikte kaçırılarak “kayıp” edilen Abdullah Haşim bu gruptan ilk defnedilecek olan DNA testleriyle kimliği tespit edilmiş olan ilk “kayıp” oluyor. “Kayıp” Abdullah Haşim’den geride kalanlar, 30 Ocak 2015 Cuma günü saat 10.00’da Girne Nurettin Ersin Paşa Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından Karaoğlanoğlu (Ayyorgi) Mezarlığı’na defnedilecek. Askeri törende, “kayıp” Abdullah Haşim’in oğlu Ahmet Tınaztepe de bir konuşma yapacak.
Abdullah Haşim ile Fahri Ahmet Hüdaverdi 4 Mart 1964’te Larnaka Bahçalar (Pervolia) köyünden ayrılarak Lefkoşa’ya sebze götürmüşler, bu sebzeleri sattıktan sonra Larnaka’ya dönerken yolda kaçırılarak “kayıp” edilmişlerdi… Abdullah Haşim, Fahri Ahmet’in kızkardeşi Münevver hanımla evliydi, yani bu iki “kayıp” akrabaydılar…
Dün akşam saatlerinde görüştüğümüz Ahmet Tınaztepe, “kayıp” babasından geride kalanların bulunup aileye defnedilmek üzere verilecek olmasından memnuniyetini dile getirdi. Maşera ormanında cüzdanıyla, cüzdanının içinde kimlik kartıyla gömülü olarak bulunan “kayıp” Abdullah Haşim, Münevver hanımla evliydi ve üç çocuğu vardı… Fahri Ahmet’in ise altı çocuğu vardı ve Melek hanımla evliydi… Geride dokuz gözü yaşlı öksüz ve iki gözü yaşlı eş bırakmışlardı…
Maşera ormanında kazılar devam ederken 2011 yılında birkaç kez bu kazı
alanını ziyaret etmiştik Kayıplar Komitesi yetkilileriyle birlikte… İki “kayıp” Kıbrıslıtürk’ten geride kalanlar gömüldükleri yerden çıkarılırken oradaydım ve 4 Kasım 2011’de bu sayfalarda yayımlanan “Maşera’da bir mezardan notlar”ı kaleme almıştım…
Maşera ormanında yürütülen bu kazılarda bir “kayıp” şahsın üstünden cüzdanı, cüzdanın içinde de kimlik kartı çıkmıştı fakat aradan geçen yıllar bu kimliği soldurmuştu… “Kayıp” Abdullah Haşim’in oğlu Ahmet Tınaztepe’yle dün akşam konuştuğumuz zaman, aslında kimlik kartıyla bulunan bu “kayıp” şahsın babası olduğunu, ondan geride kalanlar mezardan çıkarılırken orada olduğumu anlıyoruz… O günlerde kaleme almış olduğum yazıyı Maşera’da neler yaşanmış olduğunu hatırlatmak amacıyla bir kez daha yayımlıyoruz bu sayfalarda… Bu yazı kaleme alındığında Maşera ormanında henüz beş “kayıp” Kıbrıslıtürk’ten geride kalanlara ulaşılmıştı ancak kazı ilerledikçe bulunan “kayıp” Kıbrıslıtürk sayısı yediye çıkmıştı… 4 Kasım 2011’de bu sayfalarda yayımladığımız “Maşera’da bir mezardan notlar” başlıklı yazım şöyle:
“Dün (3 Kasım 2011) öğle saatlerinde Ledra Palace’ta Kayıplar Komitesi yetkilileri Murat Soysal, Okan Oktay ve Ksenofon Kallis’le buluşuyoruz. Bize Genetik Enstitüsü’nden Dr. Cemal Gürkan da katılıyor. Hep birlikte Maşera ormanındaki kazı alanına gidiyoruz...
Maşera ormanında Kapedes köyü yakınında bulunan gömü yerinde, geçtiğimiz haftalarda iki “kayıp” Kıbrıslıtürk’ten geride kalanlar bulunmuştu. Önceki gün de aynı orman içerisinde başka “kayıp” Kıbrıslıtürkler’den geride kalanların da bulunduğu haberi geliyor... Bu alana beş “kayıp” Kıbrıslıtürk gömülmüş. Bunlar 1964 yılında “kayıp” edilmiş Kıbrıslıtürkler. Lefkoşa-Larnaka veya Lefkoşa-Leymosun, hatta Lefkoşa-Mağusa yolundan “kayıp” edilmiş Kıbrıslıtürkler bile olabilir bunlar...
Olaylara karışmamış, işinin gücünün peşinde, herhalde ticaretle uğraşan masum Kıbrıslıtürkler, nasıl olup da Maşera ormanının kuş uçmaz-kervan geçmez bir noktasında bulunuyorlar?
DEVAM EDECEK