1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. MASKELİ “ON”LAR
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

MASKELİ “ON”LAR

A+A-

“Bankada birikmiş para bulduk, alalım, yollara harcayalım.”
Okey!
O zaman merkez bankasına direktif veriniz, yüz bin liranın üzerindeki mevduatların yirmi binine el koyunuz.
Hazır para işte!
Yoksa yollarda her ölüm, sizden sorulacak.

*  *  *
“Abartma”
mı dediniz!
Niye?
İşçininkini almak bu kadar kolay da zengine gelince tuhaf mı geldi?

*  *  *

Biraz daha kolayı var.
Yasa yapmak ve yeni seneyle birlikte, yol vergisini, yollara akıtmak.
Peşin ödeyelim hatta!
Ocak-Şubat-Mart iki senelik ödeyelim.

*  *  *

İşsiz gençlerimizin sayısı çok fazladır ve istihdam teşviğine ihtiyaç vardır.
Elinde diploma iş arıyor gençler, hem de “her işe razı” neredeyse...
İşçinin alın teriyle büyüyen fon da bu nedenle oluşmuştur.
Siyasetin “hazıra konmaya meyilli ve popülist” yaklaşımı bilindiği için de fonun amacı dışında kullanılması yasayla engellenmiştir.

*  *  *

İşçinin parası işçiye dönmelidir önce!
Asgari ücrete talimli güvencesiz yığınların ve yoksulların hayatını iyileştirmek hedefine hizmet etmelidir.

*  *  *

Sen “büyük koçları” affet!
Elektriğini, sigortasını, vergisini ödemeyeni bağışlayarak adeta ödüllendir!
Kaçağa, göçeğe göz yum!
Yıllık 160 milyon liraya yükselen ek mesainin ne kadarı “acil ihtiyaç” ne kadarı “ek maaş” diye hiç uğraşma, risk üstlenme, kararlılık gösterme; katmerli maaşlara, ayrıcalıklı zümrelere ses çıkartma...
Ve dön, dolaş, çoğu 2 bin 958 lira maaşlı insanların gelecek güvencesine, işsiz gençlerin umuduna göz dik!
İşçinin “hazır parası” üzerinden “icraat” yapmak ne kadar da büyük bir “beceri” öyle (!)
Spor fonundan hastane yapalım öyleyse, turizm fonundan mahkeme, ne dersiniz?
Para orada duruyor.
Hazır yılbaşı biletleri satılmışken, piyango gelirlerini niye değerlendirmeyelim?
Ercan’ı 13’üncü maaş için feda etmiştik nasılsa, alışkınız...

*  *  *

İşçinin bankasını soymaya hazırlanan “maskeli on”lara çağrım, önce “zenginlerin kasası”ndan başlanmasıdır.

*  *  *

Kimseler trafikte canını yitiren kurbanların mezarlarına basarak ve toplumun duygularını sömürerek siyaset yapmasın şimdi...
Yollardaki ampülleri değişemeyecek kadar “kabiliyetsiz” bir siyaset var ortada..
O kadar aciz!
Kirli parayı kayıt altına alamayan bir ortaklık var.
Ne yasa dışı ve kaçak ikinci işe dokunabiliyorlar, ne de uçan vergilere!
“En iyi biz dilenir, en büyük yardakçılığı da biz yaparız” şamatası üzerinden hükümete gelindiği de unutulmasın sakın!

*  *  *

Evet, yollar yol değil ve “yol vergisi” diye toplanan “seyrüsefer” harçları ortada!
Genel bütçenin bu kaynağı yutmasına izin vermeyiniz.
Yarım milyonluk araba süren zenginler, bu berbat yollar için elbette fazlasını da verirler.
Ve evet yol da yapılacak, trafik güvenliğine yatırım da, kaynakları doğru yöneterek.
İşçinin, yoksulun, güvencesizin parasıyla değil!
Yol vergisi yol, işçinin parası işçi için kullanılacak.
Ha işçinin parasını yollara harcayalım, yol için ödediğimiz vergi de partili danışmanların cebine maaş olarak girsin diyorsanız, katılmıyorum.
Yasa değişecekse “yol vergisi” için değişmeli...
Bunu başarmaktır siyaset!
Dağıtmak yerine...

 

 

Bu yazı toplam 2010 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar